Ben bir sporseverim. 18 yaşından beri profesyonel olarak yayın dünyasının içindeyim. Ne unutulmaz maçlar gördüm... Olimpiyatlarda sporun centilmenliğini, ruhunu doyasıya yaşadım.
Derbilerin derbisi diyoruz; Galatasaray - Fenerbahçe maçlarına ama bu maçları izlerken son yıllarda, güzel futbola, saha içinde harika taktiksel organizasyonlara hasret kaldık. Dünya Boks Şampiyonluğu unvan maçlarında bile görmediğimiz gerginliği, stresi bu maçlarda yaşamak zorunda mıyız sevgili futbolseverler?
Ceza sahası içinde pek net pozisyon olmadan biten çöpe atılmış bir ilk devre yaşadık. Fikstürde sezon sonuna koymayın artık böyle gergin geçecek derbileri. Futbol izlemek istiyoruz, sinir harbi değil.
Böyle maçlarda sarı kart görünce buz adam olacaksın. Djiku’yu kastediyorum. Kırmızı gördü. Fenerbahçe erken eksik kalmasına rağmen savaştı ve ayakta kaldı.
Şampiyonluk maçı; stres çok, maçın adı da derbi olunca ev sahibi bile olsanız sizi etkiliyor. Ceza sahası çevresinde geçmiş maçlarda tek top veya duvar paslarıyla kolay pozisyonlar bulan Galatasaray, bu maçta bilinç altında önce kontrol dedi.
Böyle düşünürsen zaman geçmez. Bir bakmışsınız duran topta kaleciniz hata yapmış ve golü yemişsiniz. Maçı beraberliğe kilitlemek isterseniz kabus başlar. Çağlar golü atınca haklı olarak büyük bir sessizlik ve şok yaşandı.
Kaleci Muslera, Mertens, Ziyech ve İcardi gergindiler, bu nedenle oyuna ağırlıklarını koyamadılar. 10 kişi kalmak büyük dezavantajdı Fenerbahçe için. Bunu hiç hissettirmeyen başarılı takım savunması, umutların son haftaya taşınmasını sağladı.
Galatasaray hala avantajlı ama futbol sürprizler oyunu... Bekleyip göreceğiz..