Demokrasi mucizeler rejimidir dedik...
Sandığa attığın oy, duvarla pinpon oynamak gibidir, bir şekilde sana döner dedik...

*

Diyelim ki; yeşil torba ile kömürü alıp karşılığında oyunu verdiğinde, bakmışsın o oy denizde gemicik filosu olmuş...
Demokrasiye dahil edersen, kömür torbasının hikmetidir bu...

*

Seçim öncesi “Seçmene üçlü kanepe gitti” dediklerinde...
Aslında şu gördüğünüz kaçak saray geliyordu...
Sen o eskimiş üçlü kanepede oturuyorsun...
O sarayda...

*

Bir gıda kutusu mesela, bırakıyorlardı kapılara...
İçinde ne vardı; makarna, nohut, şeker, pirinç, falan, filan...
Kutuların içindeki o liralar, dolarlar, eurolar... İşte o kapıya bıraktıkları nohudun dönüşmüş halidir...
Nohut ne hale geliyor, kurban olayım demokrasinin hikmetine...

*

Fasulye...
Şimdi diyorsun ki “Kuru fasulye 5.5 liraya nasıl olur?” gibi tuhaf bir soru...
Çünkü gelen o gıda paketinde fasulye de vardı ya... Fasulyeyi alıp oy verdin... O oy iktidar gücüne dönüştü...
O zaman gittiler, görevi esnafı desteklemek olan Halk Bankası’na, tam 17 bin esnaf ve üreticiyi destekleyecek kadar kredi sağladılar mı, damadın şirketine?.. O kredi ile ATV ile Sabah Gazetesi alındı mı damada?...Senin fasulye alarak verdiğin oy, oldu mu sana televizyon kanalı ile gazete...
İşte, desteksiz kalan kuru fasulye de sana 5.5 lira...

*

(Buraya kadarı iki sene önceki yazı)

*

Geldik; dolara...
Biz “Bu zorbalığa, hukuksuzluğa, talana, yalanlara oy vermeyin... Bunlarla cebiniz, tencereniz dolmaz” dedik...
“Dolar” dedin...
İşte dolar sana...
Kriz başladı...
Ekonomi tepetaklak gidiyor... Büyük sermayede panik havası var... Dolar borcu olan şirketlerden, dolar üzerinden kira ya da taksit ödeyene kadar... Dolar ile gelen ithal ürünlerden, etten samana, elektrikten benzine kadar ne varsa tutamazsın...

*

Demokrasinin huyudur; bu da aptallığın dolar krizine dönüşmüş halidir...
Krizde dahi o dolarlara sahip olanın cebi dolar...
Kutusu dolar...
Kasası dolar...

*

Hâlâ “Benim çilem dolar mı?” diye beklersen...
Devletini yıkanları alkışladığın sürece...
Dolmaz...