Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in geçen hafta Londra’da yabancı fonlarla yaptığı toplantı amacına ulaşmış. Piyasa oyuncuları bu toplantı sonrası sıcak para girişinin hızlandığını söylüyor. Bakan Şimşek yabancıları programın başarılı olacağına ikna ederken, “Asgari ücret yüzde 30 zamlandı ama memura verilen yüzde 11.9, emekliye verilen yüzde 14.9 zam ve bunlar program çerçevemizle daha uyumlu” demiş.
Şimşek’in Londra temaslarına katılan bankacılar, daha toplantılar devam ederken özellikle banka hisseleri ve tahvile yatırım taleplerinin arttığını, son dönemde artan fon girişlerinde ziyaretin önemli olduğunu söylediler. Bankacılar, ekonomi yönetiminin kurların mevcut seyri ve döviz rezervi biriktirme konusunda ısrarlı olduğunu, bu arada kredilerin artmasını sınırlamaya devam edeceklerinin anlaşıldığını söylediler.
Bakan Şimşek’in yabancı fonların tedirgin oldukları konulara açıklık getirdiğini, artık ‘Şimşek’in görev süresi’ konusunda bir şüphenin kalmadığını söylediler.
Londra toplantılarında Şimşek’in verdiği bazı mesajları şöyle özetleyebiliriz:
- Bütçe açığının GSYİH’ye oranını yüzde 4.9-4.8 ile kapattık ve açığın bundan sonra yüzde 3.1’e yakın olmasını bekliyoruz. GSYİH’ye göre harcama azalıyor, geçen yıl 24.8’den 24.4’e düştü ve tekrar azaltacağız.
KAMU ZAMLARININ ETKİSİ
- İdari fiyatlar TÜFE’nin yüzde 10’undan azını oluşturuyor, petrol ürünleri TÜFE’nin yüzde 4.23’ünü oluşturuyor, toptan vergideki artış yüzde 1.4’lük bir fiyat artışı anlamına geliyor. Fiyatın küçük bir bileşenini oluşturuyor, toptan vergi artışında sadece yüzde 6, ancak artan petrol fiyatları, bir artışa sahip olacak.
- Yüzde 3.49’luk tütünün fiyatı yüzde 0.8 artacak, henüz ayarlanmadı, ancak maksimum yüzde 0.8 olacak, bu 6 aylık bir ayarlama. Alkollü içeceklerin ağırlığı yüzde 0.27 gibi çok küçük bir değere sahip.
- İdari fiyatların uyumlu olmadığı algısı var, ancak yüzde 43.9’luk yeniden değerleme oranı TÜFE’nin sadece yüzde 0.36’sını oluşturan hizmetler için geçerli. Bu çok küçük bir doğrudan etki; insanlar her gün pasaport almıyor, yeniden değerleme oranı ile idari fiyatlar arasında bir karışıklık var.
- Arz tarafında üç önceliğimiz var: konut, gıda ve mal. Konut konusunda: Deprem yeniden inşası, sosyal konut ve kentsel yenileme. Gıda tedarikinde: Sulama, arazi konsolidasyonu ve tedarik zincirinin iyileştirilmesi.
- GSYİH trendin altında seyrediyor, orta nokta yüzde 1.5, büyümenin yüzde 3’ün altında olması açıkça trendin altında ve enflasyonun düşmesini destekliyor.
CARİ AÇIK BÜYÜYECEK
- Geçen yıl cari açık yüzde 1’den azdı, 3. çeyrekte yüzde 0.7 oldu. Bu yıl biraz artmasını bekliyoruz, ancak cari açık artık endişe kaynağı değil. Yüzde 2’ye kadar, hatta 2.5 oldukça sürdürülebilir.
- Altın ithalatı normalleşti, enerji ithalatı düştü. Varsayım varil başına 83 dolar.
- Dış borç hâlâ yüksek. Brüt dış gereksinimlerin yüzde 17’ye yakın olacağını tahmin ediyoruz. Geri ödediğimizden daha az borç almak istiyoruz, bu yıl oraya ulaşmaya yakın olacağız, ancak gelecek yıl arz temelini küçültmeyi planlıyoruz.
- Üretim değerimiz kişi başına yardıma göre yüksek, GSYİH’nın yüzdesi olarak teknoloji ihracatımız çok düşük. 8 alanda, yaklaşık 30 ürün için 30 milyar ABD doları destek verilecek. Talep zaten güçlü.
- TL’nin aşırı değerlenmesiyle ilgili yüzeysel eleştiriler, ticaret hesapları, enerji dışı altın ithalatı hakkında konuşulanlar gerçeklerle örtüşmüyor. Açık bir TL hedefi ve garantisi yok. Olumsuz etkilenen bazı sektörleri hükümet de biliyor, hedefli mali desteği kabul ediyor.
- Tahakkuk ve nakit bütçe kafa karıştırıyor ama anlamlı bir fark yok. 2023’te harcanmayan bazı kalemlerden kaynaklandı. Bu yıl nakit açığı biraz daha yüksek olabilir; diyelim ki yüzde 3.1 yerine yüzde 3.5. Enflasyonla mücadelede hâlâ çok fazla destek anlamına geliyor.