Önceki akşam, Halk TV’de, Şaban Sevinç’in Basın Koridoru programını seyrediyorum.
Konukları AKP’nin ilk iktidar döneminde Dışişleri Bakanlığı da yapan deneyimli diplomat Yaşar Yakış ile eski Kültür ve Turizm Bakanları’ndan Agah Oktay Güner...
Çarpıcı bilgi ve yorumlarla dolu programın ilk bölümünde Yaşar Yakış, IŞİD’in Suriye topraklarında ürettiği petrolü kimler aracılığıyla ve nasıl sattığını anlatıyor.
Uluslararası medyayı kaynak göstererek verdiği bilgilere göre; Suriye’de üretilen ham petrol tankerlere doldurularak Kuzey Irak’ta, Musul’un yaklaşık 100 kilometre doğusundaki Zaho kentine getiriliyor.
IŞİD petrolünü taşıyan tankerler burada Iraklı ve Suriyeli kaçakçılar tarafından karşılanıyor.

* * *

Sevgili okurlarım,
Bu gerçeğe hiç şaşırmayın, çünkü Ortadoğu coğrafyası kaçakçılık cennetine dönüşmüş durumda. O kadar ki, kimin eli kimin cebinde belli değil! Örneğin Batılı ülkelerin, Suudi Arabistan ve Katar eliyle Özgür Suriye Ordusu’na ilettiği silahlar, bu gücün mensuplarınca IŞİD’e satılabiliyor! Yeter ki istedikleri para verilsin! Her türlü silahı, kaçakçılık pazarından kolayca elde etmek mümkün.
Bu konuda Batı basınında çarşaf çarşaf haberler, televizyonlarda soluk kesen belgeseller yayınlanıyor.

* * *

Neyse biz gelelim Dr. Ferid’in IŞİD petrolünü kimlere ve nasıl sattığına...
Yaşar Yakış’ın anlattıklarını doğrulayan bilgilere göre sevkiyattan sorumlu kişi, petrolü en yüksek teklifi sunan tarafa satıyor. Alıcı, ücretin yüzde 10 ila 25’ini peşin, kalanını daha sonra ödüyor. Türkiye sınırına yaklaşıldığında tankerlerdeki ham petrol Türkiye’ye geçiş izni olan başka sürücülerin kullandığı araçlara devrediliyor. Bu işlemi bitirenler, yeni yükleme için boş tankerlerle IŞİD bölgelerine dönüyor.

* * *

Ancak sürücülerin Türkiye’ye giriş izinleri olsa bile, karşılarına küçük bir engel çıkıyor. Zira Irak ham petrolün sınır dışına bu şekilde çıkarılmasına izin vermiyor. O nedenle taşınan ham petrolün üstünkörü bir işlemden geçirilmesi gerekiyor. İşlem de bölgedeki bir rafineride ilkel yöntemlerle gerçekleştiriliyor. Böylece taşınan yük kağıt üzerinde “işlenmiş” oluyor! Bu arada sınır görevlileri, kaçakçılık çetelerinden ve özel rafinerilerden çok büyük rüşvetler alıyor. (Peki bizim taraftakiler çok mu temiz? Dürüstleri ayırarak söyleyeyim, maalesef değil. Bir örnek olarak PKK’nın Mersin Serbest Bölgesi’nden koskoca bir sigara fabrikasının ekipmanlarını Kuzey Irak’a taşıdığını hatırlatmakla yetineyim.)

* * *

Türkiye’ye giren petrol Silopi’de aracılar tarafından teslim alınıyor. En ünlü aracı ise “Dr. Ferid”, “Hacı Ferid” ya da “Ferid Amca” kod isimleriyle ünlenen 50 yaşlarındaki hem İsrail, hem de Yunan vatandaşı esrarengiz kişi veya adamları...
İşlendikten sonra kağıt üzerinde Kuzey Irak petrolü görünümünü alan IŞİD üretimi petrol, ihracatı yapanlarca genellikle İskenderun ve Ceyhan üzerinden İsrail’in Aşdod Limanı’na gönderiyor.
İddiaya göre günde ortalama 30 bin varil petrol üreten IŞİD, varil başı 15-18 dolar kâr ediyor. Bu yoldan milyonlarca dolar kazanıyor. Greenwich Üniversitesi’nin raporuna göre, IŞİD’in askeri kazanımları, petrol ihracatı ile doğrudan orantılı. IŞİD gelirinin diğer bölümünü ise işgal ettiği topraklardaki tüm zenginliklere el koyarak sağlıyor.

* * *

Gelelim ticaretin İsrail ayağına:
Uluslararası bir petrol şirketinin yetkilisi İsrail’in bu petrolü rafineriden geçirdikten sonra varili 30 ila 35 dolardan Akdeniz ülkelerine sattığını öne sürüyor. Yetkili, “İsrail olmasaydı IŞİD petrolünün büyük kısmı bölgede kalırdı” diyor. IŞİD’li teröristler ise, İsrail’e kendilerinin değil, aracıların petrol sattığını vurguluyor.
Sözün özüne gelirsek;
IŞİD petrolünü İsrail satıyor. IŞİD bu gelirle Batı’nın Özgür Suriye Ordusu’na gönderdiği silahlardan satın alıyor. Ayrıca IŞİD ve İsrail’in birbirine hiç zarar vermemeleri de dikkat çekiyor.
Demem o ki, oyun içinde oyun sahneleniyor!