MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli eyalet tartışmalarına ilişkin, "Eyalet konusunda Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın sözleri yeterlidir. Bir partinin genel başkanı ve Başbakan'ı, seçilmiş Cumhurbaşkanı, ağzına eyalet sistemi almıyorsa, bunu danışman söylüyorsa 'bende olsa atarım' dedim. Sayın Cumhurbaşkanı kovar kovmaz kendi bileceği bir iş" dedi. Yeni anayasa ve referandum sonrasına ilişkin Bahçeli, "Partili Cumhurbaşkanı olması kimsenin değil Ak Parti'nin sorunudur. 18 madde de mutabakata varıldı. İmza attım 'sayın Başbakan'a ulaştırın' dedim. İmza atmışım artık 18 madde benim için namustur. Şu anki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, her şeyi gözden geçirip tek adamlık heveslerine karşı olumsuz eleştirilere cevap teşkil edebilecek kucaklayıcı bir Cumhurbaşkanı olması. Yani bir anlamda tek adam değil devlet baba olması lazım. Bunu başarırsa bütün itirazlar ortadan kalkar" dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bir özel televizyonda canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. MHP lideri yapmış olduğu açıklamalarda şu ifadeleri kullandı.

"16 Nisan'da yapılacak olan, Türkiye'nin geleceğini belirleyecek olan referanduma gidiyoruz. Bu referandumun milletimizin geleceğinin belirlenmesinde bir başlangıcı oluşturacak. Bu referandumu anlamlandırabilmek için geriye giderek Türkiye'deki siyasi süreci yakinen incelemek lazım. 2007 yılı önemli dönüm noktasıdır. 2007 yılında Meclis'te olmayan MHP, erken seçimde 71 milletvekili ile Meclis'te bulundu. Bir cumhurbaşkanı seçimi ülkemiz için sorun olmuştur. Bunun aşılması gerekiyordu. Dolayısıyla erken seçime gidildi. Türkiye'de 367 rakamını nasıl hangi parti bulabilir diye bir seçim oldu. Ak Parti 367'yi bulamadığı için CHP ise Meclis'e katılmayı red ettiği için işler kilitlendi. 367 kilidi vurulmuş. Millet iradesine başvurulmuş fakat yine aşılamamış. 12 Eylül öncesidne 115 turla cumhurbaşkanı seçilemediği için, Ecevit ve Demirel'in uzlaşamaması sonucunda önemli bir sorun yarattığı gerekçesiyle, bir takım anarşi faaliyetleri sebebiyle ara rejim yaşanmıştır. O ara rejimi de dikkate aldığınızda 2007'de ne olacak bir seçim var, cumhurbaşkanı seçilecek ancak 367 kilidi vurulmuş. O zaman sayın Sabih Kanadoğlu bu kilidin sahibi oldu."O zaman MHP'yeye tarihi sorumluluk verilmiştir. Bizi ziyarete geldikleri zaman ben bir tek cümle kullanmışımdır. Biz o gün Meclis'te olacağız. Bu cumhurbaşkanlığı seçimi yapılmıştır ve Abdullah Gül Cumhurbaşkanı olmuştur. O cumhurbaşkanı tartışması, yeni bir takım tartışmayı getirdi."

"7 Haziran'da tek başına iktidar olan AK Parti, 276'nın altında kaldığı için hükümet kurmada ancak birkaç parti ile bir araya gelirse mümkün olacak duruma geldi. MHP 80 milletvekili ile Meclis'te bulundu ancak koalisyon için çok önemli bir çağrı ile karşı karşıya kalındı. Bugünü yorumlamak için veri kabul etmek gerekir bunları. Çok eskiden beri her siyasi parti 82 ara rejiminin anayasasının katılığını ve demokratik hak ve özgürlüklerin genişletilmesini sağlamak için bazı gayretler içerisinde olmuştu. Bütün bunları dikkate alarak ifade etmek gerekiyorsa bu anayasa değişikliği tartışması devam edebilirdi. Ama bir ara anayasa değişikliği ile 10 Ağustos'ta cumhurbaşkanlığı seçimi gerçekleştirildi. 367 olmasaydı Türkiye bunları yaşamazdı. Sayın Erdoğan partisinden ayrıldı ve yüzde 50'nin üzerinde oyla cumhurbaşkanı oldu. Bu da önemli bir dönüm noktasıydı"

