Savunmasını ilk yapan ve darbe girişiminin askeri kanadının bir numaralı sanığı olarak gösterilen Hava Kuvvetleri eski Komutanı Orgeneral Akın Öztürk, suçlamaları kabul etmeyerek, "Bu hain darbe girişimiyle ilgim, hiçbir katkım, hatta haberim bile yoktur" dedi.

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Sincan Cezaevi Kampüsü içerisindeki salonda görülen duruşmanın öğleden sonraki oturumunda sanık savunmalarına geçildi. Savunmasını ilk yapan Akın Öztürk, "Bayrak, vatan ve ülkem için gerekirse canımı vereceğim yönünde ettiğim yemine halen ölsem dahi sadığım. Böyle bir hainlik suçlamasıyla yargılanmam bana verilebilecek en büyük cezadır. 46 yılını orduya vermiş bir insanım. Bu hain darbe girişimiyle ilgim, hiçbir katkım, hatta haberim bile yoktur. Ben bu rütbe ve yaşa gelmiş bir insan olarak silah arkadaşlarıma silah doğrultacak bir insan değilim. Şehit aileleri ile aynı acıları paylaşıyorum" diye konuştu.

"ALGI OPERASYONU YAPILDI"

Darbe girişimine katılanların hukuk ilkeleri çerçevesinde, en ağır şekilde cezalandırılmasını kendisinin de istediğini söyleyen Öztürk, kendisiyle ilgili algı operasyonu yapıldığını savunarak, "Henüz ifadem alınmadan basında 'Akın Öztürk itiraf etti' şeklinde haberler yer aldı. Bunlar benimle ilgili yapılan algı operasyonlarının başlangıcıdır. Ankara Çukurambar'da darbecilerle toplantılara katıldığım yönündeki gizli tanık ifadeleri yalan olmasına rağmen basında bunlara doğruymuş gibi verildi" dedi.

"PARTİGÖÇ'LE KORUMA ASTSUBAYIM GÖRÜŞTÜ"

15 Temmuz günü Ankara'ya geldiğinde, kızının lojmanın olduğu Akıncı Üssü'ne gittiğini ve eşinin hasta olması nedeniyle gece orada kalmaya karar verdiklerini anlatan Öztürk, şunları söyledi: "O gece koruma astsubayım İsmail Keskin telefonla arayıp 'Genelkurmay'da saldırı olmuş' dedi. Bunun üzerine koruma astsubayımı tekrar kaldığım lojmana çağırdım. Kendisinden neler olup bittiğini öğrenmesi için Genelkurmay Harekat Merkezi'ni arattım ancak telefona çıkan subay Mehmet Partigöç'ten bilgi alabileceğimizi söylemiş. Bunun üzerine koruma astsubayım Mehmet Partigöç'le görüştü. İddianamede iddia edildiği gibi ben direk görüşmedim"

FOTO:DHA FOTO:DHA


"ABİDİN ÜNAL'IN İSTEĞİ İLE ÜSSE GİTTİM"

Gecenin ilerleyen saatlerinde, İstanbul'da bulunan Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal'ın kendisini aradığını ve neler olup bittiğini öğrenmesini istediğini anlatan Öztürk, "Bunun üzerine lojmandan ayrılarak Akıncı Üssü 143. Filoya  gittim. Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın da tutulduğu odaya girdim. Burada Akar dışında yanılmıyorsam Kubilay Selçuk, Ömer Faruk Harmancı, Hakan Evrim ve Mehmet Dişli vardı. Genelkurmay başkanı bana, 'bunlar darbe yapmak istiyor, bunlarla konuş ikna et, vazgeçsinler' dedi. Ben de Genelkurmay başkanımızın ifadelerini kullanarak, 'yanlış yaptıklarını, vazgeçmelerini ' söyledim" diye konuştu.

"O GECE KOMİK DURUMDAYDIM"

Sivil kıyafetli olduğu için emir astsubayından üniformasını getirmesini istediğini; ancak yolların kapalı olması nedeniyle üstte kendisi için üniforma ayarlandığını söyleyen Öztürk, "Üniforma kısaydı. Gülünç bir durumdaydım. Bir konsey başkanının böyle bir durumda olması siz değerlendirin. Darbe girişiminin başında olsam bu duruma düşer miydim" dedi.

