Dün Şan­lı­ur­fa Su­ru­ç’­ta mey­da­na ge­len te­rör sal­dı­rı­sı, ik­ti­da­rın çar­pık Su­ri­ye po­li­ti­ka­sı­nın ta­bi­i bir so­nu­cu­dur!..
31 ölü, 100’e ya­kın ya­ra­lı!..
Ölü sa­yı­sı­nın da­ha da art­ma­sın­dan kor­ku­lu­yor...
Bu­nun so­rum­lu­su doğ­ru­dan AKP ik­ti­da­rı­dır!..
İk­ti­da­rın, tüm uya­rı­la­ra rağ­men sür­dür­dü­ğü yan­lış Su­ri­ye po­li­ti­ka­sı, Tür­ki­ye­’nin de te­rör ba­tak­lı­ğı­na sap­la­nıp kal­ma­sı­na yol aç­tı...
Su­ri­ye sı­nı­rı­mız de­lik de­şik, tam bir elek!..
Kim ol­du­ğu bi­lin­me­yen, adı­na “sı­ğın­ma­cı­” de­di­ği­miz bin­ler­ce ki­şi­nin ara­sın­da ya­ban­cı ajan­lar, IŞİD mi­li­tan­la­rı kay­nı­yor...
Can­lı bom­balı IŞİD sal­dı­rı­sı, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Dev­le­ti’­ne, Türk hal­kı­nın gü­ven­li­ği­ne ve hu­zu­ru­na kar­şı ger­çek­leş­ti­ril­miş­tir!..
Ve ne ya­zık­tır ki bu sal­dı­rı bü­yük bir is­tih­ba­rat za­fi­ye­ti­nin so­nu­cu ola­rak or­ta­ya çık­mış­tır...
Böy­le bir sal­dı­rı İs­tan­bu­l’­un gö­be­ğin­de ve­ya bir tu­rizm böl­ge­sin­de de ya­pı­la­bi­lir­di!..
AKP ik­ti­da­rı gaf­let ve da­la­let için­de...
Tür­ki­ye sı­nır­la­rı­nı ko­ru­ya­maz ha­le gel­di, ya­zık­lar ol­sun!..

Ka­zık­lı ül­ke!..


İki bu­çuk ay ön­ce­ki kı­sa ta­til son­ra­sı “Yu­na­nis­tan ba­tar­ke­n” di­ye yaz­mış­tık...
Yu­na­nis­ta­n’­ın bat­tı­ğı fi­lan yok­tu...
Her­kes ken­di ale­min­de, stres­ten uzak, ka­fe­ler­de, lo­kan­ta­lar­da hu­zur için­de ha­ya­tı­nı sür­dü­rü­yor­du...
Bu de­fa­ki ta­til­de yi­ne Se­la­nik ve Ale­xan­dro­upo­li (De­de­ağaç) yap­tık, Ka­va­la­’ya uğ­ra­dık...

* * *

Yu­na­nis­ta­n’­a gir­di­ği­miz gün re­fe­ran­dum ya­pı­lı­yor­du ve ilk du­rak Ka­va­la ol­du...
Kü­çük ba­lık­çı ba­rı­na­ğı­nın ke­na­rın­da­ki Mel­te­mi lo­kan­ta­sın­da bi­zi Türk gar­son kız kar­şı­la­dı...
Öğ­le vak­ti lo­kan­ta­da otu­ra­cak yer yok­tu... Ta­ma­mı Yu­nan­lı müş­te­ri­ler ma­sa­la­ra ya­yıl­mış, ra­kı­sı­nı aç­mış ke­yif için­dey­di...
Gar­son kı­za sor­dum:
“Ha­ni Yu­na­nis­tan ba­tı­yor­du?”
Gar­son kız umur­sa­maz­lık­la om­zu­nu sil­kip ufak bir kah­ka­ha ata­rak, “A­ma­aa­n” de­di, “Yu­na­nis­tan her gün ba­tı­yo­r.”
Se­la­ni­k’­e git­ti­ği­miz­de de du­rum ay­nıy­dı...
Kre­di kar­tı her yer­de ge­çi­yor, AT­M’­le­rin önün­de 3-5 ki­şi­den faz­la­sı gö­rül­mü­yor­du; in­san­lar ke­yif için­de ka­fe­le­ri ve pas­ta­ne­le­ri dol­dur­muş­tu...
Ba­tan Yu­na­nis­ta­n’­da Yu­nan hal­kı hu­zur için­dey­di...
Çün­kü Tür­ki­ye­’de­ki gi­bi si­ya­si kav­ga, be­lir­siz­lik ve umut­suz­luk yok­tu, si­ya­se­tin dü­ze­yi yer­ler­de sü­rün­mü­yor­du!..