"32 gün kadar CHP ile AK Parti önemli bir diyalog içerisine girdiler. Koalisyon aşamasını tartıştılar, netice alınmadı. Seçimlerin yenilenme sürecine 1 hafta kala MHP ile hükümet kurulabilir mi denildiği zaman siyah çantayla, oradaki koalisyonun nasıl olacağına dair bazı düşüncelerimizi de kamuoyuyla paylaşmıştık. Bazı gerçekleri saklamanın, üstünü örtmenin gereği yoktur. Bir gerçek ortaya çıkmıştır, bir partinin kurucusu ve 13 yıl genel başkanlığını yapmış şahsiyet 10 Ağustos'ta cumhurbaşkanı olmuştur. Bu kendi partisinin yürütmesi olan Başbakan ve Bakanlar Kurulu ile halk tarafından seçilmiş Başbakan'ın ilişkisi ne boyutta gidecekti? Bu ilişki düzenli bir şekilde mevcut anayasanın 104 ve 105. maddesi çerçevesinde gitmiş olsa parlamenter sistem olarak sıkıntı yok. Ama bu yönüyle bir dayatma var, fiili durum var"

"TEK ADAM DEĞİL, DEVLET BABA OLMASI LAZIM"

"Tek adam değil, devlet baba olması lazım. Bunu başarırsa bütün itirazlar ortadan kalkar. Hala ben halkın şu kadar oyuyla seçildim, her şeyi ben bilirim diyorsa o zaman zaten bu kaynama Türkiye'de başlar, ve bu kaynama istesen de istemesen de ısısıyla AK Parti'ye de düşebilir. O zaman ya bir seçime gidilir, yeni bir kaos doğabilir. Türkiye'nin önündeki sorunlar geçmişte örnekleri görülen şekliyle ele alındığı takdirde MHP, önce Türkiye'nin önemini dikkate alır. Buraya tahribat yapılıyorsa MHP ya da Türk-İslam ülküsüne dayalı Türk milliyetçiliği reaksiyon ortaya koyuyor"

"15 Temmuz bütün yönleriyle şimdi anlaşılır hale gelmiştir. Önceki dönemleri gizli Türkiye Cumhuriyeti kuşatılmıştı. FETÖ hareketi 8 alanda nasıl güçlendiği, bu gücü sağladıktan sonra hangi hedefe yöneleceği anlaşılması lazımdır."

"Millet iradesi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne 'Evet' derse, bunun geriye dönüşü olmaz. Böyle bir şeyi düşünmemek lazım. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni daha etkin bir hale nasıl getireceğimiz noktasında insanlarımızın bu konular üzerinde düşünmesi gerekir. Bunun geriye dönüşü olmaz, olmamalıdır. Bu aşamadan sonra zaten olmaz"

"Bazıları var yüzde 80 'Hayır'cı diyor. Neye göre söylüyor bilmek gerek. MHP'nin içinde büyük tahribat yapmaya yönelik faaliyetler yapmanın kaynağı nedir, amaçları nelerdir? Bütün bunları dikkate alan bir çalışmamız var. Zaten var da daha da genişletilmiş haliyle getireceğiz."

"İttifak dediğimiz konu anayasa üzerindeki uzlaşmadır. Bu uzlaşma netice verir ise o zaman 40 milletvekili ile Meclis'te bulunuyordu, 5 tanesi aramızda değil, 35 vekil ile faaliyetlerimizi sürdüreceğiz. Bazı yanlış politikalar ile insanlarımızın kafasını karıştırmak MHP'yi ele geçirmeyi ya da yok etmeyi amaçlayan güruh var. 8 alandaki FETÖ önemlidir. 113 bini bulan tutuklamalarla üzerine gidiliyor. Ama siyasi konusu hala boş. Asker, emniyet gidildi. Devleti kim yönetecekti bürokrasi de kimler olacaktı? Üzerine gidilmesi lazım. Darbe teşebbüsü yapmaya kalkan zihniyet, heralde ülkeyi yönetmek istiyorsa bir yönetim şekli düşünecekti. Gelişigüzel algılanırsa çok büyük hatalara düşeriz."

 

FETÖ'NÜN SİYASİ AYAĞI

"Bizim partimizin içerisinde FETÖ ile ilişkili olanları ben biliyorum. Sayısını söyleyemem. Milletvekili de var başkası da var. Bazıları partimnizden ayrıldılar. O kadar fazla yok bizde. MHP'yi hedef seçtikleri günden itibaren sayıları artmıştır. Anlaşıldığı andan itibaren çok farklı yollara girmişleridir. Olağanüstü kurultay meselesi durup dururken ortaya konuyorsa, demorkatik haktır ama böyle bir anlayışla bugün için söylemiyorum ama dikkate almaz lazım. Partinin genel başkanı önemli bir rahatsızlıkla 16 Ocak'ta ameliyat geçirdiği gün 700 imza topladık diye olağanüstü kongre için müracaat etmenin insani boyutunu birisinin anlatması lazım..."