"ODANIN DIŞINDA SİLAHLI ASKERLER BEKLİYORDU"

Daha sonra tekrar Genelkurmay Başkanı'nın yanına gittiğini ve darbecilerin kararlı olduklarını söylediğini anlatan Öztürk, şöyle devam etti: "Genelkurmay başkanının sinirleri bozuktu, tedirgindi. Ancak enterne durumda değildi. Dışarıda çok sayıda silahlı kişi vardı. Genelkurmay başkanını darbenin başına geçirilmesi için oluşturulan ekipte olmadığım gibi bu konuda kendisini ikna çabamda olmadı. Bu husus Genelkurmay başkanına sorulabilir. Genelkurmay Başkanının ikna edilmemesi halendi benim Genelkurmay başkanlığına getirileceğim iddia ediliyor. Beni kim ikna etmiş, ben ikna olmuş muyum?"

DAMADI YARBAY HAKAN KARAKUŞ'LA O GECE HİÇ GÖRÜŞMEDİĞİNİ SÖYLEDİ

Akın Öztürk, komutanlığı döneminde defalarca bu yapıyla mücadele edilmesi gerektiğini astlarına söylediğini, daha önceki darbelerin ülke üzerindeki etkilerini bilen biri olarak darbe girişiminde yer almasının mümkün olmadığını da dile getirdi. Öztürk, ayrıca Mahkeme Başkanı'nın sorusu üzerine o gece, davanın sanıklarından olan damadı Yarbay Hakan Karakuş'la hiç görüşmediğini de söyledi.

'Çatı davası' 16 Haziran´a kadar devam edecek. FETÖ´nün askeri üyelerinden oluşan 'Yurtta Sulh Konseyi' üyesi 38 sanık da hakim karşısına çıkacak. Olay gecesi öldürülen Semih Terzi dışındaki ´Yurtta Sulh Konseyi´ üyeleri için 2 bin 988´er kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası isteniyor.

16 Nisan 2016 tarihinde Solo Türk tarihinde 'son kez' fotoğraflanan Akın Öztürk, 15 Temmuz'un hemen ardından İHA'nın servis ettiği fotoğrafta ise (soldaki) ‘bandajlı' olarak görüntülenmişti. Akın Öztürk bugün de böyle fotomuhabirleri tarafından böyme (sağda) görüntülendi. 16 Nisan 2016 tarihinde görevi başındayken Solo Türk töreninde 'son kez' fotoğraflanan (solda) Akın Öztürk, 15 Temmuz'un hemen ardından İHA'nın servis ettiği fotoğrafta ise (ortadaki) ‘bandajlı' olarak görüntülenmişti. Akın Öztürk bugün de  fotomuhabirleri tarafından (sağda) böyle görüntülendi.


Dosyada 200´ü tutuklu, 9´u tutuksuz, 12´si firari olmak üzere 221 sanık yer alıyor. Asker sanıklardan 1'i  orgeneral, 3´ü korgeneral, 4´ü tümgeneral, 16´sı tuğgeneral, 3´ü tuğamiral, 26´sı albay, 27´si yarbay, 37´si binbaşı, 21´i yüzbaşı diğerleri ise daha alt rütbeye sahip.

FOTO:DHA FOTO:DHA


Sanıklar arasında öğretmen, memur ve esnafın bulunduğu 12 sivilin de bulunduğu ifade edildi.

akinozturk880dhadava


İDDİANAMEDEKİ SUÇLAMALAR

'FETÖ Genelkurmay çatı davası' sanıkları hakkında 'Anayasayı ihlal', 'Cebir ve şiddet kullanarak TBMM´yi ortadan kaldırma girişiminde bulunma', 'Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs', 'Silahlı terör örgütü yönetmek ve üyesi olmak' suçlamalarının yanı sıra darbe girişimi kapsamında ülke genelinde işlenen 'Cumhurbaşkanına suikast', '250 kişiyi şehit etme', '2 bin 735 kişiyi öldürmeye teşebbüs etme' ve 'Üst düzey komutan ve devlet yöneticilerinin hürriyetini sınırlama' suçlamalarından da şehit ve mağdur sayısınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile yargılanacak.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN DA MÜŞTEKİ KONUMUNDA


Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili hazırlanan Genelkurmay çatı iddianamesinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 'Mağdur-müşteki', Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ise 'Mağdur' olarak yer alıyor.

