Böyle bir haksız tasarruf ve bu kadar vurdumduymazlık olur mu?
Ancak... Abdullah Beyefendi’nin Huber Köşkü serüveni sanırım bitmek üzere... Yakında pılısını pırtısını toplayıp gidecek.
Çünkü, kamuoyunda duyulan rahatsızlıklar ve yapılan eleştiriler artık dayanılmaz boyutlara yükseldi.
İktidara yakın olan gazeteler bile aleyhte yayın yapmaya başladılar.
* * * *
Huber Köşkü, Boğaziçi’nin Rumeli Yakası’nda, Tarabya-Yeniköy yolu üzerinde şahane manzaralı tarihi bir yapı... 64 bin metrekarelik yemyeşil bir koruluğun içinde elmas yüzük taşı gibi ışıldayan cazip ve görkemli bir malikhane...
1914 yılında yapılan köşk 1980 yılından beri Cumhurbaşkanlığı rezidansı olarak kullanılıyor.
Abdullah Gül artık Cumhurbaşkanı değil. Bu nedenle orayı boşaltması gerekiyor ama emekli olduğu günden beri Huber Köşkü’nde oturmakta ısrar ediyor.
SÖZCÜ yazarı Emin Çölaşan, sütununu fırsat buldukça Huber Köşkü’ne ayırarak Abdullah Gül’den hesap sordu.
Ancak, karşı taraftan tık yok! Ne bir ses, ne bir nefes!
Bu kadar da vurdumduymazlık olmaz ki!
* * * *
Diğer bir meslektaşımız, Aydınlık yazarı Mustafa Mutlu bu konuda aylardır her gün yazıyor ve Abdullah Gül’e “Huber Köşkü’nden ne zaman çıkacaksın?” diye soruyor.
94’üncü yazısını dün yayınlayan Mustafa Mutlu, Abdullah Gül’ün Huber işgali için bir açıklama yaparak:
“100’üncü yazımı yazacağım 14 Şubat Cumartesi günü saat 12’de Huber Köşkü’nün sahil kapısında olacağım. Herkesi bekliyorum.” dedi.
Olay çıkartmak yok. Sadece hep beraber çay içip, Abdullah Gül’ü protesto edecekler.
Abdullah Bey anlar mı acaba?
Tayyip Bey ve ekonomi
Evet, Tayyip Bey ekonomi, biliyor mu?
Bu konunun uzmanları “Hayır, o kesinlikle ekonomiden anlamıyor.” diyor ve ekliyorlar:
“Eğer ekonomi bilseydi, faizlerin emir-komuta ile düşürülemeyeceğini de bilir, Merkez Bankası’nın işine karışmazdı. Ekonominin kendine özgü arz-talep kanunları vardır.”
* * * *
Tayyip Bey, Merkez Bankası Başkanı’na “Faizleri düşür” diye baskı yaptıkça, piyasalarda dolar hızla yükseliyor.
Önceki gün bir Amerikan Doları, 2.47 lirayı görerek rekor kırdı.
Merkez Bankası faizi Tayyip Bey’in istediği gibi düşürmeyerek aslında AKP’ye iyilik yapıyor.
Faizler düşürülürse dolar iyice çığırından çıkacak ve ekonomi altüst olacak.
* * * *
Faiz indiğinde yatırımların artacağı, sanayicilerin faizlerin yüksek olması sebebiyle gerçekleştiremediği yatırım projelerini hemen yapacağı sanılır.
Oysa, ertelenen yatırımların hayata geçirilmesi için tek neden ve etken faiz değildir.
Sanayiciler, faizler düştü diye hemen yatırım yapmaya koşmazlar. Faizler sadece etkenlerden biridir.
* * * *
Faizler indiğinde yurda döviz girişi azalır.
Döviz kuru hemen yükselerek tepki verir.
Girdiler pahalılaşır, maliyetler artar.
Halkın tasarrufları azalır.
İnsanlar dolara, altına ve gayrimenkule yönelir.
Bankaların kaynakları azalır, dış borçlar artar, vs.
* * * *
Tayyip Bey her şeye karışmasa, 1.5 milyarlık pahalı sarayında oturup işleri karıştırmasa, ülke ekonomisi için herhalde daha hayırlı olur.
Piyasaların itibar ettiği Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile ekonomi bilgisine güvenilen Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, acaba ne diyor bu işe?
Tebessüm
Eşe sıkılan 6 kurşun!
Temel, telaş içinde karakola girer... Büyük bir heyecan içindedir ve eli ayağı zangır zangır titremektedir. Masada oturan polis müdürüne:
“Komiser bey, ne olur beni hemen tutuklayın” der.
Pos bıyıklı, babacan komiser, masasından başını kaldırıp, gözlüğünün üzerinden bakarak merakla sorar:
“Niçin tutuklayayım? Ne yaptın ki? Anlat bakayım.”
“Karıma tabancayla tam 6 el ateş ettim komiser bey!”
“Yaa... Öldü mü?”
“Hayır! Kurşunların hiç birini isabet ettiremedim.”
“Öyleyse neden tevkif edilmek istiyorsun?
“Şimdi, karım beni arıyor da...”
Günün Sözü
Önemsiz meselelerle uğraşmak zaman kaybıdır. Hiçbir kartal sinek yakalamaya çalışmaz!