CHP lideri Kılıçdaroğlu, CNNTürk canlı yayınında CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun 25 yıla mahkum edilmesi ve tutuklanması hakkında değerlendirmelerde bulundu.

CHP lideri Kılıçdaroğlu, yarın (bugün) başlatacağı adalet yürüyüşü hakkında, “Artık sabredecek bir şey kalmadı. Türkiye elden gidiyor, demokrasi elden gidiyor, devletin çivisi çıkmış. Yapacağımız şey, toplumu uyandırmak, bilgilendirmektir. Haksızlığın üzerine gitmektir. Bunu direnerek yapacaksınız. Direnmek nedir? İlla cam çerçeve kırmak, eline silah alıp şunu bunu yapmak değil. Ben bütün CHP örgütlerine söylüyorum bu süreçte provokasyonlara asla gelmeyin. Provoke edebilirler asla bunlara girmeyin. Güvenlik güçleriyle sakın çatışmaya girmeyin. Ama biz haklılığımızı bütün dünyaya duyurmak zorundayız. Türkiye’de adaletin kalmadığını bütün dünyaya duyurmak zorundayız. Bunun yolu da sakin olmakta, gerekirse yürümekte. Ben yürüyeceğim, yarın (bugün) elimde sadece tek afiş olacak. Üzerinde ‘adalet’ yazacak. Adaletten daha değerli bir şey yoktur. Güçlü olanlar her türlü barajı aşıyorlar kayınpederi olan damatlar da her türlü barajı aşıyorlar. Ya garibanlar? Ya onların sesi kim olacak? Onların hakkını kim savunacak? Benim görevim o” şeklinde konuştu.

 

İşte CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun yaptığı açıklamaların satır başları;

Öncelikle inanamadım. Enis Bey'in morali yerinde. Haksızlık yapıldığını biliyor. Ben de ona moralini iyi tutması gerektiğini söyledim. Sonuç su aslında Enis Berberoğlu Türkiye'nin en önemli gazetelerinde çalışmış, haberin ne olduğunu bilen, toplumun nabzını tutan bir kişi, elde kanıt olmadığı için görüşmelerini ele aldılar. Gazetecilerin başka gazetecilerle konuşmaması tuhaftır. Buna 25 yıl mahkumiyet cezası verilmiştir. Devleti devlet yapan adalettir. Çöken bir devlete adım adım gidiyoruz. Adalet, hukuk yok. Adaletsizlik var. Bu kararı veren hakim Saray'dan telkin alıyor. Çocuklarına, torunlara nasıl hesap verecek?

[old_news_related_template title="Son dakika haberi... Kılıçdaroğlu: Yarın 11:00'da Güvenpark'ta olacağım" desc="CHP'li vekil Enis Berberoğlu'nun 25 yıl hapis cezasına çarptırılarak tutuklanmasının ardından, CHP lideri Kılıçdaroğlu MYK toplantısı sonrası önemli açıklamalarda bulunarak, 'Yarın saat 11:00'de Güvenpark'ta olacağım. Elimde sadece bir pankart olacak. Üzerinde sadece 'Adalet' yazacak... Yarın saat 11:00'de Güvenpark'ta olacağım yürüyüşümüzü başlatacağım' dedi." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2017/06/resimid_3589028.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2017/gundem/son-dakika-haberi-kilicdaroglundan-berberoglu-aciklamasi-1895184/"]

ERDOĞAN İNTİKAM DEMİŞTİ

Daha önce Erdoğan açıklamıştı sayın Erdoğan, 'Onların yanına bırakmayacağım intikam alacağım' diye açıklamıştı. Kim olup olmadıklarına bakmaksızın haber neden yayınlandı? Bunun intikamını almak istiyor. Sorun haberi yayınlamak değildir.  Haberi yayınlamak suç değildir. Suç şudur, eğer siz yasa dışı bir örgüte kaçak silah gönderirseniz suç işlemiş olursunuz. Suç işlemiyorsanız neden korkacaksınız?

Onlar 'Bayırbucak Türkmenlerine gidecekti' diye bir açıklama yaptı sayın Erdoğan. Sayın Türkeş de kalktı TV'de 'Vallahi de billahi de o silahlar Bayırbucak Türkmenlerine gitmiyordu' diye. Hepimiz biliyorduk nereye gittiğini. Kaldı ki bu bir sır da değildi. Ondan önce de sonra da yayınlandı. Grup toplantısında bir kamyon şoförünün ifadesini okudum. Her yerde var bunlar.

