Bugün aslında “Türkiye’de yaşanan dolarizasyonu” yazacaktım. Çok da şık konuydu, yarına kaldı! Neden? Yazının biri iki yerinde “senyoraj” kelimesi geçiyor da ondan...
Kaç kişi bilir “senyoraj” ne demektir? Öyle tek paragrafta anlatıp geçersem, ne olduğu tam anlaşılmaz, yazı havada kalır... Ben de tam anlatayım bari dedim...
Neymiş bu senyoraj?
Literatürde, para basarken elde edilen gelir olarak geçer. En basit anlamda paranın üretim maliyeti ile üzerinde yazılı değer arasındaki farktır.
Bu fark devletin kasasına gelir olarak girmektedir.  Böylece devlet vergi toplamadan ya da borçlanmadan harcamalarının bir kısmını karşılayabilmektedir. Havadan gelir elde etmektedir. Bunun aktifi vardır, pasifi vardır.

DÜNYADAN VERGİ TOPLUYOR

Aktif olanı enflasyon vergisidir. Nasıl? Enflasyon artınca paranın değeri azalır, haliyle parayı basan karşılığında daha az ödeme yapar.
Amerika’yı ele alalım. Enflasyonu yüzde 2’ye çıkartınca, her bir milyar doların ertesi yıl satın alabileceği miktar 980 milyon dolara düşecek. Haliyle bir trilyon dolarda 20 milyar dolar senyoraj geliri elde edecek. Oturduğu yerden dünyayı vergiye kesecek!

BAS BAS PARALARI

Pasif olanı ise ülkenin büyümesiyle alakalı... Esas olanı bu... Ekonomi büyüyünce para talebi artar ve para basılır. Basılan her 100 liralık banknotun maliyeti 25 kuruş olsa, al sana 99 lira 75 kuruş temiz kâr! Yani senyoraj geliri...
Karşılıksız para basarsa onlar da senyoraj geliri sayılır ama getirisi kadar götürüsü de olur. Dengeleri bozar, toparlayamazsın... İnce iş...

PARA NEDEN BOZUK

Senyorajın hikâyesi ilginçtir... Ortaçağda, kral veya derebeyi hüküm sürdüğü bölgelerde en üst makama senyör denildiğinden, “senyoraj” kelimesi oradan türemiştir.
Bu çakallar harcamalara para yetişmeyince, çareyi hazinedeki mevcut altın paraları eritip, eriyen altına bir o kadar da erimiş demir karıştırıp yeniden kalıplara dökmekte bulmuş. Böylece olmuş mu 100 altın, sana 200 altın?
Durum fark edildiğinde “ayarı bozuk para” olarak imlenmişler. Nitekim bu durum, bugün madeni paralar için kullandığımız “bozuk para” ifadesinin çıkış noktası olmuş.

NEDEN YANI TIRTIKLI?

Esas, yine paraların altından imal edildiği günlerde bir takım uyanıklar ellerine geçirdikleri paraları kenarlarından törpüleyip, yere serpilen altın tozlarını biriktirir ve yeni para basarlarmış. Para küçülürmüş ama işe uyanan fazla olmazmış.
Ne zaman hükümdarın biri durumdan işkillenmiş, akçelerin kenarlarının çizgili olarak basılmasını emrederek durumun önüne geçmeyi başarmış. O gün bugündür bozuk paraların yan tarafı tırtıklı basılır olmuş.