Bağımsızlığımızın sembolü Türk Bayrağı’nın en büyük güvencesi, eğitimli Türk gencidir. Bağımsızlığımızın sembolü Türk Bayrağı’nın en büyük güvencesi, eğitimli Türk gencidir.


Gençlik, insan yaşamının çocukluk ve yetişkinlik arasında kalan kısmıdır. Gençlik her millet için çok önemli bir kuvvet ve çok önemli bir potansiyeldir. Bilinçli ve sorumluluk sahibi, iyi eğitimli, iyi yetişmiş bir gençlik, o milletin umudu, geleceğinin güvencesidir. Gençlik döneminin en önemli özelliği hızlı bir değişim, gelişim ve büyümedir. Bilişsel gelişimin yaşandığı gençlik dönemi biyolojik, psikolojik, zihinsel ve sosyal açıdan gelişme ve olgunlaşmayla çocukluktan erişkinliğe geçiş dönemdir. Gençlik döneminde somut işlemsel düşünmeden soyut işlemsel düşünme dönemine geçilir. Genç, soyut çıkarsamalar yapabilme yeteneği kazanarak gözlemlediği dünyanın sınırlarından kurtulur, varsayımsal durumları da değerlendirmelerine katmaya başlar ve dünyayı, hayatı, olan biteni daha derinlemesine kavrar. Bu dönemin kişisel gelişim açısından en önemli psikososyal yanı kimliğin kazanılmasıdır. Gencin bu dönemde sağlam bir kimlik duygusu geliştirebilmesi için eğitim sisteminin bu kimliği geliştirecek şekilde olması gerekir. Kimlik duygusu sağlam bir birey; ‘ben neyim, ben kimim, burada ne yapıyorum, burada ne yapmalıyım’ gibi varoluşsal soruların karşısında birbiriyle tutarlı cevaplara sahiptir.

ATATÜRKÇÜ EĞİTİM

Ülke nüfusunun büyük bir bölümünü oluşturan gençlerimizin, sağlıklı ortamlarda çağdaş değerlerle eğitim alması, ülkesini tanıyan, sorumluluk duygusu gelişmiş, yeni fikirlere açık, araştıran, eleştiren, sorgulayan, şüphe eden, merak eden, öğrenmeye istekli, demokrasiyi içselleştirmiş bir topluma ulaştırır bizi. Bir yandan kendi kişisel gelişimini sürdürürken öte yandan toplumuna da katkıda bulunan özgüvenli, duyarlı, çalışkan bir gençlik yetiştirilmesi devletin en temel sorumluluğudur.
Atatürk’ün ideali olan, ilkelerine bağlı, çalışkan ve yurtsever gençlik Atatürkçü eğitim modeliyle kısa sürede başarılmıştı. Ne yazık ki Atatürk’ün ölümünün hemen ardından tersine devrim çarkları işlemeye başlamış ve 15 yıla sığdırılan olağanüstü devrimler, kazanımlar bugün önemli ölçüde mevzi kaybetmiştir. Gençlerimiz, doğru olduğuna inandığı yolu inançla, cesaretle ve kararlılıkla izlemeye, hayallerinin peşinden ısrarla ve inatla gitmeye, sabır ve özveri göstermeye ve bütün bunlar için çok çalışmak gerektiğine değil de, sabun köpüğü TV starları gibi kısa yoldan bir yerlere gelebilmeye özendiriliyor. Eğitim sistemi gençlerin içindeki potansiyeli keşfetmelerini destekleyecek içerikte ve kalitede olmadığı için gençler bu deneyimleri yaşayamıyorlar ve kendilerini adım adım gerçekleştiremiyorlar.

25

GENÇLİĞİN GÖREVİ

Atatürk büyük eseri NUTUK’u, müthiş Gençliğe Hitabesi’yle bitirir ve ‘Ey Türk Gençliği; Birinci vazifen; Türk İstiklâlini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir,’ diye başlayarak Türk gençliğine kutsal bir armağan, yaşamsal bir görev olarak bırakır. En kıymetli hazinesini, akıl ve bilimi tek yol gösterici kabul ederek yetiştirilen Türk gençliğine emanet eder.
‘Gelecek gençlerin, gençler ise öğretmenlerin eseridir’ diyen Atatürk, gençlerin eğitimi ve bilinçlendirilmesine özel önem vermiştir. Atatürk bu yüzden, öğretmenlere hitaben yaptığı konuşmada, onlardan fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirmelerini ister. ‘Milli eğitimin gayesi, yalnız hükümette memur yetiştirmek değil, daha çok memlekette ahlaklı, cumhuriyetçi, inkılapçı, olumlu, atılgan, başladığı işleri başarabilecek kabiliyette, dürüst, düşünceli, iradeli, hayatta rastlayacağı engelleri aşmaya kudretli, karakter sahibi gençler yetiştirmektir,’ der.

Çağdaş Türk genci ATA’sının izindedir. Çağdaş Türk genci ATA’sının izindedir.


KENDİNİ VE CUMHURİYETİ KORUMAK

Türk Genci, ATA’n, senin böyle yetiştirilmeni istiyor çünkü senin özgür, cesur ve kararlı olmanı ve yaşama karşı göstereceğin bu irade ve duruşla da başarılı ve mutlu olmanı istiyor çünkü bize armağan ettiği en büyük hediye olan Cumhuriyetimizin, bağımsızlığımızın ancak senin duyarlı, özverili, çalışkan ellerinde güvenli olacağını biliyor. Senden Cumhuriyete ve Cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkmanı istiyor ve seni yetiştirenlerin de, seni bu zorlu göreve hazırlayacak şekilde yetiştirmelerini istiyor. Büyüklerin sana bunu vermiyor ve seni böyle yetiştirmiyorsa, bunu sen kendin yap, kendini ATA’nın istediği gibi yetiştir ve ülken için, kendin için, sevdiklerin için, geleceğin için üstleneceğin büyük görevlere hazırlan...
Senin için özgürlüğü ve özgür düşünceyi, çağdaşlığı ve çağdaş dünyayı dilemeyen herkesin, içine ne kadar süslü, boyalı, renkli, cazip veya korkutucu hikaye sokuşturursa sokuştursun aslında senin kötülüğünü istediğini, seni pasif, edilgen, zayıf kılmaktan başka hiçbir hedefi olmadığını çünkü senin içindeki muazzam enerjini ve özgün potansiyelini ancak bu şekilde kontrol edebildiğini unutma. Seni özgürlüğe çağırmayan ve bu muhteşem dünyanın tüm renklerine, güzelliklerine, fırsatlarına açık olacak şekilde yönlendirmeyen, yetiştirmeyen ve cesaretlendirmeyen herkes, uzaktan nasıl görünürse görünsün, senin düşmanındır. Senden ve yüreğinin derinliklerinde sahip olduğun, tüm dünyayı değiştirme potansiyelinden korkmaktadır ve seni yavaşlatmanın işe yarar tek yolu, seni türlü sahte ve boyalı oyuncaklarla, dogmalarla, boş inançlarla kandırmak, oyalamak ve korkutmaktır. Ha bir de, punduna getirirse seni kendine kırdırmaktır. Kanma, oyalanma, korkma ve kendi kardeşinle dövüşme çünkü sen bunlardan daha iyisine layıksın ve eğer istersen çok daha iyisini yapabilirsin...