YARGILANMAKTAN KORKUYOR

Sizin amacınız birilerini acımasızca cezalandırmak. Amaç bu. İntikam almak. Nenden benim pozisyonumu dünyaya ilan ediyorsunuz, gösteriyorsunuz diye. Neden korkuyor birliyor musunuz? Uluslararası mahkemelerde yargılanır korkusu var.

Er geç yargılanacaktır. Er geç. Çünkü yaptığı bir suç. Uluslararası bir suçtur. Silahı kime gönderiyorsunuz? Müslüman Müslüman'ı kırsın, öldürsün diye. Suriye'ye bakın. 4 milyon Suriyeli var. Ne olacaklar? Sen silah göndermeseydin bunlar olur muydu? Komşuda yangın olursa hiçbir şey yapamazsak bir kova su ile gideriz yangını söndürmeye. Bunlar bir kova su ile değil benzin ile gittiler yangını parlatmaya, büyütmeye. Bugünkü tablonun sorumluları şimdi suçsuz insanları yargılayıp mahkum etmek istiyorlar.

İnsanı yardım malzemesi ise neyden korkuyorlar? İnsani yardım malzemesi devlet sırrı olmaz ki. Biz de Türkmenlere yardım gönderdik. Gizli kapaklı yapmadık.

Bunları götürenler yargılanacak dediniz...

Bir bakan suç işlediği zaman yargılanmıyor mu? Devleti  yönetenler suç işlerse yargılanmalı. Adil, dürüst, namuslu olacaklar. Her şeyi yaparım ama ben yargılanmam demek Türkiye'ye zarar verir. Amacımız herkes hukuk içine kalarak görevini yapması.

Her devletin gizli sırları vardır. Ama ortaya çıkarın gazeteciyi suçu ne? Savcılar ortaya çıkarmadı mı? Gidin onu yakalayın. Bunu haber yapanı gazeteciyi yargılayamazsınız.

[old_news_related_template title="Kılıçdaroğlu'ndan Gandi formülü! 'Adalet yürüyüşü' yapacak..." desc="CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin milletvekili Enis Berberoğlu'nun tutuklanması üzerine, 1930'lu yıllarda Mahatma Gandi'nin Hindistan'da uyguladığı yöntemi uygulama kararı aldı." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2017/06/gf-2.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2017/gundem/kilicdaroglundan-gandi-formulu-adalet-yuruyusu-yapacak-1895495/"]

HÜKÜMET Mİ VAR: DAYAK YER DIŞARI ATARLAR

Berberoğlu'nun tutuklanması hükümeti de zor durumda bırakacak...

Allah aşkına hükümet mi var? Kim başbakan. Kim dışişleri bakanı? Nerede hükümet? Bir kişi var. Niye birbirimizi kandırıyoruz! Hangi bakan, hangi yetkisini kullanabilir. Hangi bakan gidip de o bir kişiye su yanlış diyebilir. Dayak yer dışarı atarlar.

Derdimiz Türkiye'nin bekası. Devlet yok ortada. Hangi devletten söz ediyoruz. Adil bir devlet, adalet mi var karşımızda. Bir kişi emrediyor. Ona göre söylediği hukuktur. Gerçekçi olalım. Usulen bakan ve hükümet var ama fiilen yok.

Bu olay tuz biber ekti. Böyle bir yargı mı olur? Hakim göze girecek ya 25. yıl veriyor. Adaletsizliğin boyutu Enis bey'le sınırlı değil. Düşünün üç günlük asker darbeden tutuklu.

 

YÜRÜYÜŞ KARARI: BIÇAK KEMİĞE DAYANDI

Sabredecek bir şey kalmadı, ülke elden gidiyor. Haklılığımızı bütün dünyaya duyurmak istiyoruz. Ben CHP teşkilatlarına sesleniyorum. Bu süreçte asla provokasyona gelmeyin. Ben yürüyeceğim. Elimde sadece tek afiş olacak. Üzerinde adalet yazacak. Bu ülkede adalet kalmadı, adaleti yok ettiler, kalmadı. Güçlü olanlar her türlü barajı aşıyor. Garibanların hakkını kim soracak? Ben yürüyeceğim. Ha arkamdan kim gelir bilmiyorum. Bu ülkede adalet sağlanmak zorunda. Bıçak kemiğe dayandı. Böyle adalet mi olur? Buna ilk tepki yargının vermesi lazım. Ama korku dağları aşmış. Adalet sağlanıncaya kadar ben yürüyeceğim.

Harekatımızın adı: Adalet. Kimse gelmese de ben tek başıma yürüyeceğim. Ben bu ülkeyi seven biri olarak, sadece bu ülkede adaleti getirmek için yürüyeceğim. Bizi daha ciddi sorunlar bekliyor. Benim görevim bu ülkede adaletsizliklere karşı durmaktır, haksızlıklara karşı durmaktır. Ben bunun mücadelesini vermek zorundayım.