FOTO:DHA FOTO:DHA

GENİŞ ÖNLEMLER ALINDI


Sincan Cezaevi Kampusu'nde bulunan duruşma salonunda görülecek duruşma öncesinde cezaevi çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alındı. Cezaevine çıkan yollarda güvenlik noktaları oluşturuldu. Duruşma salonu çevresine jandarma ekipleri konuşlandırılarak, binanın çatısına keskin nişancılar yerleştirildi. Girişe polis ve jandarmaya ait TOMA'lar konuşlanarak önlem alındı.

FOTO:SÖZCÜ - Yavuz Alatan FOTO:SÖZCÜ - Yavuz Alatan

SANIKLAR, DURUŞMA SALONUNA ALINDI


FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında, Genelkurmay Başkanlığı'ndaki eylemlerle ilgili 221 sanık hakkında açılan davada sanıklar, duruşma salonuna alındı. Sanıklar salona alınırken, cezaevi önünde toplanan kalabalık, 'İdam isteriz' diye slogan attı.

FOTO:DHA FOTO:DHA


Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Sincan Cezaevi Kampüsü'ndeki duruşma salonunda görülecek dava için FETÖ'nün askeri üyelerinden oluşan 'Yurtta Sulh Konseyi' üyesi 38 kişinin de aralarında bulunduğu sanıklar, yoğun güvenlik önlemleri altında salona alındı. Sanıklar, salona alınırken, cezaevi önünde toplanan şehit yakınları ve vatandaşlar 'İdam isteriz' diye sloganlar attı.

FOTO:DHA FOTO:DHA


Sanıklar, tek sıra halinde salona sokulurken, kalabalık içinden bazı keşiler, sanıklara ellerindeki dövizleri attı.

FOTO:SÖZCÜ - Yavuz Alatan FOTO:SÖZCÜ - Yavuz Alatan


Bazı kişiler de sanıklara ip fırlattı. "Osmanlının torunu böyle bozar oyunu", "Devletini sevmeyen haine hilalin gölgesi haram olsun" ve "15 Temmuz için adalet" yazılı pankartlar açan kalabalık, sanıklar salona alındıktan sonra cezaevi bahçesinden çıkartıldı.

DURUŞMADAN NOTLAR


Sanıklardan darbe girişiminin askeri kanadının bir numarası olduğu iddia edilen Hava Kuvvetleri eski Komutanı Akın Öztürk, kimlik tespiti sırasında 2 çocuğu olduğunu belirterek, "Adresi bilmiyorum. Tutukluyum" dedi.
Kimlik tespiti sırasında, 15 Temmuz’da şehit olan Mucip Arıkan’ın annesi Saliha Arıkan, "Oğlumun katillerini öldürün. Yavrumu bana verin" diyerek, bağırdı. Arıkan’ın sanıklara yönelik bağırmayı sürdürmesi üzerine Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, duruşmaya engel olduğu gerekçesiyle şehit yakınının salondan çıkartılmasını istedi.

SALONDA GERGİNLİK ÇIKTI


Duruşma sürerken, müşteki yakınlarından bazıları, sanıklara yönelik sinkaflı sözler sarf etti. Mahkeme Başkanı Dik, özellikle Saliha Arıkan’ın sürekli bağırması nedeniyle dışarı çıkartılmasını istedi. Bu sırada, sanık avukatlarından biri de "Salondan çıkartılsın" deyince müşteki yakınlarının tamamı buna tepki gösterdi. Şehit yakınları, avukatlara "Teröristleri savunanlar teröristtir" ve "Hepiniz teröristsiniz" diye bağırdı. Duruşma, bu nedenle bir süre durdu. Yaşanan tartışmalar sırasında baygınlık geçiren Saliha Arıkan, sağlık görevlilerinin yardımıyla salondan çıkartıldı.