"Rejim değişikliği yok öneri de yok. Sadece bir istikrar yapı düzenli bir çalışma için anayasa değişikliği esas alınmıştır. Evet güvencesi MHP. Dört temel unsurda MHP'nin tavizi olmaz, fikri değişikliği olmaz. 'Evet' dediğiniz anda Türkiye'de her tarafta kaos yaşanır. Nitekim bu konuda ki ısrarımız buradan gelmektedir."

"Gerçek niyetin ne olması gerektiğini konusunu söyleyen de yok. 18 madde de üzerinde 60 günden bu yana her gün aynı tartışmalar yapılıyor. Fakat ne hikmetse anayasa değişikliğiyle ilgili Ak Parti tarafından bilim insanlarından ses yok. Cumhurbaşkanı yardımcı seçerken 500 tane de yapabilir demenin bir manası var mıdır? Cumhurbaşkanı partili olmak konusu gündeme geldiğinde 'olmaz' diyorlar. Neden olmaz? Bu AK Parti'nin sorunu. Bu kişi partili olmaya kalktığında gelip MHP'ye üye olmayacak, CHP'ye üye olmayacak. Kurucusu olduğu partiye üye olacak. Belli sorumluluklar yükleyebilir. Üç tane yöntem var? Merkez yoklaması, ön seçim, teşkilat yoklaması... CHP böyle bir zamanda ön seçim yapar. Diğerleri adayların belirlenmesiyle, kamuoyu araştırmasıyla hazırlanıyor. Bunlardan bir tanesi bağımsızlığınımı ilan edecek? 3 yöntemden bir tanesiyle gelecek. Demokratik kültür siyasi kültüre dayalıdır. Hayır oyu verecek olan arkadaşlarımız var. Hayır verecekler diye dışlamıyoruz. Vermeseler daha iyi olur."

EYALET SİSTEMİ

Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın sözleri fazlasıyla yeterlidir. Sabaha kadar sosyal medya hareketlenmiş. Bir anı düşünelim. Sayın Cumhurbaşkanı tesis açılışı gerekçesiyle Türkiye'yi çok önemli bir programa aldı ve gezdi. Sayın Başbakan olağanüstü bir performans içerisinde gece gündüz televizyonlara çıkıyor. Bütün bunları yaparken de 18 maddenin ruhunu anlatmaya çalışıyor. Biz bunları takip ediyoruz. Bizde cevaplamaya çalışıyoruz. Bir partinin genel başkanı ve Başbakan'ı, seçilmiş Cumhurbaşkanı, ağzına eyalet sistemi almıyorsa, bunu danışman söylüyorsa, bu danışman da cumhurbaşkanı'nın danışmanı ise aklınıza 2 soru geliyor. Bir, bundan bilgisi var mı, ben söyleyemiyorum sen söyle mi diyor, yoksa bu danışman sabote mi ediyor. Bende olsa atarım dedim. Sayın Cumhurbaşkanı kovar, kovmaz kendi bileceği iş. Referanduma 2 gün kala üniter yapı konusunda hassasiyeti olanlar, bunları da bazı gazetelerde, bazı parti yöneticileri MHP'yi suçlayacak şekilde insanların kafasını karıştırmaya yönelik faaliyetleri yürütüyorlarsa açıkça söylüyorum. 'Evet' çifte su verilmiş çelik gibi olmuştur. Bu tür oyunlar bozulacaktır ve 'Evet' en çok şekilde temsil edilerek Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türkiye'de uygulanacaktır. Ülkücüyü bunlar saf, aptal mı zannediyor? Kesin olarak söylüyorum, 'Evet' çifte su verilmiş çelik gibidir, pazar günü kendini gösterecektir."

Gelen tepkiler üzerine söylüyorum, gizli 'Hayırcı' olup şimdi kendilerini gösterenler var.

"Hayır'ın kazanması halinde bundan yararlanmak isteyen unsurlar çok yönlü harekete geçer. Almanya, Hollanda, Fransa, ABD, Türkiye'deki işbirlikçiler harekete geçer, FETÖ'nün kalıntıları harekete geçer. Böyle bir fırsat ele geçer mi? Hayır çıkarsa bugünkü Cumhurbaşkanı ve hükümet 2019'a kadar görevde kalacak. Türkiye'de neler olacak, Suriye'de, Irak'ta neler olacak? Bütün bunları düşünmeyen vatan evladı olabilir mi? O sebepten dolayı 'Evet' diyoruz. MHP'yi anlamak çok zor. Anlatmak daha zor. Yorumlamak ise imkansız"

Rahmetli Turgut Özal zamanında bir taşla 4-5 lideri silmek istedi. Rerferanduma gitmek istedi. Doktor no lar kaybetti evetçiler kazandı.

Bu konuda gençlere hanımefendilere büyük sorumluluk düşüyor. Sandığa gitmek lazım. 17 Nisan'da bir dönümün başlaması lazım. Güzel şeyler olacağı kanaatindeyim.