Mar­ma­ra­’yı yı­kan 17 Ağus­tos Dep­re­mi­’nin 16’n­cı yı­lın­da, dep­rem­de ha­ya­tı­nı kay­be­den 17 bin 480 va­tan­da­şı­mız anıl­dı.
16 yıl­da gel­di­ği­miz nok­ta ne? Dep­re­me kar­şı da­ha gü­ven­li bir du­rum­da mı­yız? Ha­yır!
“Ge­le­ce­ği­miz ka­ran­lı­k” di­yen dep­rem uz­man­la­rı, ay­nı bü­yük­lük­te bir dep­re­min bu­gün ol­ma­sı ha­lin­de can kay­bı­nın (Al­lah ko­ru­sun) 50 bin­i ge­çe­ce­ği­ni be­lir­ti­yor!
De­rin ya­ra­lar açar!
Tür­ki­ye­’nin, dep­rem ko­nu­sun­da­ki en yet­ki­li bi­lim adam­la­rın­dan bi­ri olan Prof. Dr. Ce­lâl Şen­gör, ola­sı bir İs­tan­bul dep­re­mi­nin, yal­nız İs­tan­bu­l’­a de­ğil, tüm Tür­ki­ye­’ye de­rin ya­ra­lar aça­ca­ğı­nı söy­lü­yor.
1999 dep­re­mi­nin bi­lan­ço­su 17 bin 480 ölü idi.
Ak­lı­mı­zı ba­şı­mı­za ge­tir­di­ği söy­le­nen Van dep­re­mi­nin bi­lan­ço­su ise 601 ölü!
Dep­rem uz­man­la­rı­na gö­re, bek­le­nen İs­tan­bul dep­re­mi­ne Tür­ki­ye hâ­lâ ha­zır­lan­mış de­ğil!
Prof. Dr. Ce­lâl Şen­gör, he­pi­mi­zi bek­le­yen fa­ci­anın bo­yut­la­rı­nı an­la­tı­yor. Özet­le nak­le­di­yo­rum:
Af­ga­nis­tan olu­ruz!
“Al­lah bi­ze çok iyi dav­ra­nış­lı bir fay ver­miş. Bu­nun ya­nın­da da, çok akıl­sız bir halk ver­miş!
Akıl­lan­ma­mız için ön­ce­lik­le eği­tim sis­te­mi­mi­zi adam et­me­miz lâ­zım. Ama akıl­sız­lı­ğı­mı­za ba­kın ki, eği­tim sis­te­mi­ni bı­ra­kın adam et­me­yi, ta­ma­men tah­rip et­mek­te olan bir par­ti­yi de­fa­lar­ca ik­ti­dar yap­tık!
Böy­le gi­der­se, ga­ran­ti ve­re­bi­li­rim, bir ne­sil son­ra Af­ga­nis­tan olu­ruz. Bu açı­dan, şu an­da İra­n’­ın to­zu­na ye­ti­şe­cek du­rum­da de­ği­liz. Ta­bi­i bu, dep­re­me ha­zır­lık açı­sın­dan da hay­ra alâ­met de­ğil...
İs­tan­bu­l’­da 7 üze­rin­de bir şid­det­te dep­rem ol­ma ih­ti­ma­li yüz­de 70. Bir jeo­log ola­rak ne za­man ola­ca­ğı­na da­ir bir ta­rih ve­re­mem ama bü­yük dep­re­min çok uzak ol­ma­dı­ğı ka­nı­sın­da­yım.
Tür­ki­ye bi­ter!
Bir âfet ha­lin­de dep­rem İs­tan­bu­l’­u pe­ri­şan et­mek­le kal­maz, Tür­ki­ye­’yi bi­ti­rir. İs­tan­bul için en az 50 bin ölü di­yor­lar. Bu­nu iki­ye çar­pın. Bi­zi yö­ne­ten­ler âfet­te İs­tan­bul ile ba­şa çı­ka­maz. Böy­le bir fe­lâ­ket­te Al­lah he­pi­mi­ze acı­sın!
Po­li­ti­ka­cı de­ği­lim. Bi­lim ada­mı­yım. Gör­dü­ğü­mü en kö­tü şe­kil­de söy­le­mek üze­re eği­tim al­dım. Tür­ki­ye­’yi yö­ne­ten­ler, ya da ‘yö­ne­te­me­yen­le­r’ mi de­me­li­yim aca­ba, bir İs­tan­bul dep­re­mi ile ba­şa çı­ka­maz­lar. İş­te o za­man, Al­la­h’­ın he­pi­mi­ze acı­ma­sı­na ni­yaz et­mek­ten baş­ka ça­re­miz kal­maz!”
En çok risk ne­re­ler­de?
Prof. Dr. Ce­lâl Şen­gö­r’­e gö­re, bek­le­nen bü­yük İs­tan­bul dep­re­min­de gü­ney sa­hil­le­ri çok teh­li­ke­li...
Si­liv­ri-Tuz­la ara­sın­da risk da­ha da ar­tı­yor. Bi­rin­ci Bo­ğaz Köp­rü­sü­’nü baş­vu­ru çiz­gi­si ola­rak ele alıp, Av­ru­pa ve Ana­do­lu ya­ka­sı sa­hil­le­ri­ne pa­ra­lel bir çiz­gi çi­ze­lim. Onun gü­ne­yi teh­li­ke­li... Fa­kat ta­bi­i ki bu, evi­ni­zin sağ­lam­lı­ğı­na ve evi­ni­zin otur­du­ğu ze­mi­nin ta­bi­atı­na bağ­lı!
Kı­sa­ca­sı, ar­tık işi­miz Al­la­h’­a kal­mış. Du­a ede­lim de bü­yük dep­re­mi müm­kün olan en az ha­sar­la at­la­ta­lım!

