Musk ve sağ kolu, Trump’ın kararnameleri kadar tartışılır oldu. O kol, Roma’nın uzattığı defne dalı mıydı, Führer’in kalkık eli mi? 

Elon Musk, geceleri 3-4 saat uyuyan, kafası sürekli çalışan, yüzyılımızın Da Vincisi, insanlığı Mars’a taşıyacak dahi olmaktan giderek uzaklaşıyor. Trump’ın yemin töreni öncesi sergilediği ‘o hareket’ - göğsünden başlayan ve yukarıya doğru savrulan sağ kolu - “Nazi selamı mı, Roma selamı mı?” tartışması başlattı. Bir yanda “Masum bir heyecan patlaması” diyenler, diğer yanda “Bu resmen Hitler selamı!” diye bağıranlar var.  

★★★

Alman Die Zeit gazetesi, bu konuda fazla sabırlı değildi ve “Bir Hitler selamı, bir Hitler selamıdır!” diyerek, tartışmaya noktayı koydu. Nokta mı koydu dedim? Affedersiniz, nokta değil, Almancada kullanılan o koca ünlemlerden biriydi kullandığı...  

“Musk’ın selamı, Roma İmparatorluğu’na değil, Reich’ın karanlık koridorlarına götürüyor” diyenler, Alman hukukunu da bu tartışmaya dahil etti. Bir Alman hâkim, Berliner Zeitung gazetesine bu tür hareketlerin suç sayılması için kötü niyetin kanıtlanması gerektiğini söyledi. Yani kısacası, eğer sağ kolunuzu kaldırırken “Heil Hitler” diye bağırmıyorsanız, işin içinden sıyrılabilirsiniz. Belki Musk’ın da yaptığı buydu: Sessiz bir selam. 

★★★

Musk bu tartışmalar arasında ne mi yaptı? Elbette X’te bir tweet attı ve Almanya Şansölyesi Olaf Scholz’un adını kelime oyunuyla değiştirerek “Shame on Oaf Schitz!” (Utan Akılsız Dışkı) şeklinde ‘lafı gediğine’ koydu.  

Hem Şansölyeyi hem de Alman halkını aşağıladı. Bu düzeyde bir hiciv, onu yalnızca teknoloji dünyasının değil, kötüler dünyasının da bir numarası yapabilir.  

Scholz ise Avrupa’nın özgürlükçü olduğunu belirterek, “Herkes konuşabilir, hatta bir milyarder bile” diyerek kibarlığı elden bırakmadı. Ama bu kinayeli tavır, Musk’ın önceki gün Alman Nazi partisi AfD’nin mitingine canlı bağlanmasını engellemedi. Musk alanda toplanan kafatasçılara “Almanya için gerçekten en iyi umut sizsiniz” diye seslendi.  

Musk’ın tartışmalı selamı, bazılarına göre masum bir “Roma selamı” olarak savunulmaya çalışıldı. Fakat tarihçiler devreye girdi ve antik Roma’da böyle bir selamın hiç bulunmadığını belirtti. Yani, eğer bu bir “Roma selamı” idiyse, Musk tarihe de karşı geliyordu. Zaten kendisi tarihle pek barışık görünmüyor; insanlar tarihe bakarken o, geleceğe bakıyor.  

★★★

Peki bu hareketini önemli köşe yazarları nasıl karşıladı?  

The New York Times yazarı Maureen Dowd, “Deha ile delilik arasındaki çizgi her geçen gün daha da inceliyor. Mars’ta kolonileşmek isteyen Musk neyin peşinde” derken, aynı gazetenin diğer bir usta yazarı Thomas Friedman, “Bu sadece bir kol hareketi değil; aynı zamanda bir teknoloji milyarderinin tehlikeli ideolojilerle flört etmesi. Musk gibi figürler, zorbalığın sembolleriyle oynamaya başladığında, aşırılıkları normalleştiriyor ve demokrasinin temelini baltalıyor” şeklinde yazdı. 

İngiliz The Times gazetesi yazarı Caitlin Moran, “Bu bir selam mıydı? İnsanlığı kurtarmayı hedefleyen bu adam, hepimizi iyice şaşırtıyor” diye tepki gösterdi.  

Peggy Noonan (The Wall Street Journal) ise “Bir zamanlar, kamu figürleri hareketlerinin ağırlığını bilirdi; jestler asalet ya da kararlılık taşırdı. Yıldızlara ulaşmak isteyen adam, artık kendi kibrinin gölgesinde kayboluyor” dedi. 

★★★

Evet işte böyle... Milyarderden, siyasetçi olmaya kalkışılırsa işte böyle olur. Bu bir palyaçonun bir senfoniyi yönetmesine benziyor. Çok eğlenceli ama gürültülü...  

Musk’ın selamıyla ilgili tartışmalar, aslında onun kim olduğunu sorgulayan daha büyük bir soruyu gündeme getiriyor: Mars’ın Fatihi mi, geleceğin Hitleri mi?  Zira tarih, sembollerin ve mimiklerin masumiyet taşımadığını defalarca kanıtladı.