* * *

De­ni­ze gir­mek için Se­la­ni­k’­in ün­lü plaj­la­rı­nın ol­du­ğu Hal­ki­di­ki­’ye git­tik...
Mal­div­ler halt et­miş!..
Di­bi gö­rü­nen ter­te­miz ma­vi­lik­ler, çok iyi bir hiz­met ve biz­de­ki­le­re gö­re ya­rı fi­yat...
Dö­nüş­te Ale­xan­dro­upo­li­’de ko­nak­la­dık, Aya Yor­gi­’de de­ni­ze gir­dik...
Bil­lur gi­bi bir de­niz ve plaj­da arı gi­bi hiz­met ve­ren tel­siz­li genç kız­lar...
Pla­jın res­to­ra­nın­da ye­mek­ler, biz­de­ki te­sis­le­rin ya­rı fi­ya­tı­na...

* * *

Şim­di ge­le­lim ül­ke­mi­ze...
Rah­mi Tu­ran abi­miz çok gü­zel yaz­dı...
Bi­zim İs­tan­bul ve yaz­lık yer­le­ri­miz­de­ki te­sis­le­rin hep­si Ka­zık­lı Voy­vo­da!..
Ye­mek yi­yor­su­nuz, ka­zı­ğa otur­tu­yor­lar!..
Bod­rum, Fet­hi­ye, Dat­ça, An­tal­ya, bü­tün sa­hil­ler şı­ma­rık iş­let­me­le­rin elin­de, ka­zı­ğın bo­yu 3 met­re...
Otel­ler öy­le, lo­kan­ta­lar öy­le, ka­fe­ler öy­le...
Biz­de “E­ge, Ak­de­niz me­ze­le­ri­” di­ye ge­tir­dik­le­ri­nin, Yu­na­nis­ta­n’­da 20 mis­li çe­şi­di var, boy öl­çüş­me­miz müm­kün de­ğil; üs­te­lik ya­rı fi­ya­tı­na...
Se­la­nik, Ka­va­la, Ale­xan­dro­upo­li­’de Türk Bay­rak­lı Türk­çe mö­nü­ler...
Oy­sa Bod­rum gi­bi sa­hil­ler­de­ki te­sis­ler­de, top­la­ma gar­son­lar ve hep­si la­uba­li, gar­son­dan baş­ka her şey...

* * *

Türk­ler Yu­nan ada­la­rı­na akın edi­yor­lar­mış, ne yap­sın­lar?...
Bi­zim sa­hil­ler­de­ki ka­zı­ğı, pis­li­ği mi çek­sin­ler?..
Git­ti­ği­miz sa­hil­ler Ka­ra­yip­ler gi­biy­ken dün ga­ze­te­le­re bak­tım, TV ka­nal­la­rın­da gör­düm, şı­ma­rık gör­gü­süz yat sa­hip­le­ri bü­tün Bod­rum koy­la­rı­na sin­ti­ne­le­ri­ni (pis­lik­le­ri­ni) bo­şal­tıp, çöp­le­ri­ni ata­rak git­miş­ler, tam bir re­za­let...
Bod­rum vı­cık vı­cık ve çöp için­de, Yu­na­nis­tan sa­hil­le­ri pı­rıl pı­rıl...
Son­ra da so­ru­yo­ruz “Bi­zi ni­ye AB’­ye al­mı­yor­lar?” di­ye...
Al­maz­lar kar­de­şim, al­maz­lar...
Da­ha sit­tin ­se­ne al­maz­lar!...