Toplumda, “Oğlum, kızım doktor çıktı” cümlesini kuran Ayşe teyzeler, Mehmet amcaların mutluluğu, dünyanın en yüksek dağı Everest’ten daha yüksek bir gururu barındırır. Siyasette, yargıda, gazetecilikte, öğretmenlikte, mühendislikte olduğu gibi, “Hastalarımın iyiliği için tedaviler önereceğim ve asla kimseye zarar vermeyeceğim” diye Hipokrat Yemini eden doktorlar içinde de mesleğine ihanet edenler her dönem vardı. Kamu vicdanını kurt gibi kemiren sepetteki çürük elmalar, bir mesleği ‘lekeli’ ilan etmek için tek başına yetmese de domino etkisiyle mesleğe olan toplumsal güveni derinden zedeler. ‘Kanatlı Melek’ tasvirini karşılayan çoğu hemşire, 2’si doktor, 47 sanıklı Yenidoğan Çetesi maalesef ki, beyaz önlüklerin üzerine düşen kapkara bir lekedir!
SON 15 YIL İNCELENSİN
Bebeklerle birlikte, insan masumiyetine olan inancın da katledildiği bu utanç davasıyla ilgili katliam detaylarını yazmayacağım. Fikrimce bu davanın kilit noktalarından biri; Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun, CİMER’e Mart 2023’te ihbar yapılıp Eylül 2024’te hastanelerin kapatılmasına kadar giden 16 aylık takvimsel süreçte gizli. Hastanelerin kapatılma sürecinde 7 bebeğin daha öldürülmesi elbette vicdanları yaraladı. Yenidoğan Çetesi bebek katliamları, 16 ay önce mi başladı? İnceleyelim. Bundan tam 15 yıl önceydi. “Yuvadan satılık bebek” başlığıyla 17 Ekim 2009’da manşetten yayınlanan bir özel habere imza attım. SHÇEK İstanbul Bahçelievler Şeyh Zayed Çocuk Yuvası’ndaki iddialar korkunçtu.
GÖBEĞİ DÜŞMEMİŞ BEBEK
Yuvada devlet korumasında olan 17 yaşında genç bir kız, hamile kalmış. Özel hastanede gizlice doğum yaptırılıp, göbeği düşmemiş bebeği, Levent’te ultra zengin bir aileye gizlice satılmıştı. Halen bir devlet yurdunda müdür olan, olayların ortasındaki yurdun müdürü E.A.’nın, evlatlık verme karşılığında, rüşvet olarak elmas yüzük aldığı gibi sayısız iddia, ses kayıtları dosyadaydı. Yenidoğan bebeklerin kuruma kayıtlarının yapılmadan satıldığını fark eden vicdanlı bakıcı anne A.M., Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı’na olup biteni ihbar etti. Cumhuriyet Savcılığı, SHÇEK İstanbul İl Müdürlüğü, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü iddiaların odağındaki bebek sorumlusu T.D., hemşire N.K., müdire E.A. hakkında adli soruşturma açtı.
YUVA DOKTORU SARI (!)
Devlet korumasında olan çocukların hamile kalıp, doğan bebeklerin gizlice satılması skandalının patlak verdiği Şeyh Zayed Çocuk Yuvası’nda, 0-6 yaş çocuklardan sorumlu doktor kimdi? Yenidoğan Çete lideri olduğu iddiasıyla 582 yıl hapisle yargılanan Dr. Fırat Sarı! Resmi kadrosu yoktu. Şeyh Zayed Çocuk Yuvası’na bağlı Şeyh Zayed Çocuk Yuvası Vakfı üzerinden Dr. Sarı ile sözleşme imzalanmıştı. Yuvadaki bebek satışı skandalında Dr. Sarı suçlanmıyordu. Savcılığa başvurduğu için işten atılmakla tehdit edilen bakıcı anne asli ihbarcıydı. Skandalla ilgili ardı ardına soruşturmalar açılınca Dr. Sarı aniden istifa etti. Gazetecilikte, ‘tarafsızlık ilkesi’ gereği Dr. Sarı’yla görüştüm. 15 yıl önce yaptığımız telefon görüşmesinin kayıtlarını arşivimden çıkardım. Fırat Sarı, bakın neler anlatmış?
BEBEKLER SATILIYOR
Yurttaki kenelerin çocukları ısırdığı şikayetiyle sözlerine başlayan Dr. Sarı, “Normalde çocukların evlatlık işlemini SHÇEK İl Müdürlüğü yapar. Çocuk özürlü ise yuva müdürlüğü yapabilir. Özürlü çocuğu kimse istemiyor. İsteyen de sıra beklemiyor. Bizden önce bulunup getirilen kimsesiz çocuklara, ağırlıklı olarak özürlü raporu verilmiş. Düztaban çocuklar dahi özürlü yapılmış. Yeni doğanlarda nefes alırken ‘ötme’ denilen bir rahatsızlık olur. Kısa sürede geçer. Rapora, bir kalp hastalığı gibi Latince yazılırsa evlatlık almak isteyen aile çocuğu kalp hastası sanır. Sağlıklı bebekler, özürlü hastalıklı raporlarıyla evlat edinme sırasına sokmadan, zengin ailelere yüksek paralara satılıyor. Sosyal servisteki tüm evlatlık kayıtları, bağımsız bir hekim grubunca geriye dönük incelensin” demiş.
BİR KEREDEN OLDU
Ensar Vakfı’nda 45 çocuğa tecavüz skandalını, “Bir kereden bir şey olmaz” sözleriyle hafızalara kazıyan Sema Ramazanoğlu, dönemin Aile Bakanı’ydı. Haberi yalanlasa da savcılık soruşturmayı derinleştirdi. “Bebek satışına, aracılık yaptıysam kefen param olsun”, “Allah rızası için bebek satışına 400 TL karşılığı aracı oldum” gibi ses kayıtları, dosyadaydı. Boğaziçi Üniversitesi mezunu, zengin iş kadınına satılan bebek bulundu. Baskında, evde kayıt dışı 4 yaşında başka bir çocuk daha çıktı. Zanlıların kimi adli, kimi idari cezalara çarptırılıp dosya kapatıldı. Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı, şimdi Dr. Fırat Sarı’nın, bebek satışlarıyla ilgisi olup olmadığını çözmek için yeni bir inceleme başlattı. Vicdanlara sesleniyorum; 15 yıl önce yenidoğan bebek satışının üzeri örtülmeseydi, yenidoğan bebek katliamları yaşanır mıydı? Geriye dönük incelensin!