Yunan halkı “el parası ile sefa sürme” sarhoşluğundan ayıldığında kendini, boyunu çok aşan bir “dış borç” batağında buldu. Daha önce de yazdığım gibi Yunanistan bu günahı tek başına işlemedi. Üyesi olduğu Avrupa Birliği ülkeleri, onlara hesapsız borç verdi. Son rakamlara bir göz atalım: Resmi istatistiklere göre 2014 yılında Yunanistan’ın milli geliri 242 milyar dolar olmuş. Kamu borçları ise 316 milyar Euro veya Euro/Dolar 1.33 ortalama kuruna göre 423 milyar dolar. Yani milli gelirinin yüzde 175’i kadardır. Ancak Euro/Dolar 1.13’e geriledi. Bu kura göre kamu borçları 357 milyar dolar veya Milli Gelir’inin yüzde 148’i ediyor. Bir ülkenin kamu borçlarının milli gelirine oranının yüksek olması söylendiği kadar önemli değildir. Cari açığı olmayan ülkelerde “kamunun borcu, halkının alacağı”dır. Esas önemli olan dış borçtur. Yunanistan’ın dış borç toplamı 412 milyar Euro veya (1.13 kurundan) 466 milyar dolardır. Bu miktar dış borç milli gelirlerinin 2 katı ediyor. Asıl sorun buradadır.

KEMER SIKARAK KRİZDEN ÇIKMANIN AÇMAZI

Kriz patlayınca, yabancı alacaklılar, siz kemer sıkın, biz de borç vadelerini uzatır, faizi düşürürüz der. Ne var ki; kemer sıkarak, borç sorununu çözmek zordur. Harcamayı kısan bir ülkede milli gelir düşer, işsizlik artar. Dış borçlar kısmen silinmiş bile olsa, milli gelir düştüğü için “Dış Borç/ Milli Gelir” oranı büyür. Borcun miktarsal azalması, oransal olarak çoğalması gibi ters bir sonuç verir. Kurtarma planına göre, ücretler düşeceği için ülkenin rekabet gücü artacak ve milli gelir ihracat ve diğer döviz kazandıran faaliyetle tekrar yükselmeye başlayacaktır. Yunanistan Euro’dan çıkmadığı için devalüasyon yapamadı ama Euro’lu ücretleri biraz düşürdü.
Ancak rekabet gücünü yeterince artıramadı. Yunan milli geliri yüzde 30 azaldı. Halk, tünelin ucunda ışık göremez hale geldi. Çareyi “bu düzenin altı, üstünden iyidir diyen” ve düzeni altüst etmeyi vaat eden Çipras’ı işbaşına getirdi.

KARŞINIZDA PROFESÖR YANİS VAROUFAKİS!

Çipras, üç yıl önce kendisi gibi devrimci bir kişiliği olan iktisat profesörü Yanis Varoufakis’i yanına almış. Seçimi kazanınca onu Maliye Bakanı yaptı. Yanis Hoca, çarpıcı bir fikirle AB’nin karşısına çıktı. Sorunun tanımını değiştirdi: Mesele “Yunanistan’ın borçları değil, AB’nin büyümesidir”; gelin elbirliğiyle durgunlaşan AB ekonomisini canlandıralım, göreceksiniz Yunan sorunu kendiliğinden çözülecektir diyor.
Son söz: Önce, çözümsüz sorunu, çözülebilir soruna dönüştür.