Bizde Süleyman Demirel “Verdiysem ben verdim” diyordu, başardı...
Rakibi Bülent Ecevit özgürlük şiirleri yazıyordu, başaramadı...
Turgut Özal “Bir koy, üç al” diyordu, başardı...
Rakibi Erdal İnönü fizik profesörüydü, bilim ödülü sahibiydi, başaramadı...
Tayyip Erdoğan sucuk işi yaptı, başardı...
Rakibi Kemal Kılıçdaroğlu müfettişti, yüzlerce suiistimali ortaya çıkardı, başaramıyor...

*

“Trump nasıl kazandı?”yı anlatmak istiyorum...
Trump zamanın ruhuna uygundur...
Aynalı binalar, gökdelenler, kral daireli oteller, AVM’ler, lüks otomobiller, havadan yağan dolarlar, borsalar, rant...

*

“Peki, adam gibi devlet adamlığı lüzumu yok mu?” derseniz...
Geçiniz...
Devletler holdinglerin toplamı, devlet adamları ise birer CEO’dur artık...

*

Diyelim ki o bomba yağdıran uçaklar, inşaat sektörüdür aslında...
Yıkım işini yaparlar...
Arkasından giderler yeniden yapmaya...
Yani tam adamıdır Trump...

*

Çölde bir Amerikalı general gördüğünüzde size “asker” gibi gelebilir...
Petrolcüdür...
Arap petrolleri, Amerikan çıkarlarına bu nedenle akar...

*

Uzay çalışmalarında füzeler yıldızlara gidiyor gibidir ama, onlar dahi dönüp bizim evlere girer...
Terletmeyen apollo yatak, pioneer müzik, sesi geçirmeyen nasa boya, tok tutan hap, juno küvet, discovery jip, parthfinder çizme, galaxy telefon...

*

Demek istediğim:
Bir devlet adamı değil, bir pazarlamacı-tüccar-müteahhit seçti Amerika...

*

Yine bize dönersek:
“Ekmek için Ekmeleddin” diyeceğinize...
“Ala-vere için Ali Ağaoğlu” deseydiniz ya...