Deniz Feneri soygununa Alman mahkemesi baktı...
Altın kaçakçılığına İran mahkemesi baktı...
Reza’dan devlet adamlarımıza rüşvete Amerikan mahkemesi bakıyor...
Bizim Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, Sayıştay Başkanı Recai Akyel’in Cumhurbaşkanı ile Rize’ye çay toplamaya gitmeleri normaldir...

*

Yüksek yargı başkanları geçen sene de zeytin hasadına gittiler...
Cumhurbaşkanı’nın arkasında baktılar bu zeytin nasıl oluyor...
Hukukla ilgili çünkü...
Bu dönemde yağcılık işini bilmeden, başkan-maşkan olamazsın...

*

Zulmün, yıkımın, karanlığın, diktatörlüğün, faşistliğin... Tümünün altında “hukuksuzluk” yatar... Zorbanın en çok yararlandığı şey; hukuksuzluktur... Bunun için önce yargıyı kendine benzetmeye bakar...
Olan da bu...
Bu acıların, bu gözyaşlarının, bu hapishanelerin, bu kıyımların, bu hücrelerin, o hücrelerde ölümlerin, o kumpasların sebebi; hukuk yok...

*

Sonunda savcılarınız kaçtı...
Daha ne olsun?..

*

İşte; dosyalara bakmaya, ağzınızı açmaya korktunuz... Ama Amerika’daki bir mahkemede, Reza denilen bir zibidinin, koca Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetenlere dağıttığı milyonlarca dolar rüşvetin hesabı soruluyor...
Hiç mi kanına dokunmaz adamın...

*

İddianamede ilk kez “Erdoğan” adı geçiyor...
“Emine Hanım’ın vakfına 8 milyon dolar verdi” diyorlar, ki bu rezaletin hesabını siz sormazsanız, uluslararası hukuk er geç soracak...
Çay toplama, zeytin hasadı tamam da, yargı hiç mi ilgilendirmiyor mu sizi?..
Kabzımal mısınız siz?..

*

Yine çağırsa koşarsınız...
Şimdi lahana hasadı zamanı...
(Şaka şaka, o kışın olur...)