AŞINMAK, düzleşmek, tutmaz olmak. Buna yalama olmak diyorlar. Vida yalama olmuş tutmuyor. 5 uçakla NATO’ya “nikah tazelemeye” gidildi. Gidilirken; “Üçüncü Dünya Savaşı” çıkacak korkusu da pompalandı.
Rusya eski düşman.
Çin yenilenen öcü.
İkisine de kar suyu.
Yemin tazelendi.
★★★
Çin’e ve Rusya’ya karşı çok sert yeni kararlar alındı. Rusya, Ukrayna’ya saldırırsa Türk ordusu NATO’nun saflarında olacak. 5 uçaklı Türk heyeti, “Çin ile Rusya’nın köküne kar suyu” kararlarının altına imzalarını bastılar.
Mürekkebi kurumadı.
5 uçaklı gidişin dönüş yolunda; “Türkiye’nin Rusya ve Çin’in öncülüğünde büyüyen Şanghay İşbirliği Örgütü’ne tam üye olma hedefinden vazgeçmediği” bütün dünyaya duyuruldu.
Bu ne şimdi?
★★★
75 yılın içine çok dünya olayı ve devletler arası ilişki sığdı ve şu gerçek ortaya çıktı:
NATO:
ABD demek.
Bu dünya liderine şimdi kimse güvenmiyor. Çünkü istediğini yarı yolda bırakıyor. Avrupa’nın önde gelen ülkeleri bile hem NATO üyesi olup hem de Rusya ve Çin ile işbirliğini kesmek istemiyorlar. O zaman “NATO’ya öğrenilmiş yandaşlığı” yeniden ilan etmeye 5 uçakla gitmenin amacı neydi?
Gösteriş miydi?
Yediği lokmanın hesabını yapma derdine düşmüş halka nispet yapar gibi “5 uçakla geziye gidecek kadar iyiyiz propagandası” yapıldı.
İçe propaganda.
Yalama.
★★★
1 uçak yetmedi.
2 uçak kesmedi.
3 uçak az geldi.
4 uçak dar geldi.
5 uçakla gidildi.
Kendisi için bir uçak. Kadrosu için başka bir uçak. Heyet için başka bir uçak. Etti 3 uçak. İtibar göstergesi zırhlı makam araçlarını Ankara’dan bir gün önceden yüklediler, Washington’a uçakla taşıdılar. İtibar uçuran uçak, bu dördüncü uçaktı. Beşinci uçak da Ankara’dan yola çıkan Türk heyetine “hoş geldiniz diyecekleri” 2 gün önceden Washington’a uçuran uçaktı.
★★★
Beş uçaklı gelişlere rağmen ABD Başkanı Biden, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile hiç değilse 75 yılın hatırına “baş başa bir görüşme yapmayı” bile kabul etmedi.
Ayaküstü bakıştılar.
Uzaktan gülüştüler.
★★★
157 yıl önce Sultan Abdülaziz, Avrupa’ya bir itibar gezisine çıkmıştı. Gidişi tantanalı olmuş; kalabalık bir heyetle saray önünde demirli Sultaniye Vapuru ile yola çıkılmış, dönüşü de üç gün- üç gece süren coşkun şenliklerle kutlanmış ve şerefine dönemin şairlerince kaleme alınan şiirler, kasideler yazılmıştı.
★★★
Fransa’da:
Kral III. Napoleon tarafından karşılanmış, Eliysee Sarayı’na konuk edilmiş, Rus Çar’ı II. Aleksandr’da Sultanla görüşmek için Paris’e ayağına kadar gelmişti.
İngiltere’de:
Dover Limanı’nda bizzat Gal Prensi Edward tarafından karşılanmış, Buckingman Sarayı’na yerleşip Kraliçe Victoria ile görüşmüştü.
★★★
Viyana’da:
Avusturya Macaristan İmparatoru Fronçois Josep tarafından istasyonda karşılanmış, şerefine sarayda toplantılar düzenlenmişti.
Belçika’da:
Prusya’da:
Sultan Abdülaziz’i “ayak üstü bakışma ve uzaktan gülüşme” ile karşılama hiç olmamıştı.
★★★
NATO toplantısına 5 uçaklı gezi fikrini kim, hangi düşünceye göre ve hangi sonucu almak için planladı?
Vida yalama olmuş.
Adana’da son Kuvâ-yi Milliyeci hayata gözlerini yumdu
1918 yılıydı. Adana düşman işgali altındaydı. İlk sayısında 8 sütuna; işgalci düşman askerlerine gönderme yaparak; “Eşeğin kuyruğu hâlâ elimizde ayağa kalkalım” manşetini koydu. İşgal kuvvetleri gazetenin kurucusu öğretmen Ahmet Remzi Yüreğir için idam kararı çıkardılar. Öğretmen Toroslara çıktı, Pozantı’da tren vagonu içinde odun isini mürekkep yaparak “Yeni Adana” adıyla gazeteyi yayımlamaya devam etti. Yeni Adana “Kuvâ-yi Milliye yani milli direniş haberleşmesinin ayrılmaz bir parçası” oldu. Yeni Adana’nın 100 yıldan fazla yaşaması ve yayınını sürdürmesi için tüm maddi, manevi zorlukları göğüsleyen başyazarı son Kuvâ-yi Milliyeci Çetin Remzi Yüreğir, dün hayata gözlerini yumdu. Büyük şairimiz Fazıl Hüsnü Dağlarca, Çetin Remzi Yüreğir’in dayısıydı. Dağlarca Yeni Adana için; “Yazının ayağa kalktığı... Yazının bilinç olduğu...” diyen bir şiir de yazmıştı.