Fenerbahçe, Fenerbahçe gibi oynamayı düşündüğünde her şey güzel ama bunun dışındaki anlarda işler sarpa sardı. Dünkü maçın özeti buydu. Golü yiyene kadar ve öne geçtikten sonra bu kadar kontrollü oynamanın gereği yoktu.
Jose Mourinho hiç boşuna “Eksiğimiz çok” bahanesine sarılmasın. Midtjylland’ın ilk 11 değeri sadece 20 milyon Euro. En-Nesyri kadar yani. Bir ortada yıkıldıktan sonra ayağa kalkmasını bildi sarı-lacivertiler. Burada da başrolü kaptan Edin Dzeko oynadı. Önce En-Nesyri’ye nefis bir pas bıraktı, Faslı golcü de aynı kalitede bitirdi. İkinci yarının hemen başında bu kez Szymanski’nin ortasında öyle bir ön direk koşusu yaptı ki Dzeko, ders niteliğindeydi.
Öne geçtikten sonra maçı koparamayınca yine bir anlık hatada yıkıldık. 2-2’den sonra 3’ü de yiyebilirdik, ardından galibiyet golünü de atabilirdik. Gitti-geldi yani maç. Bitiş düdüğünün ardından bizim için acı bir bekleyiş başladı. Maç bizim için bitmedi yani. Oturup diğer maçların sonucunu bekledik. Bir gol averajıyla 24. yani play-off için sonuncu olarak bileti cebe koyduk.
Transferde milyonlarca Euro’yu saçan takımlarımız, Avrupa Ligi’nde bu hallere düşüyorsa oturup düşünmeliyiz. Galatasaray 14, Fenerbahçe 24, Beşiktaş 28. sırada bitirecekse Avrupa’nın 2 numaralı kupasının lig aşamasını kapatıp gidelim ışıkları. Yuh olsun size. Türkiye’de ergenleri güldüren sosyal medya göndermeleri, kahve ağzı yönetici atışmaları, VAR bahanelerinin arkasına sığınan teknik direktörlerimizle yola devam. Transferde şampiyonuz ama Avrupa’da buyuz!