TEOG'un ardından üniversiteye giriş sınavında da değişiklik yapıldı. Yeni düzenlemenin tüm ayrıntıları belli olmazken, YÖK Başkanı Yekta Saraç, yeni düzenlemeyle dört aya yayılan ve toplam beş gün süren üniversiteye giriş sınavını bir hafta sonunda gerçekleştirmeyi planladıklarını açıkladı. Saraç, puan türünün de azaltılacağını, dil puanı dışında temel olarak sayısal, sözel ve eşit ağırlık puan türleri olacağını söyledi.

Peki yeni sistem daha mı iyi oldu, daha mı kötü oldu? Yeni sistemin artı eksi yönleri neler olur? İstanbul Kültür Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Şimşek, bu soruya “Hiç kendinizi yormayın, sistem aynı sistem. Etüt merkezleri adı altında dershaneler devam eder, lise son sınıfın ikinci dönemi yine kaynar. Bana sorarsanız, çocuklarımızın ve ailelerinin daha fazla yıpranmaması için yapılacak en iyi şey şudur: Bazen yeni yanlışlarla yeni yeni değişiklikler yapmaktansa yerleşmiş bir yanlışı sürdürmek daha iyi olabilir” yanıtını verdi.

Üniversiteye giriş sisteminin tek basamaklı iken 2010 yılında iki basamaklı hale getirenlerin de yine şu an işbaşında olan ekip olduğunu söyleyen Şimşek, “Başa saralım. Türkiye üniversiteye giriş sisteminde son 36 yıldır '2-1 artırmalı-eksiltmeli' sistemiyle sürekli yenilik yapıyor. Her yapılan değişikliğin gerekçesi öğrencileri dershane kapılarından kurtarmak, onlara ve velilerine rahat bir nefes aldırmak, lise öğrenimini daha nitelikli hale getirmekti. 2010 yılından beri YGS+LYS olarak iki basamaklı olarak yürütülen seçme sistemini tek basamağa indirirken o zamanki YÖK başkanının gerekçeleri hemen hemen aynı” dedi.

36 YILDA NELER DEĞİŞTİ?


Şimşek, 1981'den beri yaşanan değişiklikleri şöyle özetledi: “1981’den itibaren üniversite giriş sınavı ilki Nisan’da ikincisi Haziran’da olmak üzere ÖSS ve ÖYS adlarıyla iki basamaklı olarak uygulandı. 1999 yılında o zamanki YÖK yönetimi iki basamaklı sınavı ÖYS’yi kaldırarak tek basamağa düşürdü. Sınav içeriğini ABD’deki SAT sınavı içeriğine benzer ve bizde ana hatları itibariyle genel yetenek sınavı olarak bilinen bir tarza dönüştürdü. 2006 yılında işbaşında olan YÖK yönetimi bu sınav sistemini yeteri kadar zor veya doğru ölçer bulmadığı için genel yetenek tarzı sorulara lise eğitim programlarından ezber sorular ekledi. 2010 yılında tek basamaklı sınav sistemi YGS+LYS adlarıyla tekrar iki basamaklı hale dönüştürüldü. Birinci sınav Nisan’da ikinci sınav Haziran’da yapılmaya başlandı (1981-99 arası da böyleydi!). Yıl 2017 ve iki basamaklı sınav tekrar tek basamaklı hale dönüştürüldü! YÖK başkanının vurgusundan sınav içeriklerinin yine eski tabirle 'genel yetenek ölçer' tarzı olacağını anlıyoruz (temel matematik ve temel Türkçe vurgusundan bunu anlıyorum). Yenilik olarak getirilen çok sayıda farklı puan türü de 4 puan türüne dönüştürülecek”

YENİ DİYE SUNULAN SİSTEM ESKİYE DÖNÜŞ


Sosyal İnovasyon Merkezi'nin kurucusu eğitimci Suat Özçağdaş, “LGS, OKS, SBS, TEOG, ÖSS, ÖYS, YGS, LYS, aslında hepsi aynı noktaya varıyor. Bugün itibariyle üniversite giriş sisteminin sınavsız olması mümkün değil. İlk bakışta sınav stresini azaltan, sistemi sadeleştiren olumlu bir değişiklik gibi görünse de şu an aileler ve öğrenciler üzerindeki etkisinin kaygı ve merak olduğu çok net görülüyor. Üstelik yeni diye sunulan sistem, yine eskiye dönüş. Ve o zaman da başarısız olmuştu ki bu bile kendi başına bir stres kaynağı. Puan türlerinin azalması teoride olumlu. Ancak kendi içlerinde de sınıflandırılıp sınıflandırılmayacağı, testlerin ağırlık oranları, açık uçlu soruların durumu gibi yanıt bekleyen pek çok soru ortada dururken öğrenciler ve velilerdeki endişeyi ortadan kaldırmak mümkün değildir. Bir an önce bu soruların cevaplarının ve sınav tarihinin açıklanması önemlidir. Sınav sisteminin sadeleştirilmesi, lise eğitiminin sınavın etkisinden daha az etkilenir hale gelmesi, sınavın gerçek bir belirleyici olacak şekilde hazırlanması da önemli konulardır.

ÖĞRENCİLERİN LEHİNE OLACAK


Okan Üniversitesi Aday İlişkileri Müdürü Servet Gülsün Şirin, öncelikle her değişime kapalı olmamak gerektiğini belirterek, “Eğitimde çok eleştirilen noktalardan biri değişim. Eğer sistemi ileri doğru taşıyorsa desteklemek lazım. YÖK Başkanı Saraç'ın yaptığı açıklama olumlu. Yapılan değişiklik öğrencinin lehine sonuçlar doğuracak. Çünkü geçen yıl itibariyle gördük ki mevcut sistemde adaylar tercih yapmada daha seçici davranıyorlar. Buna karşılık da çok sayıda boş kontenjan kaldı. 332 bin boş kontenjanla kapattık” dedi.

'ÇALIŞMAYA DEVAM ETMELİ'


Yapılan değişikliğin adayla üniversiteyi birleştireceğini anlatan Şirin, şöyle devam etti: “Puan hesaplamasına getirilecek değişikle birlikte, katı baraj uygulamalarına yönelik değişiklikliklerin sinyalini aldık. Sistem, çok fazla puan türüyle birbirini engeller hale gelmişti. Daha basit, daha anlaşılır puan türleri öğrencinin çalışmasını, bölünmesini azaltacaktır. Üniversite giriş sistemindeki sadeleştirme öğrencileri yanıtlmasın, kesinlikle çalışmaktan kopmasınlar ve çalışmalara ağırlık versinler. Onları bekleyen önemli bir sınav var.”