Dış politika öngörüleri daima doğru çıkan bilge diplomat Şükrü Elekdağ’ın önderlik ettiği derneğin büyük başarısı:
“Soykırım olduğuna siyasiler değil mahkemeler hükmeder”
Sevgili okurlarım,
Bugün 24 Nisan... Bu tarih, sözde Ermeni soykırımı iddialarının yıldönümü...
I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’-nin Çanakkale ve diğer üç cephede ölüm kalım savaşı verdiği bir dönemde Ermeniler, Moskova’nın, Osmanlı toprakları üzerinde bağımsız bir Ermeni devletinin kurulacağı vaadine kapılarak isyan ettiler. Anadolu’yu işgal eden Rusya ile işbirliği yapıp Rus Ordusu saflarında kendi devletlerini arkadan vurdular.
1915 tehciri “Osmanlı 3. Ordu-su’nun arkasını emniyete alma askeri zorunluluğundan” kaynaklandı. Bunda dinleri, etnisiteleri nedeniyle Ermeni nüfusunu kırmak, soykırım yapmak gibi bir kasıt asla söz konusu değildi. Bunları ben değil, tarihi belgeler söylüyor. Zira Osmanlı arşivlerinde bu söylediklerimi kanıtlayan binlerce belge bulunuyor.
Emekli Büyükelçi Sayın Elekdağ’la bu söyleşimizde, konuyu hukuksal açıdan ele alacak ve Fransa Anayasa Konseyi’nin sözde Ermeni soykırım iddiasını çürüten hükümler içeren son kararına odaklanacağız.
* * *
UĞUR DÜNDAR (U.D.): Sayın Elekdağ, söyleşimize, bu tarihi kararın alınmasında çok önemli bir rol oynayan Türk Tarihi Eğitiminde Tarafsızlık Derneği’ni (TTETD) okurlarımıza tanıtmakla başlayalım.
ŞÜKRÜ ELEKDAĞ (Ş.E.): Bu dernek 2015’te Paris’te oluşturduğum “hukuk danışmanları ekibinin”, Türk kökenli bir Fransız olan “Fransa Türk Kültür Dernekleri Birliği Başkanı Dr. Demir Önger ve yardımcısı Lütfi Bil-gen’in ortak girişimiyle kuruldu. Bu iki fedakâr dostumuzun ellerini taşın altına koymalarıyla başlayan projemize devletin en ufak bir katkısı olmadı! Ben de derneğin hukuki girişimlerinde danışmanlık, rehberlik görevi üstlendim. Bu görevim devam ediyor.
(U.D.): Türk Tarihi Eğitiminde Tarafsızlık Derneği hangi amaçla kuruldu?
AMAÇ YASAYI İPTAL ETTİRMEK
(Ş.E.): Türk tarihi eğitiminde tarafsızlık için mücadele veren ve okul kitaplarından Ermeni soykırımı iddialarının çıkarılmasını Fransız Hükümeti’nden talep eden derneğin ana amaçlarından biri de; Fransız Parlamentosu’nun 2001 yılında kabul ettiği “Fransa 1915 olaylarını soykırım olarak tanır“ içerikli yasanın iptalidir. Bu yasa, Türkiye’yi soykırımla suçlamak isteyen ülkelerin yasama organları için örnek teşkil etmiştir. Ayrıca Fransa’nın, Ermeni lobisinin baskısıyla sözde Ermeni soykırımının inkârını cezalandıran yasaları geçirme girişimlerine temel oluşturmuştur. Diğer bazı Avrupa ülkelerince de benimsenen bu tür yasalar, Türkiye’nin Avrupa’dan dışlanmasını öngören amaçlara hizmet ettiği gibi, ülkemize karşı siyasi şantaj aracı olarak da kullanılmaktadır. Önemli olan bir nokta da, 2001 tarihli yasanın, hem Fransız Anayasası’nı, hem de Birleşmiş Milletler Soykırım Sözleşmesi hükümlerini ihlal eden sakat bir yasa olmasıdır. Bu nedenle, Fransa gibi AB içinde lider konumundaki bir devletin yargısının 2001 tarihli yasayı iptal etmesi, parlamentoların kendilerini yargı yerine koyarak tarihi olayları soykırım olarak tanımlayamayacağını ortaya koyan bir karar olarak diğer Avrupa ülkeleri için de örnek teşkil edecektir.
