Bu furya aslında çok işe (!) yaradı...
MHP lideri Bahçeli dünkü grup toplantısında bağırıyordu:
“Paralele teslim edilecek partimiz yok”
Olağanüstü kongre için mahkemeden karar alan 40 yılın ülkücüleri Asena Meral Akşener, Ümit Özdağ, Sinan Oğan ve Koray Aydın bir hamlede paralelci oluverdi...
İktidar yandaşı TV kanalları MHP’nin paralelcilerin eline geçmemesi (!) için programlar yapıyorlar...
Ne hikmetse iktidar medyasının Bahçeli’ye desteği müthiş!..
Mesela Reza Zarrab’ı tutuklatan ABD’li Federal Savcı Bharara da paralelci...
Türkiye’de hangi taşı kaldırsanız, altından ya paralel çıkıyor ya üst akıl!..

*  *  *

“Paralelci” sihirli bir kelime oldu...
Her derde deva!..
Anayasa Mahkemesi bunların beğenmediği karar veriyor, bazı salaklara göre yargıçlar paralelci!.
Geçenlerde yandaş bir yazar müsveddesi hakaret iddiasıyla savcılığa çağırılmış, ertesi gün yazıyor:
“Paralelci savcılar beni korkutamaz”
Yani o müsvedde hakkında yapılan suç duyurusu nedeniyle savcılığa çağırılamaz...
Çağırılırsa, savcı paraleldir!..
Hele bu yüzden mahkum filan olursa, onu yargılayıp cezayı veren hakim hiç durmasın, gitsin Suriye’ye sığınsın!..

*  *  *

Bu paralelciler, Fethullahçılar çok çektirdiler, biliyoruz..
Devleti yarı yarıya ele geçirmişlerdi...
Yargıyı da öyle...
Bunu nasıl başardılar?..
AKP iktidarından ne istedilerse alarak...
Alanda kabahat var da...
Verende yok mu?..
Bu duruma göre, iktidardakiler de bir buçuk yıl öncesine kadar Fethullah Terör Örgütü’ne yardım ve yataklık etmiş olmuyorlar mı?..
Ne oldu, onların suçu zaman aşımına mı uğradı?..

*  *  *

Fethullahçılar ne kadar suçluysa, onlara bu geniş imkanları verenler de suçludur...
Yargılanmalıdırlar!..
Türkiye “deneme-yanılma” yöntemiyle idare edilecek Afrika ülkesi değildir!.
Yaptık, olmadı sil baştan!..
Çocuk oyuncağı mı bu?..
İşlerine gelmeyen kararlarda hakimler paralelci...
Beğenmedikleri devlet görevlileri paralelci...

*  *  *

Paralel devleti bilerek, isteyerek, destekleyerek, büyük imkanlar vererek yaratanlar...
Onların bütün kumpaslarına, kanunsuzluklarına, hukuk dışı uygulamalarına alkış tutunlar şimdi “paralel avcısı” oldular!..
Milletle dalga geçiyorlar...
Milleti enayi yerine koyuyorlar!..
Ve hiç de utanmıyorlar!..

Arena!..

Cumhuriyetin ilk dönemini simgeleyen yapılardan biri daha yıkıldı, yerine arena yapıldı...
Adı İnönü Stadı idi, bilmem ne arena oldu!..
Çünkü o bilmem ne arena, Ulusal Kahraman, Garp Cephesi’nin muzaffer Komutanı, Cumhuriyetin kurucularından ve Türkiye’nin 2. Cumhurbaşkanıydı!..
Oraya iki ayyaştan (!) birinin adı yerine bilmem ne arena adı yakışırdı!..
Orası İnönü Stadı’yken, Dolmabahçe Stadı’yken, Mithat Paşa Stadı’yken İstanbul’daki bütün futbol kulüplerinindi...
Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray, İstanbulspor, Vefa, Karagümrük ve diğerlerinin...
İktidarın halka ait 50 milyon lirayı, inşaata katkı olarak vermesiyle... Şimdi orası Fikret Orman’a prim yaptıran “Kartal Yuvası” oldu...
Beşiktaş’a, Beşiktaş taraftarına, Çarşı’ya o stat helal olsun!..
Olsun da... O stat ve Beşiktaş, iktidarın propagandasına kurban edilmesin!..