Meclis lokantasında stajyer (meslek adayı uygulama öğrencisi) olarak çalışan 17 yaşından küçük kız çocuklarına arsız aşçılar cinsel tacizde bulunmuşlar. Bir aşçı tutuklanmıştı. Üç aşçı daha tutuklandı. Tacizci eğilimleri olan bir aşçıbaşına ise Meclis’e tacizi sokmaktan ve “Devlet memuruna olan güveni sarsıcı davranıştan” disiplin cezası kesildi.

Bir baba gördü.

Meclis’e geldi.

Meclis Başkanlığı’na; “Uygulama öğrencisi kızının telefonuna gönderilen mesajları gösterdi. Bunlar nedir, siz burada ne işletiyorsunuz?” diye sordu.

★★★

Rezalet.

Ahlaksızlık.

Çürüme.

Adilik.

Diyeceğim.

Yeterli olmayacak.

★★★

Yüz karası.

Kepazelik.

Rezillik.

Facia.

Zillet.

Diyeceğim.

Bunlar da yetmeyecek.

★★★

İffetsizlik. Sapkınlık. Hayasızlık. Yozlaşma. Kokuşma. Ar damar çatlatma. Çürümüş ahlak. Dinsiz. İmansız. Kitapsız. Diyeceğim bunlar bile az gelecek. Çünkü Meclis Başkanlığı’ndan ismini vermeyen yetkililer yandaş kalemlere; “İhmal etmedik, örtbas etmedik, anında soruşturma açtık” diye savunma yazısı bile yazdırıp yayımlattılar.

Utanmazlığa bak!

Meclis’e taciz girmiş.

Örtbas mı edecektiniz!

★★★

Stajyer öğrencilerden birine de “Taciz edildiğini annene, babana söylemeyeceksin” diye korkutma yapılmış. Meclis çatısı altında “Zincirleme taciz yüzsüzlüğü” kurulmuş.

Arsız aşçıbaşılar.

Yüzsüz aşçılar.

Kime güvenmişler ve “Arkam sağlam bana bir şey olmaz” aymazlığı içinde yozlaşma ve çürümeyi Meclis’e sokmuşlar? Bunları işe kim aldı, kim koruyor?

★★★

CHP Bartın Milletvekili avukat kökenli Aysu Bankoğlu,  Meclisi Başkanlığı’na “Araştırma Komisyonu Kuralım” diye başvurdu ve sizlere de duyurayım diye bana gönderdiği bilgilenme notunda; “Meclis’te ortaya çıkan bu durum kurumsal bir çürümenin işaretidir. Kimi vakalar 7 yıl öncesine dayanıyor. Bazı stajyer çocuklar, tehdit edildikleri için şikayetlerini geri çekmiş. Olanlar; denetim eksikliklerinin, ihmallerin ve kimi yöneticilerin olayların üzerini kapattığına dair ciddi kuşkuların sonucudur. Bu, bireysel bir suç değil; kurum içi bir zafiyet ve ihmaller zinciridir” dedi.

★★★

Güçler tek elde toplandı.

50+1 sistemine geçildikten sonra bir tek kişi Meclis’i “NOTER” haline getirdi. Meclis çoğunluğu, o bir kişiden gelecek öneri için “Parmak kaldıran-parmak indiren ve gece yarısı torba kanuna kişi zengin etme maddesi sokan ve bunun için milletvekili  maaşı alanlara” dönüştü. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçildikten sonra “Milletvekillerinin ağırlığı, etkinliği ve buna bağlı olarak vatandaşı demokratik olarak temsil etme gücü” kalmadı.

★★★

Gruptan aranıyorlar.

Gelip imzalıyorlar.

İçeriğini bilmedikleri “Yasa tekliflerinin” kanunlaşmasına aracı oluyorlar. Ve Meclis lokantasına “Ucuz yemek” için doluşuyorlar.

Mevsim salata: 24 TL.

Brokoli çorba: 12 TL.

H. Paşa köfte: 66 TL.

Izgara köfte: 160 TL:

Kuzu incik: 72 TL.

Terbiyeli şiş: 175 TL.

Antalya piyazı: 20 TL.

Günün tatlısı: 20 TL.

★★★

Bu fiyatlar Ankara’da orta kalitede bir lokantanın onda biri bile değil. Bizim Meclis’in milletvekilleri,  ülkemizdeki asgari ücretten 10 kattan fazla tutan 229 bin 676 TL aylık maaş alarak ucuz lokantanın yemeğine girişiyorlar. Ve “Ana muhalefet partisi lideri Özgür Özel’in dokunulmazlığını kaldırmak için” hazırlanıyorlar. Tacizci aşçılar ile aşçıbaşını kimler korudu?

Utanmazlığa bak!