(U.D.): Fransa Parlamentosu’nun Ermeni lobisinin baskısıyla kabul ettiği Türkiye’yi soykırımla suçlayan bu yasayı Türk Devleti iptal ettiremedi!.. Devletin yapamadığını siz dernek olarak nasıl başaracaksınız?
TÜRK DEVLETİ BAŞARAMADI
(Ş.E.): Üç aşamalı bir strateji oluşturduk. Basit anlatımla bu aşamalar şunlar :
1) Derneğimiz, Fransa Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) aleyhine idari bir dava açarak okullarda Ermeni soykırımı dersi okutulması talimatını veren kararnamenin iptalini isteyecek.
2) MEB bu talebi 2001 tarihli yasayı gerekçe göstererek reddedecek.
3) Bunun üzerine dernek, bireysel başvuru hakkını kullanarak Anayasa Konseyi’-ne başvuracak ve 2001 tarihli yasanın anayasaya aykırılığı nedeniyle iptalini isteyecek. Geçen yıl bu stratejiyi uygulamaya koyduk, ancak, derneğin Konsey’e başvurusu, Danıştay tarafından engellendi. Danıştay, derneğimizin başvurusunu, 19 Ekim 2015’teki duruşmasında, mevcut içtihadı hatalı bir şekilde yorumlayarak, ret etti ve önümüzü kesti.
(U.D.): Ama, bu noktada derneğe başka fırsat doğdu!..
(Ş.E.): Evet... Yahudi soykırımının (Holokost) inkârını suç sayan ve cezalandıran Gayssot Yasası’nın değiştirilmesi talebiyle bir neo-Nazi tarafından açılan dava, Yüksek Temyiz Mahkemesi tarafından Anayasa Konseyi’ne havale edildi. Yasadaki kısıtlayıcı hüküm, sadece bir uluslararası yetkili mahkeme veya Fransa mahkemesi tarafından verilen kararlara dayanan “insanlığa karşı suç” (Holokost) veya soykırımın inkârını suç fiili sayarak cezalandırmayı öngörüyor. Ancak, davacının talebi uyarınca bu kısıtlayıcı hüküm kaldırıldığı takdirde, uluslararası bir mahkeme kararıyla saptanan Holokost ile Ermeni soykırımı gibi yasayla kabul edilen soykırımlar arasında hukuki eşitlik sağlanacak ve her iki kategori suçun inkârı da cezalandırılacaktı. Tabii, Fransa’daki iki Ermeni aktivist grubu derhal davaya üçüncü taraf sıfatıyla müdahil oldular. Ermeni tarafı, Konsey’e başvurusunda, Holokost ile Ermeni soykırımının eşdeğer olmaları nedeniyle, her ikisinin inkârının da suç sayılarak cezalandırılmasını talep etti.
(U.D.): Peki derneğin talebi neydi?
(Ş.E.): Dernek davaya müdahil olma başvurusunda şu hususları dile getirdi:
1) 2001 tarihli yasa Fransa Anayasası’-nı ihlal etmesi nedeniyle iptal edilmelidir.
2) Danıştay’ın 19 Ekim 2015 kararı anayasa’ya uygun mudur? Fransa ve Avrupa’da tanınmış ırkçılık ve anti-Semitizm karşıtı iki sivil toplum kuruluşu da davaya müdahil oldu.
(U.D.): Peki Konsey kararına gelirsek...