KAÇ GÜN SÜRER BİLMİYORUM AMA YÜRÜYECEĞİM

Kaç gün sürer bilmiyorum bu yürüyüş. İstanbul Maltepe Cezaevi'ne kadar yürüyeceğim. Ama orada bitmeyecek tabi. Bu ülkede adalet tescil edilinceye kadar sürecek. Bu herkese açık bir yürüyüş. Gelenler asla provokasyona teslim olmayacaklar. Adalet için yürüyeceğiz, sırtı kalınlar için yürümüyoruz. Onlar için engel yok. Biz garibanlar için yürüyoruz.

OHAL NEDENİYLE İZİN VERİLMEZSE...

Yürüyeceğiz. Hangi gerekçeyle izin vermeyecekler. Yasaklasınlar. Bütün dünya görür. Bir ülkenin ana muhalefet lideri yürürse bu bütün dünyada haberdir. Haklıysam önümde hiç bir engel yoktur.

TALİMATLA VERİLEN KARARDIR

Yargıda belli bir camiada vicdan yok. Bu olay talimatla verilen bir karardır.

Hukukun üstünlüğüne inanacaklar. Sorun yargılama sürecinde insanların mağdur edilmemesidir. Berberoğlu'nun kaçma şüphesi mi var?  Kaçacak diye tutukluyorsunuz. Asıl olan tutuksuz yargılamadır. Şimdi siz savcının bile istemediği tutuklamayı veriyorsunuz. Ama Adil Öksüz'e damatlara tahliye verirsiniz. Sonra güvenin diyorlar. Bunlara yargının kölelerini denir.

Niyet intikam.

Ama kendi iradesini bir kişiye teslim etmemiş birine bu dosya giderse anında tahliye verir.

ORDU VE DEVLETİ ÇÖKERTTİLER

Devleti çürüttüler. Çöken devlet yapısı var. Devleti devlet yapan adalet ve ordu. İkisini de çökerttiler. Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy veren vatandaşlara sesleniyorum: Bu karar adil bir karar mıdır?

AÇLIK GREVİNDE OLAN SEMİH ÖZAKÇA VE NURİYE GÜLMEN'İN DURUMU

Bu yapılan sivil ölüme mahkum etmektir.

Sayın Başbakan'dan, Numan Kurtulmuş'tan rica ettim. Bu insanlar sadece ve sadece hak istiyorlar. "İşimi istiyorum" diyorlar.

Amirlerine sorun, sicillerine bakın. Biz polis devleti olduk.

Alıyorsunuz ölüme mahkum ediyorsunuz... Hangi vicdan... Hangi adalet...

Bu ülkede adalet tesis edilinceye kadar mücadele edeceğiz.

DOKUNULMAZLIKLARLA İLGİLİ VERİLEN KARAR

Biz zaten dokunulmazlıkların kaldırılmasını istiyoruz. Dokunulmazlıklar olmamalı, bugün de aynı şeyi söylüyorum. Milletvekilliğiniz bitince dokunulmazlığınız kalkar. Milletvekillerinin tutuklanması Anayasa'ya aykırıdır. Milletin verdiği temsil hakkını elden alıyorsunuz demektir. Saray'ın mahkemesine mahkeme denmez. Milletvekili dokunulmazlığının kürsü dokunulmazlığı ile sınırlı olması gerektiğini düşünüyoruz.

Düşüncelerim nedeniyle hapse girmemeliyim. Hukukun üstünlüğü kuralı uygulanması hiçbir milletvekilinin tutuklu olmaması gerekirdi. Özel bir destek arayışı içinde değiliz yürüyüşümüz için. Bunu parti aidiyetine bağlamak doğru değildir, memleket meselesidir. Bireysel bir olay değildir.

OHAL kararı çıktıktan sonra muhalefete baskı var. OHAL'den sonra hedef Türkiye. Dolayısıyla darbe sürecinin içindeyiz. Bu dönem o darbeleri aratır hale getirdi. Hiçbir suçu olmayan insanların yurt dışına çıkmayı yasaklıyorlar. Kolektif suç haline getirdiler. Biri suçluysa oturur yargılarsınız. İlk kez bu kadar gazeteciler hapiste. Meclis Başkanı'na da söyledim. Parlamento devre dışı.

