Zombi filmleri türünde bazen farklı yaklaşımlara sahip filmler çıkabiliyor hâlâ. “Tüm Sırların Sahibi Kız” onlardan biri... Sinemada zombiler (yaşayan ölüler) iki şekilde temsil edildiler genellikle; çirkin, şekilsiz ve akılsız vahşiler olarak batı medeniyetinin sonunu getirmeye çalışırlar. Ama azınlıktaki bazı zombi filmleri de tam tersi bir insanlık eleştirisine yelken açarlar. İnsanın akıla, bilgi ve yeteneğe sahip olmasına rağmen ayrımcılığa, ırkçılığa devam etmesi ve hırslarına yenik düşmesinin bir cezasıdır zombiler.

Çocuk zombilere ilk kez, bu hafta vizyona giren “Tüm Sırların Sahibi Kız”da rastlıyor değiliz, ama zombi çocukların normal çocuklar gibi göründüğü ve eğitilebildikleri ilk film diyebiliriz. Üstelik faşizan bir eğitim sistemi bu, çocuklar tek kişilik hücrelerde tutulmakta. Tekerlekli sandalyelere bağlanarak silahlı askerlerce etrafları sarılmış bir şekilde zoraki bir müfredattan geçirilmektedirler! Zeki ve çok insancıl bir kız çocuğu olan Melanie de onlardan biridir. Öğretmenlerinden biri olan Helen ile aralarında sıcak bir dostluk vardır. Aynı tesiste çalışan doktor Caldwell ise zombilerce ısırılan insanların dönüşmesini durdurabilecek bir aşı üzerinde çalıştığı için Melanie’yle ilgilidir. Tesiste beklenmeyen olaylar gelişir ve bu üç karakter birkaç askerle birlikte zombi baskınına uğramış tesisten kaçmak zorunda kalırlar.

tum_sirlarin_sahibi_kiz_1

“Tüm Sırların Sahibi Kız”, zombi filmlerine farklı bir bakış açısıyla yaklaşıyor ve yeni bir lider tanımı sürüyor ortaya: Zombi çocukların arasında en vicdanlı, en samimi ve iletişim kurma konusunda insanlardan da yetenekli olan Melanie. Belki de insanlar ve zombiler bu ikisinin karışımı ‘özel’ kişiden yeniden vicdanlı, eğitimli ve dünya gezegeninde yaşamayı gerçekten hakeden bir canlı olmayı en baştan başlayarak öğrenmek zorundadır. Melanie hem medeniyeti sona erdirebilecek hem de onu yaşatabilecek güce sahiptir. Helen ve Caldwell’in ona yaklaşımı ise iki ayrı uçtaki insan tipinin ve kuşağın temsilcilerini simgelemekte.

Daha çok TV dizilerinde çalışan yönetmen Colm McCarthy’nin bu ikinci filmi onu yakında bir üst lige taşıyacak nitelikte. Çocuklarla ilgili korku filmi yapmak zordur. Kendisi bu zorlukları güzelce aşmış ve enteresan sürprizler de hazırlamış. Güzel oyuncu Gemma Arterton’ı ve uzun zamandır perdede izlemediğimiz Glenn Close’u da bir araya getirse de Melanie’yi oynayan Sennia Nanua adlı genç oyuncu sinemaya kazandırmış.
Kısacası, hem farklı hem de türün hayranları için seyri keyif veren bir zombi filmi...

tum_sirlarin_sahibi_kiz_6

3,5 yıldız
Tüm Sırların Sahibi Kız
Yönetmen: Colm McCarthy
Oyuncular: Gemma Arteron, Glenn Close, Sennia Nanua
111 dakika, 15+

Yollarda bulurum kendimi...

Almanya’dan sinema dünyasına “Kısa ve Acısız” adlı filmiyle giriş yapan Fatih Akın’ın filmografisinde zirve noktası hiç kuşku yok ki 2004 yapımı “Duvara Karşı”dır. Akın’ın sonraki filmleri hep o filmin gölgesinde kaldı. Oysa kariyerinin henüz başlarında çektiği çok tatlı bir yol filmi de vardır Akın’ın: “Temmuz”da”. Yönetmen “Yaşamın Kıyısında” ya da 2014 yapımı “Kesik” gibi ‘riskli’ denizlerde dolaştıktan sonra bu yeni filmiyle “Temmuz’da”nın sularına doğru çekilmekle iyi yapmış aslında. “Elveda Berlin”in hikayesinde oradaki kadar romantik bir damar yok belki ama iki ergen çocuğun büyüme sancısı çektiği yol filmlerinden bir tanesi bu da.