GENELKURMAY BAŞKANININ ÖYLE BİR TAVRI YOKTU  

Bir sanık yakının, "Genelkurmay başkanı ile 7 saat geçirdiniz. Genelkurmay başkanının 'ben bu darbeyi canım pahasına da olsa önleyeceğim' şeklinde bir tavrı var mıydı? sorunu Öztürk, "Hayır öyle bir tavrı yoktu, ancak çok üzgün ve tedirgin bir tavrı vardı" diye cevapladı. Öztürk, bir başka avukatın, "Genelkurmay Başkanının oradaki darbeci askerlere 'işgalci durumda oldukları yönünde bir ikazı oldu mu?" şeklindeki sorusunu ise "Hayır olmadı" diye cevapladı.

MEHMET DİŞLİ GENELKURMAY BAŞKANININ EMİRLERİNİ YERİNE GETİRİYORDU

Davanın sanıklarında Mehmet Dişli'nin avukatı Barış Kalkan, Öztürk'e, " Mehmet Dişli'nin oradaki pozisyonu, Genelkurmay başkanının emirleri yerine getirir durumda mıydı?" şeklinde soru yöneltti. Öztürk bu soruyu, "Evet o pozisyondaydı? diye cevapladı.

İKNA ETME GÖREVİ NEDEN SİZE VERİLDİ

Davanın müştekilerinden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın vekili Hüseyin Aydın da sanığa, "Darbecileri ikna etme görevi neden size veriliyor? Hava, Kara ve Deniz kuvvetleri komutanları var iken neden size bu görev veriliyor. Sizin hangi durumunuzdan kaynaklanıyor bu " sorusunu yöneltti. Sanık Öztürk de soruyu, "O anda Genelkurmay başkanının yanında ben vardım. Diğer komutanlar orada değildi. Benim o anda orada olmam nedeniyle" diye cevapladı.

ARACINDA BULUNDUĞU İDDİA EDİLEN BELGELERİ KABUL ETMEDİ 

Akın Öztürk'ten sonra savunmasını yapan, darbe girişimi sırasında Akıncı 4. Ana Jet Üssü Hareket Komutanı olan Kurmay Albay Ahmet Özçetin savunmasını yaptı. İddianamede, darbe girişimi sırasında Hava Kuvvetlerinin sevk ve idaresini, uçak ve pilotların organizasyonunu yaptığı iddia edilen sanık Özçetin, suçlamaları kabul etmedi. Sözde 'Yurtta Sulh Konseyi' üyesi olduğunu da kabul etmeyen Özçetin, "Darbe girişimi gecesi aracımda ele geçirildiği iddia edilen ve bazı kişilerin ev adreslerinin bulunduğu kroki ve belgelerin bulunması konusunu kabul etmiyorum. Aracımda yapılan arama sırasında ben de vardım. Arama sonrası aracım Ulaştırma Tabur Komutanlığına teslim edildi. 18 Temmuz'da yapılan bu aramanın tutanağı bana teslim edildi ve bu tutanakta bu tür belgelerin bilgisi yok. Sonuç olarak bu belgeler bana ait değildir ve suçlamalar asılsız" dedi.

DURUŞMA BİTİMİ SALONDA OLAY ÇIKTI

Özçetin'in savunmasının ardından mahkeme başkanı duruşmayı sonlandırdı. Bu sırada sanıklar salondan çıkartılmayı başlandı. Sanık yakınları, yakınlarına el sallarken bir kişi salonda bulunduğunu göstermek için yakını olan sanığa seslendi. Müştekilerin bulunduğu bölümden bir kişi, "Neye bağırıyorsun sen" diye tepki gösterdi. Sanık yakınının karşılık vermesi üzerine müştekilerin birçoğu bağırmaya başladı. Bazı kişiler bulundukları bölümden atlayarak, sanık yakınlarının üzerine yürüdü. Polis bu kişileri güçlükle engellerken, çevik kuvvet polisleri duruşma salonu dışında önlem alarak olayların büyümesini önledi.

Duruşma yarın sanık savunmalarıyla devam edecek.