İnsanları soyup soğana çevirecekler.

Adaletten anladıkları bu?

Garson bahşişlerine bile vergi getiriyorlar!

Kira gelirlerinden de her ay yüzde 20 harç, yani “haraç” alacaklar... 10 bin lira kira alan bir ev sahibi her ay bunun 2 bin lirasını devlete verecek, ev sahibi de bunu kiracıya yansıtmak isteyecek! Alın size bir sorun daha!

150 lira olan yurt dışı çıkış harçları da, dünya tarihinde ilk defa görülen akıl almaz bir arttırma ile 3000 lira oluyor.

Türkiye’den çıkmak parayla ama girmek bedava... 10 milyonu aşkın sığınmacı ülkemize böyle bedavadan doldu.

Devlet, tasarrufun yanına yaklaşmazken, yandaş şirketlerin milyarlarca liralık vergi borçları silinirken, adaletsiz vergilerle vatandaşın canını çıkarmak vicdanî bir iş midir?

Mehmet Şimşek Bey ve ekibinin vergi adaletinden anladıkları bu mudur?

Vergi adaleti tabana böyle mi yayılır?

★★★

Yeni düzenleme, iktidarın nefret ettiği ve asla kabul etmediği İMF programından da beter! Şimşek’in yanında, İMF masum kaldı. Gidişatımız belli. Ulusça yoksulken, daha da yoksul olacağız!

AKP’nin vaat ettiği “Türkiye Yüzyılı” bu işte!

Acılar ve sıkıntılarla geçecek bir yüz yıl... 24 yılı geçip gitti, önümüzde 76 yıl kaldı! Sık dişinizi ey halkım... Mehmet Şimşek de “Sabır” istiyor, “Ben sihirbaz değilim” diyor.

Yani, dolaylı olarak bu işi beceremeyeceğini itiraf ediyor.

O zaman, “Neden kabul ettin bu görevi efendi?” diye sormazlar mı?

★★★

Adaletsiz vergiler büyüyor, zamlar, işkence halini alıyor.

Gerçek bu iken, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz “Vergide adalet mesajı” verdi.

Ne adaleti Cevdet Bey? Adaletiniz bu mu?

Uygulanan, İMF’siz İMF programıdır ve öldürücüdür!

Oysa siz vatandaşı yaşatacaksınız ki, devlet de yaşasın!

13’üncü yüzyılın sonlarında Şeyh Edebali, öğrencisi olan ilk Osmanlı Sultanı Osman Gazi’ye “Ey oğul! İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın!” demişti.

Tarihten de mi ders almadınız vergici beyler?

★★★

Mehmet Şimşek yanlış yolda...

Ekonomik sorunlar akılla, bilimle, üretimle çözülür, insanları aç bırakmakla çözülmez!

Önce tepeden başlayacaksın.

Halktan damla damla, kaşık kaşık topladığın vergiler, devlette kürek kürek harcanıyorsa, ekonomiyi düzeltmenin imkanı yoktur!

Sabır sabır! Nereye kadar?

İnanın ki, yetti artık!

AKP’li Şamil Tayyar bile, Mehmet Şimşek’in adaletsiz vergi paketini “Kalp ameliyatı yaparken hastanın ciğerinin de sökülmesine” benzetti.

Gerçekten de, milletin ciğeri sökülüyor!

Çirkin tehditler bitmiyor!

Demokratik bir hukuk devletinde mi yaşıyoruz, yoksa bir kabadayılar ülkesinde mi?

Elbette ki bir kimse, her düşünceyi, her görüşü kabul etmek zorunda değildir ama görüş ve düşüncelere karşı silahlı tehditler ve hedef göstermeler de ilkel ve çirkin bir kabadayılık gösterisidir.

Son dönemde meslektaşlarımıza tehdit üstüne tehditler yağıyor.

Murat Ağırel, Timur Soykan, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Alican Uludağ gibi meslektaşlarımız, savundukları fikirler nedeniyle çirkin tehditlerle karşılaştılar. Hepsine geçmiş oldun diyorum.

Yalnız onlar değil... Türkiye’nin yüz akı aydınlarından olan Tele-1’in yorumcusu ve Cumhuriyet yazarı Prof. Dr. Emre Kongar da görüş ve düşünceleri nedeniyle, MHP Genel Başkan yardımcıları Semih Yalçın ve İzzet Ulvi Yönter tarafından açıkça tehdit edildi.

Demokratik olduğu iddia edilen bir ülkede böyle ilkel tehditler asla kabul edilemez!

Cesur bir aydın olan Emre Kongar’ın “Atatürk’ün Aydınlatma Devrimleri” yolunda yazılarını sürdüreceğine eminim.

GÜNÜN SÖZÜ

Gelecek karanlık görünse bile, insanız, umutlarımız var!