Şemdinli’de ikamet eden bir arkadaşımı aradım. “Burası aynen Suriye gibi. Hem Irak, hem İran’a komşu olan ilçemizden kaçabilenler bu ülkelere gidiyor. Ne kaymakamlık, ne belediye açılıyor. Her yer kapalı. Sadece Emniyet binası açık, orada da polisler toplanmış. Gündüz-gece silahlar, bombalar patlıyor. İlçenin girişindeki bir köy iki gün öncesine kadar tamamen PKK’lıların elindeydi. Şimdi, devletin kontrolünde. Cep telefonları bile çarşamba günü öğleden sonra çalışmaya başladı. İnanın durumumuz Suriyelilerden bile kötü. Ne yapacağımızı bilemez durumdayız, çok çaresiziz” diyordu.
Şemdinli yıllarca gidip geldiğim bir ilçe... Türkiye’nin ilk basılan ilçelerinden olduğu gibi Samanlı da ilk basılan karakoldur. Şehitler verilmiş ama bayrağımızı indirtmemişlerdi. Şemdinli, geçiş noktası olması nedeniyle dün de, bugün de hep olayların merkezindedir.

UYUTULAN PATLAYICILAR

Belki siz de “Kardeşim askerlerimiz niçin şehit ediliyor. Patlayıcıları niçin bulamıyor, teröristler niçin onlara ateş ettiğinde şehit ediyor” diye merak ediyorsunuz. Ben de bunu askerlere sordum. Şunları söylediler:
“Hükümet yetkililerinin ‘çözüm süreci’ olarak niteledikleri, askerin kışlasından çıkmasına, operasyona gitmesine izin verilmediği dönemde, terör örgütü, askerin geçiş noktalarından en az 100’den fazla yere patlayıcı yerleştirdi. Rahat bir çalışma yürüttüler. Onlara asker dilinde ‘uyuyan mayın’ diyoruz. Bunların bir bölümünü de il ve ilçelerde depoladılar. O dönemde mayınlar, patlayıcılar kullanılmadığı gibi, bazı yollar asfaltlandığı için bugün mayın dedektörüyle bile bunların yerleri belirlenemez hale geldi.
Teröristler patlayıcıları düz alanda telefonla, dağlık alanda ise garantili olsun diye kabloyla patlatıyor. Bunlar terör örgütü için riski az eylemdir. Birisi askeri araçların yola çıktığını bildiriyor, ‘tepeci’ adı verilen kişi de bunları geçiş sırasında patlatıyor.”
Anlaşılan, güvenlik güçlerimiz için uzaktan kumandayla patlatmaları önleyecek olan teknik cihaz ihtiyacı hâlâ karşılanamamış. Terör örgütü “uyuyan mayınları” uyandırıyor ama bazı ifadelerde örgütün 100’ün üzerinde kritik noktada mayınları yerleştirdiği belirtiliyor. Yani nerede, ne zaman patlamanın olacağını kestirmek mümkün olmuyor.

HALK ARASINDA GİZLENİYORLAR

En azından yeni patlayıcılar döşenmesini engellemek amacıyla büyük insansız hava araçlarının dışında “taktik insansız hava araçları”yla denetimler yapılıyor. Ama teröristte taktik bitmez.
Halktan destek görüyorlar. Bu destek de KCK yapılanması aracılığıyla sağlanıyor. Bir eylem yapılacaksa, teröristler halkın arasına karışıyor. İşte askerimize onların arasından ateş ediliyor. Güvenlik güçleri sade vatandaş zarar görmesin diye teröristlere karşı silah bile kullanamıyor. Bunun yanı sıra suikast silahı olarak bilinen silahlarla askerimize nişan alınıyor, onları tertemiz alınlarından vuruyorlar.
Bu hainliklerle, kalleşliklerle mücadele tabii ki zordur. Üstelik güvenlik güçleri terörist gibi hareket edemez. Onların uyması gereken kurallar vardır. Bunun dışına çıkmak yörede devlete olan güveni sarstığı gibi, vatandaşı teröristlerin safına da çeker. Kamu görevlileri son derece duyarlı davranmak zorunda...

TEHLİKE DAHA DA ARTACAK

Teröristler gücünü “KCK” olarak nitelendirdikleri yapıdan alıyor. Teröristlerin önemli bir bölümü henüz Türkiye topraklarında değil. Bunlar Suriye’de PYD saflarında yer alıyor. Suriye’de bir düzelme olmasından sonra ülkemiz topraklarına girecek terörist sayısı da artacaktır. Yani işler daha da çıkmaza girecektir.
Suriye’de bulunan PKK’lılar, sokak çatışmalarını iyice öğrendi. İşte bu eylemleri Güneydoğu il ve ilçelerine taşıyacaktır. En büyük destek de yine KCK yapılanması olacaktır. İdris Naim Şahin’in İçişleri Bakanlığı döneminde KCK yapılanmasına büyük darbeler indirilmiş, sokak eylemleri bile bitirilmişti. Ama AKP hükümeti “çözüm süreci”ne karşı çıkan İdris Naim Şahin’i de, İstihbarat Dairesi Başkanı Ömer Altıparmak’ı da bitirdi. Çünkü görevden alınmalarını İmralı’da terörist başı Abdullah Öcalan istemişti.

ASKER DE GİRECEK

İl ve ilçelere henüz asker girmedi. Polis ve jandarma mücadeleyi sürdürüyor. Ancak bunlar da bu örgütlü yapıya karşı etkili olamıyor. İl ve ilçeler silah-patlayıcı deposu olmaktan kurtarılmadıkça buralarda güvenlik sağlanması hayli zor.
Gerektiğinde bazı ilçeler tamamen sarılacak, sokağa çıkma yasağı ilan edilip tüm ev ve işyerleri aranacak. Şimdi planlamalar yapılıyor. Güvenlik güçlerinin belirlediği silah-mühimmat depoları ortaya çıkarılacak. Başka türlü bir arınmanın yapılamayacağı değerlendiriliyor.
Şunu biliniz ki HDP yüzde 10’u aşsa da, aşmasa da bu olaylar yaşanacaktı. Korkarım bu günleri de arayacağız.