elveda_berlin_1

Almanya’nın çoksatar romanlarından birinden uyarlanan filmde 14 yaşındaki Maik zengin fakat ilgisiz bir baba ve çoğunlukla sarhoş gezen annesiyle uğraşmaktadır. Okulda itilip kakılmaktadır, ilgi duyduğu popüler kıza ise yaklaşamamaktadır bile. Sınıfına gelen göçmen bir ailenin çocuğu olan çılgın Tschick ile arkadaş olur ve birlikte olaylarla dolu bir yolculuğa çıkarlar...
2001 yapımı Alfonso Cuaron filmi “Ananı da” (Y Tu Mama Tambien) yaşları biraz daha büyük çocukların yaşadığı benzer bir temaya sahip olsa da, evrensel ve ömürlük bir film olabilmeyi başarmıştır. “Elveda Berlin” ise öncelikle Berlin’e yani şehre veya moderniteye veda eden bir film değil. Tam tersine, dolaşıp birkaç suç işleyip özgüveni yerine gelen/büyüyen bir çocuğun hikayesi. Bu yüzden biraz kafa karıştırıcı olduğu da söylenebilir. Ama özgürlükçü pencereden bakarsanız, her erkek çocuğun büyüyebilmesi için özgürleşmesi gerektiğini de söyleyen filmlerden de biri. Zaman zaman Alman toplumuna da dokundurmalar yapan film, rahatça izlenen bir olay örgüsüne iyi müziklerin eşlik ettiği türün gereklerini de çoğunlukla yerine getiren bir film. Almanya’da çok sevilmiş ama yine de çok fazla yol filmi izlemiş bünyelerde ‘biz bunu daha önce defalarca izlemiştik’ duygusunu vermiyor değil.

3 yıldız
Elveda Berlin
Yönetmen: Fatih Akın
Oyuncular: Anand Batbileg, Tristan Göbel, Nicole Mercedes Müller
93 dakika, 7+ 13A

Tim Burton’ı aramak...

Yıllardır filmlerini çok severek izlediğimiz bazı yönetmenler yaşlandıkça eski formlarını kaybediyorlar. Bunların içinde canımızı en çok yakanı Tim Burton olmalı. “Batman Dönüyor”, “Beter Böcek”, “Makas Eller”, “Ed Wood” gibi filmleriyle gönlümüzde taht kuran Burton, ikibinli yıllarda çektiği filmlerde (“Frankenweenie” hariç) takipçilerini çok da memnun edemedi.

Bu kez ülkemizde de bilinen bir fantastik gençlik romanı olan “Bayan Peregrine’in Tuhaf Çocukları”nı perdeye uyarlamış. Ama yaratıcı yönetmenin eski formunda olmadığını özellikle filmin dengesiz yapısından kavramak mümkün. Filmde Jake adlı genç bir çocuk, ondan biraz kopuk hayatlar yaşayan anne-babasına karşın büyükbabasının fantastik dünyasına kendisini kaptırmıştır. Büyükbaba Abe’in gizemli ölümü Jake’i onun bu dünyasına girmesine ve acayip bir olaylar yaşamasında yol açar.

bayan_peregrine_1

1943 yılında özel yetenekleri olan çocukların, başlarındaki müdire Bayan Peregrine eşliğinde barındıkları bir şato Naziler tarafından bombalanmıştır. Ancak Bayan Peregrine özel gücüyle çok güzel başlayan o günü bir döngüye çevirir. Jake bir şekilde o döngünün içinde o çocukların arasında bulur kendisini. Ancak onu takip eden kötü niyetli biri daha vardır...
Harry Potter ile “X-Men” karışımı bu fantastik hikaye, Tim Burton’ın ellerinde yer yer parlıyor elbette. Özellikle de demir ayakkabılar giymediğinde uçan bir balon gibi havalanan Emma adlı kızın sahneleri, finalde karnaval alanında filmin iyi ve kötüleri arasında yaşanan büyük kapışma sahneleri gibi...

Gizemli bir güzelliğe sahip olan Eva Green’in Bayan Peregrine performansı çok iyi. “Hugo”dan beri sevdiğimiz Asa Butterfield ve emektar oyuncu Terence Stamp de filmin diğer renkleri. Ama aradığımız ya da özlediğimiz Tim Burton’a bu filminde de ulaşamadık malesef. Ya eskilerine döneceğiz tekrar ya da önümüzdeki filmlerine bakacağız...

2,5 yıldız
Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları
Yönetmen: Tim Burton
Oyuncular: Eva Green, Asa Butterfield, Ella Purnell
127 dakika, 7+ 13A