Sevgili okurlarım, Bilal’i size tanıtmaya falan hiç gerek yok. Onu hepimiz biliyoruz...

Babasının oğlu!

Babasının yolunda hızla ilerleyen, hepimizin umut bağladığı genç veliaht!

1981 doğumlu, imam hatip mezunu. Dün özgeçmişine şöyle bir baktım. İmam hatip sonrasında ABD’ye gidip bir yüksek okulda master yapmış, sonra Dünya Bankası’nda görev almış, kamu yönetimi uzmanı olmuş!

Bu arada karşısına çıkan bedelli askerlik fırsatını da kaçırmamış, Burdur’da 21 gün askerlik yapmayı başarmış!

Babası, Bilal’in yeteneklerine hep hayranmış. Onu Türkiye’ye getirince bir daha bırakmamak üzere elinden sımsıkı tutmuş, koruması altına almış.

Şimdi özellikle bizim yandaş medyada her gün bu yetenekli Bilal’i izliyoruz. Babasının yanında onunla birlikte dolaşıyor, bazı önemli toplantılara, buna uluslararası toplantılar dahil, katılıyor.

Bazen çeşitli toplantılarda babasının mitingleri dahil kürsüde boy gösteriyor. Çevresinde birtakım tipler ona “Çok iyi söylediniz valla, ağzınıza sağlık” falan diye gaz veriyor.

★★★

Aslında Bilal gerçekten yetenekli bir arkadaş... Bakınız şu anda hangi görevleri üstlenmiş...

Kamuya ve AKP’ye yararlı bazı sivil toplum kuruluşlarında üst düzey yöneticilik... Dünya Etnospor Konfederasyonu başkanlığı... İslam Bilim Tarihi Araştırmaları Vakfı, Okçular Vakfı mütevelli heyeti, İlim Yayma Vakfı adıyla bilinen İslamcı kuruluş, kurucusu olduğu İbn Haldun Üniversitesi mütevelli heyet başkan vekilliği...

Ayrıca Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) yüksek istişare kurulu üyeliği...

Evet, gerçekten nitelikli ve yetenekli bir arkadaş!

Bunu kanıtlayan bir husus daha var... İleri derecede İngilizce, orta düzeyde Fransızca, İtalyanca ve Arapça biliyormuş. Muazzam bir şey!

Demek ki babasının bu konuda çektiği büyük sıkıntılara katlanmayacak!

★★★

Bunları niçin yazdığımı belki merak edersiniz diye söyleyeyim...

Babası yasal nedenlerle üçüncü kez cumhurbaşkanı olamadığı takdirde, partisinin göstereceği aday şimdiden belli gibi.

Bilal!

İleride neler olacağı elbette bilinmez.

Yani bu iddialı sözleri bugün için, bugünkü koşulları dikkate alarak söylüyorum.

Babası onu yanında boşuna taşımıyor, gelecekteki cumhurbaşkanlığı için yetiştirmeye çalışıyor. Böyle fedakar baba kaç kişide var!

Talihi hep böyle açık olsun, tuttuğu altın olsun.

Amin.

Saray danışmanları

Sevgili okurlarım, memleket sorunları konusunda her gün ahkâm kesen, bizleri bazen uyaran, bazen sopanın ucunu gösteren, nasihat veren iktidar kadrolarına bir süredir yeni bir kesim daha eklendi.

Saray danışmanları!

Başka bir deyişle Recep Tayyip’in seçmece elemanları.

Bunlar ikiye ayrılıyor, danışmanlar ve başdanışmanlar.

Bu arkadaşlar acaba toplamda kaç kişidir, görevleri nedir, o makama siyaset dışında hangi özellikleri nedeniyle atanmıştır, makamları nerededir, kaç para maaş almaktadır, bunların hiçbirini bilmiyoruz.

Ama bunlar her gün medyada, gazete sayfalarında ve televizyon ekranlarında boy gösteriyor. Her biri ayrı ayrı konuşuyor.

Yazılı ve sözlü açıklamalarını her gün zevkle izliyoruz!

Acaba kimin adına konuşuyorlar, o da belli değil!

Kendileri adına mı, yoksa en yüksek maaşlara bağlandıkları Saray adına mı!

Kamuoyuna açıkladıkları o cicili bicili muhteşem fikirler acaba kendilerine mi, yoksa Recep Tayyip’e mi ait, ne yazık ki onu da bilmiyoruz.

Acaba o görkemli sözlerini, uyarı ve değerli fikirlerini medyaya duyurmadan önce kendilerine Saray’dan talimat geliyor mu ‘Şunu söyle’ diye!..

Yoksa bu danışman efendiler kafalarına estiği gibi rast gele mi konuşuyor!

‘Saray’ Türk milleti için bir kapalı kutu. Orada neler olup bittiği meçhul. Saray’da binlerce kişi çalışıyor. Orası adeta Ankara’nın içinde yeni bir kent merkezi. Türkiye artık oradan yönetiliyor.

Maaşlar olabildiğince yüksek, her gün davetler ve ziyafetler veriliyor, görkemli sofralar her gün kuruluyor. Danışmanlar ve başdanışmanlar işte böyle bir ortamda vatana millete hizmet sunuyor!

Allah devamına erdirsin. Amin.