Enerji Bakanı’nın “Allah’ın izni ile şehit olmayı düşünüyorum” demesinin ardından, seçimlerin de yaklaştığı hesaba katılarak, bu “şehit olduk-olacağız” ayakları parti stratejisi olarak benimsendi...
Kültür Bakanı’nın arada bir “Ben vuruldum” şeklinde tivit atması üzerine, Sanayi Bakanı da bayraklı tabut görselini “içindeki benim” diyerek arada yayınlamaya başladı...
Bu arada Sağlık Bakanı’nın “şahadet” haberi geldi...
Arkasından kendi kendisi için yazdığı “Ey şehit” şiiri sosyal medyaya düştü:
“Kurşun değdi yarama
Geçirdim iç kanama”

*

Biliyorsunuz bu iş ilk seçimlerde “Öl de ölmeye geldik” sloganı ile başlamıştı... Arkasından sargı bezi ile kafasını saran iki kişi büyük ilgi görünce, tüm gençlik kolları beyaz kefen bezi alarak liderin toplantılarına katılmaya koyuldu...
Lider onları görünce gururlanmış “Biz bu işe şahadeti göze alarak çıktık... Şahadet noktasında korkumuz yok, kefenimiz neremizdedir, üzerimizdedir...” demişti...
Dediğinde:
Gömlek; Bisse, takım; Ramsey, kravat; Collezione, çorap; Calvin Klein...

*

Bu arada yandaş gazetelerde sık sık “suikast” haberleri yayınlandı...
Ama bir teki bile doğru çıkmayınca, işte Enerji Bakanı tutanaklara geçmesi bakımından “Benim amacım Allah nasip ederse şehit olmaktır” dedi...
Makam arabası kurşun geçirmez...
Koruma sayısı elli...
Eve giderken eskort çemberine alıyorlar ki yanından araba geçmesin...

*

Ya Türkiye?..
Şehit haberleri her gün geliyor...
Yoksul ailelerin çocuklarını, kırmızı bayraklı tabutlar içinde getirip yine de sesi sedası çıkmayan, kadere razı ailelerine teslim ettiler...
Bir millet dün ekranların başında ağladı...
Kendi çocuğu olsun olmasın, o acının bir köz gibi yakışını git annelere sor...

*

Dün yine şehitlerimiz beyaz atlara binip gittiler...
Sen hâlâ milleti aptal yerine koyup da, binecek eşek arıyorsun...