Lâik ATATÜRK Cumhuriyeti’ne karşıtlığını değişik içerikli sözlerle açığa vuran günümüz cumhurbaşkanının son kalkışması “Türkiye tipi başkanlık sistemi”dir. Birliktelikleri tartışılsa da önceki cumhurbaşkanıyla amaç ve dayanışmaları yadsınamaz. Birbirlerine kimi zaman, kimi konularda karşıymış, anlaşmazlık varmış, eşlerinin karşılıklı soğukluğu belirginmiş gibi görünse de çatışmayacakları açıktır. Öncekinin söylemini yanıtlarcasına “...bal gibi olur..” diyerek Türk tipi başkanlık sistemini hararetle savunan Bay RTE siyasal düzenin günümüzdeki yetersizliğinden yakınmaktadır. Son konuşmalarıyla da A.GÜL’e çağrı yaptı.
Konuşmaları, tüm tutum ve davranışları, yaptıkları ve yaptırdıklarıyla içinde bulunduğumuz sorunlardaki payını unutup unutturmaya çalışan, başlattığı “çözüm süreci” yanlıları için de “İki maymunu oynuyorlar” diyerek konuşma biçemindeki bilinen özgünlüğünü sürdüren Bay RTE’ın yönetimde sınırsız bir etkinlik istediği (hırs taşıdığı) gözlerden kaçmamaktadır. Bu konudaki doyumsuzluğunun başta gelen kanıtı içtiği anda aykırılıklarıdır. Seçildiği günden beri karışmaması gereken konulara elatması, siyasal partilere yönelik suçlamaları, liderlere yanıtları, hükûmetin görevi-işi olan alanlarda başbakan gibi katılımı, kullandığı yetkileri yetersiz bulup aşırılıklara kalkışması yarın nice sorunların kaynağı olacağı kanısına neden olmaktadır. Şimdi Anayasa’yı, hukuku, yargıyı dinlemeyen, andını hiçe sayan bir kimse yarın daha geniş yetkilerle hiçbir şeyi dinlemeyecektir. Onun için başkanlık sistemi ballı sistem olmaktan öte, bal gibi bir sistemdir. Astığı astık, kestiği kestik. Böyle giderse sistemdeki “TÜRK” sözcüğü de kalkacak, “Recep Tayyip Sistemi” ya da “AKP Sistemi”nden söz edilecektir. “Türk tipi”nin başka anlamı olamaz. Ölçüsüz “vatan hainliği” suçlamalı dolar kavgası ile MİT’in emekli müsteşarının adaylığını geri çekmesi, dönüşü ortada.
SİSTEMLER
Bu aşamada kurtarıcı ve kurucumuz Mustafa Kemal ATATÜRK’ün eşsiz ve erişilmez büyüklüğü bir kez daha göz kamaştırmaktadır. Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın yüce komutanı, padişahlık ve halifelik önerilerini iterek cumhuriyeti bu ulusa armağan etmiş, dünyanın ve ülkenin koşullarını en demokratik yaklaşımla değerlendirmiş, yalanların tersine asla diktaya kaymayarak örnek bir yönetim- yöneticilik sergilemiştir.
Devletin organları arasındaki bağlar, ilişkiler düzeninin temel yapılanma biçimi erkler (kuvvetler-güçler) ayrılığıdır. Türleri yasama ve yönetimde birliğin somutlaşması olan Meclis Hükümeti ERKLER BİRLİĞİ; erklerin işbirliği düzeni olan, soy sürmesi yoluyla aile bireylerinin ya da seçilmiş bir cumhurbaşkanının başta bulunduğu parlamenter rejim ERKLER İŞBİRLİĞİ (monarşilerdeki ikinci parlamenter rejim ve devlet başkanına sınırlı yer veren ikinci parlamenter rejim özellikleri vardır); dünyada ABD, Güney Amerika, Afrika ve Ortadoğu’da değişik uygulamaları olan, başkanlık ve yarı başkanlık biçiminde ayrımı yapılan KESİN ERKLER AYRILIĞI’dır.
Yaşamdaki en belirgin başkanlık sistemi ABD’dedir. Geleneksel ve hukuksal güvenceleri güçlüdür. Yarı başkanlık sistemi tek başlı başkanlık sistemine göre devlet başkanına daha az yetki tanıyan, kimi yerde başkanın kimi yerde parlamentonun üstünlüğüne dayanan sistemlerdir.
Afrika’da “Başkancı sistem” adı verilen, devlet başkanlarının sorumsuzluğuna kaçan sert yönetim biçimleri vardır. Başkanlık sistemlerinin gerçek demokrasiyle bağdaşırlığı her zaman tartışılır.
ŞİMDİ
İyi düşünmek sorumluluğu seçmenlere düşmektedir. AKP iktidarının 12 yılda neler yaptığı, neler yapacağının göstergesidir. Bay RTE ve ulaşamayacakları yere onun sayesinde ulaşan, göremeyeceklerini onun sayesinde gören adamlarıyla, devlet olanakları, yardım ve bağışlar aktarılan yandaşlarıyla seçmenler değerlendirmeleri güç sistem önerisine siyasal nutuklara katılarak oy verecek ve Türkiye her yönden yıkıma sürüklenecektir. Saltanat ve hilafet yolunda yürüyen, Osmanlı özentisine kapılan gerici ve tutucular demokrasi sömürüsüyle halkı kandırıp pişman edecekler. İnançları kötüye kullanıp karanlık getirecekler. AKP’lilerin siyasal partilerle ilgili son Anayasa değişikliği önerileri de Anayasa’ya aykırılıkların önünü daha çok açmak içindir. Partilerin sakıncalı eylem ve işlemlerini yargıya değil, Meclis çoğunluğuna, kendilerine bırakarak 2023’e yürümek istemektedirler. Varlığımızı ve TÜRKİYE’mizi koruyalım, insanlığı egemen kılalım. Diktalar, kan, gözyaşı ve cesetler üzerinde yapılanır. Başka türlü kurulamaz ve korunamaz. TRT/ Türk’te Atatürk karşıtı konuşmalar yurtseverleri uyarmalı, oylar “namus” bilinerek kullanılmalıdır.