ANAYASA KONSEYİ REDDETTİ
(Ş.E.): Anayasa Konseyi, Gayssot Yasası’nın anayasaya uygunluğunu teyit ederek davacının iddiasını reddetti. Konsey, Ermeni tarafının, Holokost ile “Ermeni soykırımının” tarihsel açıdan eşdeğer oldukları, bu nedenle her ikisinin de inkârının cezalandırılacak fiiller oluşturduğu iddiasını ise Holokost’un “insanlığa karşı suç olarak” uluslararası bir mahkemenin kararına dayanan bir gerçek olduğunu, buna mukabil Ermeni tezinin bir mahkeme kararına dayanmadığını vurgulayarak reddetti. (Konsey kararında kullanılan “insanlığa karşı suç” terimi, soykırım suçunu kapsamaktadır).
(U.D.): Hiç beklemedikleri bu karar sanırım Ermeni aktivistleri şoke etmiştir!..
(Ş.E.): Kararda Ermeni tarafını sarsan başka ezber bozan hükümler de var. Şöyle ki: Konsey, bir soykırım fiilinin işlenip işlenmediğine sadece yetkili bir mahkemenin karar verebileceğini belirtmiş ve yasama organları ile hükümetlerin bir olayı soykırım olarak tanımlama yetkisine sahip olmadıklarını vurgulamıştır. Bu kararıyla Konsey, tarih ve hukukun siyasi saik ve amaçlarla istismar edilmesine karşı çıkmış, parlamentoların ve hükümetlerin kendilerini asla yargı organı yerine koyamayacaklarını ilân etmiştir. Konsey, ayrıca, bir soykırımın inkâr edilmesinin suç sayılarak cezalandırılması için, söz konusu soykırımın bir yetkili mahkeme kararıyla saptanmış olmasını şart koşarak, derneğimizin en önemli kuruluş hedeflerinden birini kabul etmiş oldu. Bunun sonucu olarak, bundan böyle Fransız Parlamentosu, Türkiye’yi soykırımla suçlayan 2001 tarihli yasaya dayanarak, Ermeni soykırım iddiasının inkârını suç sayıp cezalandırılmasını öngören yasalar çıkaramayacaktır.
(U.D.): Nasıl olur? Cumhurbaşkanı Hollande iptal edilen Ermeni soykırımının inkârının cezalandırılması yasasının revize edilerek parlamentoya yeniden sunulacağını söyleyerek seçmenlere söz verdi!..
(Ş.E.): Doğru, Hollande bu revizyon görevini eski AİHM Başkanı Jean Paul Costa’ya verdi. Kanımca, Hollande, Anayasa Konseyi kararı nedeniyle yeni bir inkâr yasasının geçmeyeceğini çok iyi biliyor, ama bunun Jean Paul Costa tarafından açıklanması işine geliyor.
YASA ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ
(U.D.): Yani, 2001 tarihli yasa iptal edilmiş değil ama, tam anlamıyla etkisiz hale getirilmiş oluyor.
(Ş.E.): Tamamen öyle... Önemli olan bir başka nokta da; Anayasa Konseyi kararının, derneğimizin 2001 tarihli yasanın iptali için yapmış olduğu ve Danıştay tarafından önü kesilen anayasal başvuru talebinin canlandırılmasına imkân veren bir hüküm içermesidir. Dernek buna dayanarak Danıştay’a müracaatla reddedilen başvurusunun yeniden incelenmeye alınması talebinde bulundu. Yani 2001 tarihli menfur yasanın iptal edilmesi için başlatılmış olan hukuki süreç devam ediyor.
(U.D.): Fransa’daki Türk toplum önderleri, sizin rehberliğinizde büyük bir başarıya imza atmışlar. Bunu okurlarımızla paylaşmaktan büyük memnuniyet duyuyorum.
“Soykırım olduğuna siyasiler değil mahkemeler hükmeder”
Uğur Dündar
Yayınlanma: