Ayla ÖZDEMİR / SÖZCÜ EĞİTİM

Öğretmenlerin merakla beklediği 2015 eylül ayı atama kontenjanları ve taban puanları açıklandı. Milli Eğitim Bakanlığınca, 37 bin öğretmen kadrosu için başvurular 4-10 Eylül´de alınacak ve atamalar 15 Eylül´de yapılacak. Öğretmenliğe başvuru ve atama işlemleri elektronik ortamda gerçekleştirilecek. İlk kez ataması yapılacakların, 2015 yılı Kamu Personel Seçme Sınavından 50 ve üzerinde puan almış olmaları gerekiyor.

İlk atama kapsamında 36 bin 512, yeniden atama ve kurumlar arası yeniden atama kapsamında 371, millî sporcu ataması kapsamında ise 117 öğretmenin ataması gerçekleştirilecek. Adaylar durumlarına uygun atama türünü seçmek suretiyle http://mebbis.meb.gov.tr ve http://ikgm.meb.gov.tr adreslerindeki Elektronik Başvuru Formu´nu doldurarak başvuru yapacak.

En fazla atama yapılacak 10 branş arasında sınıf öğretmenliği 4 bin 189 rakamı ile ilk sırayı aldı. Bunu İngilizce 3 bin 964, din kültürü ve ahlak bilgisi 3 bin 819, ilköğretim matematik 2 bin 574, okul öncesi öğretim 2 bin 90, Türkçe bin 974, özel eğitim bin 593, fen bilimleri-fen ve teknoloji bin 535, rehberlik bin 440, matematik ise bin 334 sayısı ile takip etti.

BİLİŞİM KONTENJANI HAYAL KIRIKLIĞI!

Kontenjanlarda, Bilişim Teknolojileri Öğretmenliğine düşen pay ise 867 oldu. İlk atama sayısına bakıldığında ise sadece 859. Açıklanan kontenjanlara bakıldığında MEB, ne Bilişim’i ne de 5 bin atama talebini dikkate almamıştı. Kontenjanları ihtiyaçlara göre belirlediklerini açıklayan MEB, sınıflarını teknoloji merkezi haline getirmeyi hedeflediği okullarında Bilişim Öğretmenlerine ihtiyaç duymadı.

Taleplerine toplumun her kesiminden destek gelen Bilişim Öğretmenlerinin en büyük destekçilerinden biri de Prof. Dr. Yaşar Özden oldu. İnsanı dışlayan hiçbir eğitim reformunun başarılı olma şansı yoktur diyen Prof. Dr. Yaşar Özden, FATİH projesinde ” Sorun, ilgililer bilgisiz, bilgililer yetkisiz” diyerek asıl sorunu özetliyordu.

Kontenjanların açıklanmasının ardından da Prof. Dr. Yaşar Özden, Bilişim Öğretmenlerine yapılan haksızlığa dikkat çekerek MEB’e tepki gösterdi.

“TARİH BU KADAR AYMAZLIĞI AFFETMEYECEKTİR”

Özden, tepkisini şu ifadelerle dile getirdi:

“Milli Eğitim Bakanlığı, 2015 yılı eylül ayı Öğretmen Atama Kontenjanlarına bakınca, ilk aklıma gelen çağın ve ülkenin geleceği için gerekli olan bilgi, beceri ve tutumları yeni nesillere kazandırması için gereken öğretmen ihtiyacı ile ne yazık ki bizim Milli Eğitim Bakanlığı, siyasi iktidar, geçici hükümetin vb. önceliklerinin aynı olmadığını gördüm. Daha önceleri bir kaç kez yazmıştım ve bu yüzden beni eleştirenler de olmuştu ama bir kez daha tekrarlayacağım “yetkililer bilgisiz, bilgililer yetkisiz”. 21. yüzyıl için bütün dünya başka bilgi, beceri ve tutumlara sahip insanları yetiştirebilmek için çaba harcarken bizim ne düşünüp ne yaptığımızı anlamak için “eğitimli olmak gerekiyor”. Ben kendimi bu yüce amaç konusunda epeyce cahil hissetmeye başladım. Umarım, bu arkadaşlar haklı çıkarlar. Tarih, bu kadar aymazlığı affetmeyecektir. Sonuç gene kaçan trenler olacak gibi görünüyor. Bu tren yanlış tren “Yanlış trene bindiyseniz; koridordan ters tarafa yürümenin hiçbir faydası yoktur! Friedrich Nietzsche”.

Bu öğretmen kontenjanlarıyla, eğitim sisteminin bu öncelikleriyle, 21. yüzyıl bireylerini yetiştirmek mümkün değildir. . Bu çağın bireylerinde olması gereken başlıca temel becerileri sıralayacak olursak: Eleştirel düşünme, problem çözme becerileri, yaratıcılık, algoritmik düşünme ve bilgisayarca düşünme diyebiliriz. Eğer, amaç yeni nesilleri bu becerilerle donatmaksa ilan edilen kontenjanlarda sorun var. Hatanın neresinden dönülse kardır diye bir atasözü hatırlıyorum. Hemen, şimdi hiç vakit kaybetmeden doğruları yapmaya baaşlayabiliriz, bunun için öncelikle okulöncesinden başlayarak bütün temel eğitim kademelerine zorunlu Bilgisayar Eğitimi için bir program hazırlanmalı, bunun vazgeçilmez insan gücü olan Bilgisayar Öğretmenlerini bütün sistemin ana unsuru haline getirecek atama politikaları belirlenmeli ve bu yapılanma acele olarak uygulamaya alınmalıdır.

Değilse, kaderimiz olan “Orta gelir tuzağından” bu atama mantığıyla, TOKİ ve Duble Yol (işsizlik düşer, milleti amele yapar, ekonomi geçici olarak rahatlar. Harç bitip yapı paydos olunca işsizlik artar ekonomik gerçeklerle yüzleşir) yaparak çıkmak mümkün değil. Gelen çağ, nitelikli insanların hakim olduğu yükte hafif pahada kıymetli ürünleri üretecek bireylerin çoğunlukta olduğu ülkelerin gelişmiş ülkeler olduğu diğerlerinin ise ikinci sınıf bir hayata mahkum olduğu sayısal yarılma, ikinci kırılma; (Digital Divide) başladı ne dersiniz bu yöneticilerle başarılı olabilir miyiz?

“YENİ NESİLLERİN GELECEĞİ İÇİN BU ÇIĞLIĞA KULAK VERİN”

Bitirirken iki öneri yapacağım; birincisi Bilgisayar, Bilişim Öğretmenlerine, “Önce seni görmezden gelirler. Sonra sana gülerler. Sonra seninle savaşırlar. Sonra kazanırsın…” Mahatma Gandhi. Haklısınız vazgeçmeyin kazanacaksınız.

Siyasilere ve MEB yetkililerine, Lütfen artık bu çığlığa kulak verin, bu sadece bir öğretmene kadro bulma işi değil ülkenin ve yeni nesillerimizin geleceği. Umarım sağ duyulu birileri duyar ve gereğini yapar.”