So­nun­da “Ver de kur­tu­l” di­ye­cek­ler!


İki gün ön­ce bu kö­şe­de İçiş­le­ri es­ki Ba­ka­nı ve Yurt Par­ti­si Ge­nel Baş­ka­nı Sa­det­tin Tan­ta­n’­ın te­rör hak­kın­da­ki gö­rüş­le­ri­ne yer ver­miş­tim. Bu ya­zı onun de­va­mı­dır.
PKK te­rör ör­gü­tü­nün 3 il ve 5 il­çe­de özerk­lik ilan et­me­si­ne tep­ki gös­te­ren te­rör uz­ma­nı Sa­det­tin Tan­tan “Do­ğu ve Gü­ney­do­ğu­’da uzun za­man­dır dev­let (si­ya­si ira­de) yok!” di­yor ve an­la­tı­yor:

* * *

“AKP ik­ti­da­rı bu ola­ğa­nüs­tü du­ru­mu gör­mez­den ge­li­yor. Do­ğu ve Gü­ney­do­ğu­’da PKK/KCK dev­le­ti ku­rul­muş du­rum­da­dır. Te­rör ör­gü­tü, o böl­ge­ler­de ken­di­sin­den ol­ma­yan­la­rı gö­çe zor­lu­yor. Or­ta­da si­ya­si ira­de yok, ya­pa­cak bir şey yok!
PKK em­per­yal bir teh­dit ara­cı­dır. Do­ğu ve Gü­ney­do­ğu­’da dev­let bi­rim­le­ri ken­di bi­na­la­rı­na hap­se­dil­miş du­rum­da...
Te­rör ör­gü­tü şe­hir­ler­de­ki alan ha­ki­mi­ye­ti­ni de her ge­çen gün ge­niş­le­ti­yor. Böy­le olun­ca Tür­ki­ye bü­tün ağır­lı­ğı­nı bü­yük şe­hir­le­re ve­re­cek, Do­ğu ve Gü­ney­do­ğu­’da­ki du­ru­mu ka­bu­le zor­la­na­cak! Em­per­yal stra­te­ji böy­le!
PKK’­nın ar­ka­sın­da­ki güç­le­rin yap­mak is­te­dik­le­ri şey Tür­ki­ye­’yi ‘ver, kur­tu­l’ şek­lin­de ka­bu­le zor­la­mak­tır.
Şim­di, ba­zı il ve il­çe­ler­de özerk­lik ilan ede­rek ulus­la­ra­ra­sı alan­la­ra mü­ra­ca­at et­mek is­ti­yor­lar. Özel­lik­le IŞİ­D’­e kar­şı mü­ca­de­le­de PKK meş­ru bir kim­li­ğe bü­rün­dü­rül­müş, si­lah­la do­na­tıl­mış­tır!
Ken­di ver­di­ği em­ri bir gün son­ra in­kâr eden bir si­ya­si ik­ti­dar var. PKK ile mü­ca­de­le edi­yor­muş his­si ve­rip mü­ca­de­le­den kaç­ma­sı halk­ta dev­le­te kar­şı bü­yük gü­ven­siz­lik ya­ra­tı­yor!”

Gü­nün Sö­zü


Yer­yü­zü­nün en güç­lü sa­vaş­çı­la­rı, sa­bır ve za­man­dır!