Rusya krizi devam ederken...
Can Dündar ve Erdem Gül tutuklandı!..
Ve dün de Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi öldürüldü!..
Türkiye doludizgin karanlıklar içine ilerliyor...
Hava kurşun gibi ağır!..
Nefes alacak halimiz kalmadı!..

* * *

Diyarbakır’daki çatışmalarda ünlü tarihi eser Dört Ayaklı Minare’nin zarar görmesine ilişkin olarak, dün olay yerine bir grup avukatla birlikte giden Tahir Elçi, yaptığı barışçıl açıklamayı bitirdikten sonra patlama ve silah sesleri duyuldu...
Görgü tanıklarının ifadesine göre, bazı şahıslar gruba doğru ateş açtı ve Tahir Elçi vuruldu!..
Çatışmalar sonucu 1 polis şehit oldu, biri ağır bazı polisler ve gazeteciler de yaralandı...
Bu saldırı Tahir Elçi’ye yönelik bir suikast mıydı ve fail ortaya çıkarılabilecek mi göreceğiz...
Ancak, bunun sonuçları ağır olacak!..

* * *

Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, katıldığı bir TV programında “PKK terör örgütü değildir” dediği için yaka paça gözaltına alınmış, “terör örgütü propagandası” yapmaktan tutuklama istemiyle sevk edildiği mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı...
O dönem AKP milletvekili olan Orhan Miroğlu’nun da “PKK terör örgütü değildir” demesine rağmen hakkında hiçbir işlem yapılmamasına karşın Tahir Elçi için soruşturma başlatılması tepkilere neden olmuştu!..

* * *

Türkiye’yi karıştıran odaklar ve basiretsizliğiyle buna çanak tutan bir iktidar var!..
Şimdi dört bir yandan kuşatma altındayız...
Bir yandan kanlı PKK, diğer yandan kan içici IŞİD...
Ve bunların üzerine tuz biber eken Rusya krizi!..
Krizin çözülmesi için Rusya özür bekliyor, Tayyip Bey ise “Asıl onlar özür dilesin” diyor!..

* * *

Fakat...
Tayyip Bey bir yandan da Putin ile görüşebilmenin çarelerini arıyor...
Örneğin telefonla ulaşmak istiyor, reddediliyor!..
“Rus uçağı olduğunu bilseydik farklı olurdu” diyor...
Yarın yapılacak İklim Zirvesi’nde Putin ile görüşme talebinde bulunuyor...
Rus tarafı “Özür dilemeye hazır olmadıklarını anlıyoruz” diyerek talebi kabul etmiyor...
Peki bütün bu çabalar, bir nevi özür dileme değil mi?..
Bir yandan hamaset, öte yandan görüşme talepleri...
Gerçi biraz kafadan kontaktır ama, Rus siyasetçi Jirinovski de bu arada, “İstanbul Boğazı’na atom bombası atalım” diyor...
Şimdi Rusya’da böyle düşünen az mıdır?..

* * *

Diğer tarafta demokrasinin kalmayan itibarı yerlerde sürünüyor...
Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanmasına dünyada büyük tepkiler var...
Türkiye artık bir 3. Dünya ülkesi olarak görülüyor...
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş “Keşke tutuklama olmadan süreç tutuksuz yargılamayla sürdürülebilseydi. Ümit ederiz ki mahkeme objektif ve adil davranır” diyor...
Olacak şey değil...
Hükümet mahkemenin adil davranmasını ümit ediyor, tutuklamayı eleştiriyor...
Yargının düştüğü duruma bakar mısınız?!

* * *

Türkiye toz duman!..
Karanlık günlerden geçmiyoruz, her geçen gün karanlık içine daha da giriyoruz!..
Karanlık ve kanlı günler...
Talihsiz ülkemiz, talihsiz insanlarımız!..

Bu şahıslar profesör!..


Evet, bu şahıs profesör...
Üstelik hukukçu...
Üstelik iktidar partisi milletvekili...
Daha da üstelik, Cumhurbaşkanı’nın danışmanı..
Attığı tivite bakın:
“Rusya DAEŞ petrolünü Suriye’ye pazarlıyor fakat suçu bize atıyor, puşt”
Rusya’ya “puşt” diyen profesör...
Türkiye’nin Polonya Büyükelçisi başka bir profesör de “Fransız piçleri” diye tivit atmıştı...
Şunların taşıdığı unvanlara bakın, bir de yazdıklarına!..