Adana’da 1937 yılından beri kazasız, belasız bir tek gün bile uçuşa kapanmadan hizmet veren Şakirpaşa havaalanını kapatıp, verimli arazilerin arasına, kuş uçmaz kervan geçmez yere yeni bir havaalanı yaptılar.
Yaptılar da Çukurovalıların başlarını göğe mi eğdirdiler?
Bakın hizmete gireli daha birkaç ay olmasına rağmen ilk yağmurlarda havaalanı falsosunu verdi.
Havaalanının birçok noktasından su basan mekanların, yağmur suyu damlayan salonların görüntüleri sosyal medyada paylaşıldı…
Yağmurdan tarlaları su bastı, tarlalardaki su piste akıp pisti de kapladı diye haberler çıkmaya başladı.
Hatta bir uçak pisti su bastığından Adana’ya inemedi, Kayseri’ye indi diye haberler çıktı.
Doğrusu ben pistin su bastığına dair bir görüntüye rastlamadım, uçağın da bu yüzden mi inemediğini ya da hava koşullarından mı inemediğini bilmiyorum, ancak şimdiye kadar yaşananlara bakıp da bir gün pistin de su altında kalacağını görürsem hiç de inanmam.
Zira geçtiğimiz günlerde yağan yağmur öyle şiddetli bir yağmur değildi.
Adana’nın ünlü, günlerce süren sağanak yağışları meydana gelirse piste ne kadar sirayet eder bilemem.
Burada iş adamı arkadaşım ve bir okurumun verdiği şu önemli bilgileri hatırlatmak isterim:
“Çukurova Havalimanının kurulduğu alanda taban suyu çok yüksek. Yani bu alanın bir iki metre altında deniz suyu var. Çünkü Çukurova, binlerce yıl içinde, sel ve nehir sularının dağlardan taşıdığı alüvyonlu topraklarla dolmuş. İşte bu yağmurlarda da taban suyu yüksekliğinin etkisiyle zeminin üstü sularla kaplandı, adeta bataklık gibi oldu ve uçaklar inemedi. Adana havaalanı açık olsaydı belki oraya inebilirdi. Kayseri’ye inmek zorunda kalması uçaklar açısından bir risktir. Ya yakıt sorunu olsa o zaman ne olacaktı? Bu nedenle Şakirpaşa, bu durumlar için bile olsa mutlaka açık tutulmalı…”
İşadamı arkadaşımın söyledikleri bu kadar da değil. Verdiği şu bilgilere ne dersiniz?
”İtalya’da Milano’da 3 adet uluslararası havaalanı varken Çukurova’da iki havaalanı fazla değil. Çünkü Milano, 2 milyonluk bir şehir, Çukurova’nın nüfusu ise 7-8 milyon. 350 bin nüfuslu Rize’ye, 650 bin nüfuslu Trabzon’a havalimanları ayrı ayrı yapılıyor da Adana havaalanı neden kapatılıyor?...”
Bu sözlere katılmamak mümkün değil tabi.
Gelelim, yeni havaalanının su baskını risklerine…
Dilerim böyle uçakların inemeyeceği kadar bir pist su baskını olmaz ama şu ana kadar gelen haberler Perşembe’nin gelişini Çarşamba’dan belli etmiyor mu?
Çukurova Havaalanı'nın şu haliyle kimseyi memnun etmediği aşikar.
Belki, çok yakın olduğu için bir tek Tarsuslular memnundur ama ne Mersinlilerin, ne Adanalıların, ne Ceyhanlı, Osmaniyeli, Kadirlili, Kozanlı, Erdemlili, Silifkeli, İskenderunlunun bu havaalanından memnun olmadıkları artık ortaya çıktı.
Çünkü gelip gitmek büyük bir dert.
Adanalıların beş dakikada sorunsuz ulaştıkları havaalanının kapatılıp 40 kilometre uzağa taşınmalarını artık söylemiyorum çünkü bu çileyi sağır sultan bile duydu.
Ama Mersin sınırları içinde olan havaalanından Mersinliler de memnun değiller çünkü eskiden Adana’ya trenle, dolmuşla, otobüsle gelebiliyorlar ve küçük bir para ödüyorlardı.
Şimdi ya havaalanın servislerine 300 TL ya da özel araçları yoksa 1500-2 bin TL taksi parası veriyorlar.
Zaten araçlarına koyacakları benzin de servis parasından aşağı kalmaz.
Mersinliler, eskiden Adana Şakirpaşa Havaalanında indiklerinde saat kaç olursa olsun otobüs, dolmuş, minibüs, tren bulurlardı.
Şimdi ya saat başı kalkacak servisleri bekleyecek ya da 2 bin TL verip taksiye binecekler.
Ama ne oldu, Mersin’in havaalanı oldu, öyle mi?
Sırf 80 km olan yolu, 60 km’ye düşürdüğü için katlandıkları rezilliğe değmediğini Mersinliler de anlıyorlar artık.
Bu arada havaalanının yolundan da söz etmem gerek.
Çağ Üniversitesinden dönüşten itibaren 7 km’lik olan tarlaların içinden geçen yol, hiçbir engel yokken dümdüz ilerleyecekken birçok yerde keskin virajlar ve dönüşler var.
Sanırım, torpilli birileri “Yol benim tarlamdan geçmesin” ya da “Arazim yol üstünde kalsın, yarın değerlenir” demiş olmalı…
Bu keskin virajlar yol güvenliğini de etkiliyor.
Yağmurlu günlerde birkaç kez gittiğim havaalanı yolunda iki, üç kazaya rastladım.
Gerçekten de dikkat edilmez, biraz hızlı girilirse kaza yapmaya çok müsait virajlar var.
Artık dümdüz ovada neden yapılmışsa!...
Biz sözüm de havaalanı tabelalarıyla ilgili olacak.
Hem TAG otoyolunda, hem de d 400’de, hem de Adana şehir içi çevre yollarında birçok yerde “Havaalanı “ tabelaları duruyor, ancak bu tabelalar çoğunlukla eski Şakirpaşa Havaalanını işaret ediyor. Yani TAG Otoyolunda örneğin Adana’nın kuzey girişinde “Havaalanı” tabelası Şakirpaşa havaalanını gösteriyor.
Oysa artık Çukurova Havaalanı açık.
Tabelada da “Çukurova Havaalanı” yazması lazım.
Bu nedenle yüzlerce kişi yanlış yola giriyor, kendini yeni havaalanı yolunda bulmak yerine yine Şakirpaşa havaalanına giderken buluyor.
Bu durumun da bir an önce düzeltilmesi gerek.
Yeni havaalanını doğru dürüst yapamadınız, bari tabelaları düzgün yapın da milleri yanlış yollara sokmayın!...