Acı bir başlık oldu. Ne yapalım: Gerçekler acıdır. Benim gibi yazarların en öncelikli görevi gerçeğe dikkat çekmektir. Yalın gerçek şu ki; “Davutoğlu’nu sorgusuz, sualsiz kukla ve gurka yapma süreci” çöktü. Reis, “28 Şubat benzeri bir darbe” yaptı ve yeni bir “kukla ve gurka arama süreci” başlattı. Parti, Reis’e yeni kukla ve gurka seçecek.
Yerseniz!
Bunun adı “ parti içi demokrasi ve siyaset yapma” konulacak. Reis, tekmeyi attı ve Davutoğlu’nu tekneden attı. Atarken de; “28 Şubat’ta yapılan post modern darbe” yöntemine sığındı. 28 Şubat’ta Reis’in yetiştiricisi ve hocası Erbakan nasıl “iktidardan ittirmeye” razı oldu ve kendi imzası ile “istifa edip” gittiyse aynısını Reis’in “hocam” diye hitap ettiği Davutoğlu’na yaptırdılar. Davutoğlu, dik duramadı ve “ittirilmeye” razı oldu, dün süslü kelime ve cümlelerle dolu bir nutuk atarak yerini “yeni kukla ve gurka” ya bıraktı.
Kukla: İplerle oynatılır.
Gurka: Efendisi için savaşır.

*  *  *

Reis, darbelere kızıyor.
Laftaymış.
Kendisi darbeci çıktı.
Son seçimde 47 milyon geçerli oyun
24 milyonunu almış, partinin oy oranını yüzde 49.5’e çıkartmış önce danışman, sonra milletvekili, sonra Dışişleri Bakanı, sonra parti genel başkanı ve Başbakanlık yapmış, ekonomi profesörü, İngilizce ve Almancayı ana dili kadar iyi konuşan ve Reis’ten daha iyi futbol oynayan ve ata da düşmeden binebilen Davutoğlu’nu, sarayına çağırıp 1 saat 40 dakika içinde koltuğundan ittirme ile indirdi.
Reis, ittirme ustası!
Post modern darbeci!
Buna “güçlü lider” diyorlar.
Önceki gün akşam saat 9’dan sonra TV’leri dolduran utanmaz yorumcular, anlatıcılar, analizciler sürüsü; “Reis’in darbeci despot tavrından” tek kelime olsun söz etmediler. Davutoğlu’nun hatası, eksiği, yanlışı neydi onu da söylemediler, söyleyemediler. Davutoğlu’nun Başbakanlık’tan ittirilmesini “parlamenter sistemin tıkanmasına” bağlayıp durdular. Oysa Davutoğlu, “devlete hortum döşemiş soygun fırsatı yaratmak isteyenlerin adamlarını” bakanlık kadrolarına sokmuyormuş. TV ekranlarını dolduran utanmazlar, “Davutoğlu istenilen isimleri devlete sokmadı, bu yüzden ipi çekildi” gerçeğini söylemiyor, “parlamenter sistem tıkandı” yalanına sarılıyorlar.

*  *  *

Reis, korkuyor.
Güçlü lider, 20 ay önce kendi seçip Başbakan yaptırdığı ve “hocam” diye hitap ettiği birinden korkup, onu koltuğunda ittirmeye kalkar mı?
Reis, güçlü biri değil.
Gücü yok.
Yitirdi. Yalnızlaştı.
Gurka arıyor.
Güçlü lider gurka arar mı?
Her şey ortada: Davutoğlu’nun silip atmak istediği “Tek Adamlık” çizgisi iktidar partisine kalın geldi. Saray’ın 4 Mayıs’ta yaptığı “Davutoğlu’nu İttirme Darbesi” ile Türkiye siyasi sistemi diktatörlüğe açılan son kapıyı da araladı.
Ölümcül çelişki:
Gücünü sıfırlamış Reis!
Ülkeyi diktatörlüğe sürüklüyor.
Bu hesap tutmaz.
Keser döner, sap döner.

SÖYLEŞİ


Kayseri susar! Konya pısar!


Kayseri’ye büyük ekonomik, sosyal katkı ve desteği olan Boydaklar’ı hapse koydular. Kayseri halkı görünüp hissedilen tek bir itirazda bulunmadı. Sindi, sustu, kabullendi.  Katıksız bir Konya çocuğu olan ve  son seçimde yüzde 74.4 oy vererek milletvekili seçtiği Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu hiçbir ciddi kusur göstermeden parti içi darbe ile koltuğundan ettiler.  Bekleyelim, “Konya gurur duyduğu çocuğu Başbakan’a yapılan bu darbeciliğe ne tepki verecek” görelim. AKP’nin 316 milletvekili içinden “yapılana” karşı çıkıp haksızlığı dile getiren tek bir milletvekili çıkmadı, sadece ikisi sessizce ağladı, bu gerçeği de görelim.