OHAL'DEN SONRA HEDEF TÜRKİYE"

OHAL kararı çıktıktan sonra muhalefete baskı var. OHAL'den sonra hedef Türkiye.  Dolayısıyla darbe sürecinin içindeyiz. Bu dönem o darbeleri aratır hale getirdi. Hiçbir  suçu olmayan insanların yurt dışına çıkmayı yasaklıyorlar. Kolektif suç haline
getirdiler. Biri suçluysa oturur yargılarsınız. İlk kez bu kadar gazeteciler hapiste.  Meclis Başkanı'na da söyledim. Parlamento devre dışı.

"BUGÜN YAŞADIĞIMIZ DÜZENİN DEĞİŞMESİ LAZIM"

Sert eleştiri, muhalefet gerekiyorsa bunu yaparız. Tek adam rejimi kul hakkı yemeyi özendirir, yargının gücü garibe geçer. Bu rejimin değişmesi lazım. Bugün yaşadığımız düzenin değişmesi lazım. Ben yürüyeceğim ama parlamento boş kalmayacak. Orayı terk etmeyeceğiz, her türlü muhalefeti yapacağız.

"2019 ADAYI" TARTIŞMASI

Hayır hayır onları unutun. Aday yok bunları unutun. Bİz bu ülkede demokrasiyi savunanlar hakkı adaleti savunanlar elbette 2019'da demokratik parlamenter sisteme geçiş için mücadele edeceğiz ve gereğini yapacağız.

DARBE KOMİSYONU RAPORU

Bu darbe öngörülen bir darbedir. Önlenemeyen darbeydi. Sonrasında sonuçlar kullanıldı.  Halkın ve Saray'ın 15 Temmuz var.

Sokağın 15 Temmuz'u 243 şehit. Sokağın 15 Temmuz'una söyleyecek tek lafımız yok. Canlarıyla kanlarıyla darbeyi engellediler. TBMM bütün partilerin sabaha kadar bombaların altında darbeyi püskürttü. Buna da lafımız yok.

Ama Saray'ın 15 Temmuz'u... Darbe girişimi oldu. Yanlıştı. Karşı çıkmalıyız, demokrasiyi savunmalıyız. Sonrasında 4 parti darbenin tüm ayrıntılarını açığa çıkaralım dedik.Darbe Komisyonu neden darbenin üstünü kapatmak istiyor? Niçin? Onlar da karşı ben de. Herkes karşı. Darbenin ayrıntıları parlamento ortaya çıkarsın dedik.

Ne diyeceğim ben darbeye? Bana bir isim söyleyin? 249 şehidin kanı yerde kalacak mı? 3200 gazinin ahı yerde kalacak mı?

Eski Genelkurmay başkanı, MİT Müsteşarları komisyona geliyor. Sayın Genelkurmay başkanı ve MİT Müşteşarı darbe komisyona gelip bilgi vermiyorlar. Kim göndermiyor? Siyasi otorite git derse gidecektir. Açık verirsem ne olur, gitme diyor. Hükümet istemiyor.  Darbenin açığı çıkmasını istemeyenler Kimler?

Öngörülen darbeydi. MİT raporu, Meclis'e gönderdiği rapor. 21. sayfa, darbe girişiminden söz ediyor. 22 Mayıs 2017. Sayın Erdoğan ayın 16'sında şu açıklamayı yapıyor. "Öğleden sonra silahlı kuvvetleri içinde hareketlilik" diyor. Öğleden sonra biliyordu yani. Öngörülen, önlenmeyen ve soruşturulmayan darbeye kontrollü darbe denir. Darbeden haberi olmayan biri üç ayrı yerde neden uçak tutsun?

SÖZCÜ'YE FETÖ'CÜ DİYORLAR: AKIL VAR MANTIK VAR

SÖZCÜ ve Cumhuriyet'e FETÖ'cü diyorlar. Akıl var mantık var. Bu insanların hayatı FETÖ ile mücadeleyle geçmiş. Ahmet Şık kitabı çıkmadan hapse atıldı. Şimdi FETÖ'cü diye içeride.

Ben kontrollü darbe dedim biri çıksın kontrolsüz desin. TBMM'nin yetkileri elinden alınmış, yargının bağımsızlığı gitmiş. Böyle bir düzen olabilir mi? Anayasa diyoruz hangi yasalardan söz ediyoruz?

 

"GAZETECİLİK YAPTI DİYE İÇERİ ATIYORSUNUZ"

Muhalifleri içeri atıyorlar. Sözcü'den önce yazan bunu başka gazeteler de yazdı. Dünyanın her yerinde siyasilerin tatili haber yapılır, gazeteciler bunun peşine düşerler. Gazeteci için başarılı haberdir. Şimdi niye bunu yaptınız diye içeri atıyorsunuz, neden gazetecilik yaptınız diye alıyorsunuz. Olmaz böyle bir şey.