Aklın yolu birdir diye düşünüp bundan 15 gün kadar önce; “CHP, HDP-MHP destekli azınlık hükümeti modelini denemeden AKP’nin yanına bile yaklaşmaz” diye yazıvermişim... Arkasından da “Durum değişirse yeni bir değerlendirme yapmak gerekir ancak şimdilik görünen manzara bu!” deyivermişim... Halt etmişim!
Neyse ki Devlet Bahçeli’nin MHP’si beni “seçmenin mesajı” gibi saçma sapan haberlerin hayal dünyasından kurtarıp gerçeklere döndürdü... MHP; “Ya AKP ile yeni hükümeti biz kurarız ya da erken seçime gidilir bu sefer biz de ancak barajı zorlarız“ noktasına vardırdı işi... Kendime geldim!


Bizi kim kurtaracak?
Bırakın bizim ülkeden herhangi birini, krizdeki Yunanistan’dan bir çoban bulun. Durum bizim ülkede, böyle böyle ve bundan ibaret, sen ne düşünüyorsun diye sorun. Adam ekmek-şarap ayini Evharistiya’ya başlayıp durumuna şükreder.
Oysa bizim piyasalar nimet bulmuş gibi mevcut senaryolara sarılmaya devam ediyorlar. Adamların arkasında öyle veya böyle Avrupa Birliği var, hep olacak, illa kurtaracak...
Zamanın Başbakanı Erdoğan; “Güveniyorlar ki borç veriyorlar” diye bir cümle sarf etmişti. O gün için doğruymuş ki borcumuz sürekli artıp bugün 410 milyar dolara yükseldi. Bunun 163 milyar dolarının bir yıl içerisinde çevrilmesi gerekiyor.


Güven bunalımı
İyi de nasıl? Artık güvenmiyorlar! Türkiye’ye gelen doğrudan yabancı yatırım sermayesi dört yıldır sürekli azalıyor. 2011’de 14 milyar dolar, 2012’de 9.1 milyar dolar, 2013’te 8.8 milyar dolar, 2014’te 5.4 milyar dolara geriledi.
Bu para içinden gayrimenkul alımı için gelen parayı düş, geriye doğrudan net yatırım sermayesi olarak gelen 1.2 milyar kalıyor. Turizm gelirleri azalıyor. İhracat, mayıs ayında geçen seneye göre yüzde 18.8 azaldı.


Yetersiz bakiye
Anlamı şu; gelirlerimiz düşüyor. Gelir düşünce ne olur? Borçları ödemekte sıkıntı yaşarız. Yani, durumu her zamanki gibi yeni borçlarla da aşmak kolay olmayacak. Neredeyse limite geldik.
Artık daha pahalı ve daha az borç bulabileceğiz. Bir yerde o da yetmeyecek. Büyüme iyice duracak. Deyim yerindeyse yaprak kıpırdamayacak.
Sanki ilaç olacakmış gibi cep telefonlarına, bilgisayarlara, kimyaya ek vergi konulmaya çalışılıyor. Konulsun ama onlar da hafif kalacak. Bunlar daha başlangıç, bakın daha neler olacak.