Türkiye’de, aklınıza gelebilecek her türlü kriz var!
Asayiş krizi, adalet krizi, yargı krizi, ahlâk krizi, güven ve güvenlik krizi!
Ülke bu hale nasıl geldi? Sorumlu ya da sorumlular kim?
Ülkeyi yönettiğini zanneden Başbakan, aynaya bir baksa, gerçek sorumluyu görecek ama bunu yapmıyor ve medyayı suçluyor!
Başbakan’ın basına getirdiği son yasaklar onun, antidemokratik, baskıcı, otoriter zihniyetinin dışavurumudur.
Emrindeki yandaş basın talimatla haber yapıp, yine talimatla fotoğraf kullanabilir. Onların varlıkları, iktidara bağlıdır, dizginler tümüyle iktidarın elindedir. Siyasi güce midelerinden bağlanmışlardır.
Dürüst, düzgün ve özgür basın, iktidarın talimatıyla haber yapmaz. Onlar sadece yasalara ve okurlarına karşı sorumludur.
“Tabancanın, savcının kafasına dayandığı fotoğraf”, terörün gaddarlığını, vahşetini, insanlık dışı görüntüsünü sergilediği için “ibret olsun diye” yayınlanmıştır.
Halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkı vardır.
Başbakan’ın bunu “Ahlâksızlık” olarak nitelemesi, onun adına “tarihi bir ayıp” olmuştur!