Sevgili okuyucularım,
Türkiye’de eğitimin ne duruma getirildiğini, kimlerin ve hangi kafaların eline bırakıldığını sizler de mutlaka görüyor ve izliyorsunuz.
Eğitim sistemi yasalarda “Milli Eğitim” olarak geçiyor.
Oysa eğitimin hem milliliği kalmadı, hem de siyasete alet edildi.
Okullar yaz tatiline girince minik çocuklar mahalle ve imam baskısıyla doğrudan Kuran kurslarına sevk ediliyor.
Kursların bir bölümü okullarda açılıyor.
Camilerde o küçücük beyinler için karate kursları düzenleniyor.
Ödüllü namaz sistemi getirildi.
Öğrencilere önceden kupon dağıtılıyor.
Her namaza gelen öğrenci kuponunu tarih ve saat yazdırarak imama imzalatıyor...
Sonrasında, namazını en az aksatanlara bisiklet, ucuz cep telefonu, tapon bilgisayar, oyuncak gibi çeşitli ödüller veriliyor.
İlköğretim okullarında bile küçük kız çocuklarını örtmeye kalkışıyorlar.
Ülkemizin en seçkin okullarını imam hatip yapıyorlar.

İstanbul’un göbeğinde bazı liselerin yönetimi tarafından altında müdür beyin imzası ve devletin resmi mührüyle öğrencilere “Allah’ın Takdiri” başlıklı belgeler dağıtılıyor.
Kim bu müdürler ki,
“Allah’ın takdirini” böyle ayağa düşürüp Allah’la adeta alay etmeye, o kutsal kavramı küçük düşürmeye yelteniyor!
Demek ki Allah’ın takdiri ile okul yönetiminin takdiri şimdi aynı olmuş!
Üstelik bu belgeyi verdikleri lise öğrencilerini “Mübarek insan” olarak kayda geçiriyorlar.
Bu lise İstanbul’da Barbaros Hayrettin Paşa Denizcilik ve Endüstri Meslek lisesi!
Seçmece müdürünü mutlaka terfi ettirip çok daha yüksek yerlere getirmek gerekir!

* * *

Elimde ilginç bir belge daha var. Şimdi Bursa’nın Mustafakemalpaşa İlçesi’ne
gidiyoruz.
Devletin lise binası iktidar partisinin siyasi amaçları için sınav yeri olarak kullanılıyor, bu amaçla çağrı mesajları atılıyor:
“23 Haziran 2013 Pazar günü saat 15.00’da M.K.Paşa Lisesi’nde Ak Parti siyaset akademisi sınavı yapılacaktır.
Not: Sınava gelirken yanınızda kurşun kalem ve silgi getirilmesi önemle rica olunur.
AK Parti İlçe Başkanlığı.”
Evet, devletin lisesi adeta babalarının mülkü olmuş, iktidar partisinin emir ve hizmetine
verilmiş.
Devletin okuluna siyaset sokuluyor, parti sınavları düzenleniyor.
Bu belge elime sınavdan iki gün önce geldi ama gündem yoğundu, ancak bugün
kullanabildim.
Yoksa o sınavı okul binasında biraz zor yaparlardı!
Bugün size iki ayrı olay açıkladım, ikisi de ibret belgesidir.
“Milli (!)” Eğitim işte bu durumlarda, iktidarın kafası doğrultusunda yerlerde
sürünüyor.

Açılım vaziyetleri!

Sevgili okuyucularım,
ülkemizde tam bir rezalet yaşıyoruz. Hani açılım vardı ya, Tayyip yakınıyor:
“PKK’nın henüz yüzde 15’i sınır dışına çıktı!”
BDP karşılık veriyor:
“Yok yaa, yüzde 85’i çıktı. Henüz çıkmayanlar da yolda.”
Ülkede kaç terörist var, nerede oldukları, kimin gittiği veya gitmediği, silahların nereye gizlendiği bilinmiyor. Her kafadan ayrı ses çıkıyor.
Kaçı gitti kaçı kaldı, onu da bilen yok.
Baksanıza, Tayyip bile bilmiyor ve çok az bir sayının çıktığından yakınıyor!
Teröristler son günlerde iyice azıttı. Yol kesmeye, komutanları taşıyan helikoptere ateş açmaya, köy ve şantiye basmaya, silahlarıyla ilçelere inmeye başladılar. Dün Diyarbakır’da karakol inşaatını bastılar, asker ateş edince bir kişi öldü. Ardından, bir uzman çavuş kaçırıldı.
Birkaç gün önce Cizre’de “Asayiş timleri” kurup ilçenin göbeğinde askerin ve polisin gözleri önünde yol ve kimlik kontrolü yapmışlardı.

* * *

İmralı’ya Tayyip’in emriyle yeni seferler düzenlenip katile görüşleri soruluyor.
Katilin Türkiye’deki teröristler ve Kuzey Irak Kürt yönetimiyle getir götür işlerini bizim MİT yapıyor. Postacılık görevi devletin MİT’ine ihale edilmiş durumda.
PKK’nın yeniden azgınlaşması Kürtçü BDP’yi telaşlandırdı. BDP şimdi köy basanlara, asayiş birimi kuranlara ve karakol yakanlara çağrıda bulunuyor:
“Ulan oğlum siz manyak mısınız! Biz işleri tam kotarmışız, yeniden piyasaya çıkıp olay
yaratıyorsunuz. Tayyip ayarlandı, yeni anayasa yapılacak. Kürt hakları verilecek, Apo serbest bırakılacak. Önce eyalet sistemine geçilecek, bir süre sonra bağımsız
Kürdistan ister istemez kurulacak... Siz şimdi dönen tekere çomak sokuyorsunuz,
karşımızda yer alanları ürkütüyorsunuz...”
Ülkenin ne hale getirildiğini hepimiz her gün görüyoruz.
Apo da telaşlı, olaylar büyürse serbest bırakılmayacağından korkuyor, “Aman uslu durun” diyor!
Siyaseti Tayyip’le Apo yönetince işte böyle oluyor.
PKK devletle alay ediyor.