İnsani Gelişme Vakfı'nın (İNGEV) düzenlediği Act Human İnsani Gelişme Zirvesi, 600'den fazla kişinin katılımı ile gerçekleştirildi. Önemli isimlerle gerçekleştirilen zirvede; SAPIENS ve HOMEDEUS’un yazarı Prof. Yuval Noah Harari; yarının kısa tarihini özetleyerek, insanlığı bekleyen gelecek hakkındaki düşüncelerini paylaştı. The Economist ve ileri teknoloji içerikli eki 1843’ün Genel Yayın Yönetmeni Emma Duncan “İnsani Gelişmeyi Şekillendirmede Şirketler” hakkında konuştu. UNDP Özel Sektör ve Vakıflar Direktörü Marcos Neto “ İş Dünyası ile Sürdürülebilir Kalkınma” hususunda bilgilendirme yaptı.  İNGEV Kurucu Başkanı Vural Çakır, İGE – İ Proje Koordinasyonu Doç. Dr. Murat Şeker “İnsani Gelişme Endeksi- İlçeler” ve “ İnsani Gelişme Endeksi- Kamuoyu Algısı” başlıklarında bilimsel verilerle önemli paylaşımlarda bulundu.

İnsani gelişme odaklı ilk ve tek konferans olan Act Human İnsani Gelişme Zirvesi nedeniyle Türkiye'ye ilk kez gelen Harari ise, insan ırkının şimdiye kadar nelerle başa çıktığını anlattığı konuşmasını, gelecek yıllarda karşılaşacağı zorlukları sıralayarak bitirdi. İşte Harari'nin aktardıkları...

İNSANLIK ŞİMDİYE KADAR NELER BAŞARDI?

harari

"İnsanlık harika şeyler başardı." diyerek konuşmasına başlayan Harari, bugüne kadar 3 büyük problemle baş ettiğimizi anlattı ve şöyle devam etti: "Çin, Eski Mısır, Osmanlı... Hep aynı 3 problemi görürsünüz; açlık hastalık ve savaş... İnsanlık birçok şey yaptı ancak uzun bir süre bunları alt edemedi. Ama son yıllarda temelden bir şeyler değişti. Bu üç problemi, doğanın kontrol edilemeyen gücü olmaktan yönetebilir olmaya çekebildik. Artık çok yemekten ölüyoruz, açıktan değil, enfeksiyondan değil de yaşlılıktan ölenler daha fazla artık ve savaştan değil de intihardan ölüyoruz.

"ŞEKER TERÖRDEN DAHA TEHLİKELİ"

Bugün tarihte ilk kez obezite, açlıktan daha büyük bir tehlike. Şu an şeker, terörden daha tehlikeli. Son üç yılda, 1 milyon kişi açlıktan, 3 milyon kişi ise obeziteden öldü. Şu an doğal sonuçlardan oluşan bir açlık yok, siyasi sonuçlardan gelen bir açlık var. Yetersiz beslenmeden gerçekleşen ölümler, bazı siyasetçilerin bunu istediği için gerçekleşiyor artık. Daha önce de söylediğim gibi; enfeksiyon hastaları değil de, yaşlılar daha fazla ölüyor. Çocukların üçte biri, hastalıktan erken ölüyordu eskiden. Bugün bu rakam yüzde 5. hâlâ yeni tehlikeli enfeksiyonlar var ama modern tıp o kadar gelişti ki, eskiden gördüklerimiz gibi değil. Savaş ve şiddet... Gazeteler, televizyonlar terör haberleri ile dolu. Bu da şiddet dolu bir çağda yaşadığımızı düşündürüyor. Ama eski toplumlarda insan şiddeti, insan ölümünün yüzde 15'inden sorumluydu. Bugün ise bu oran yüzde 1. Savaş yüzünden 620 bin kişi ölürken, intihar yüzünden ölenlerin sayısı 800 bin.

Bu geçici bir başarı mı? Bunu bilmiyoruz ama şunu anlamalıyız; şiddetteki azalma sadece istatistiki değil, bu aynı zamanda siyasetin değiştiğini gösteriyor.

BARIŞ ALGISI DEĞİŞTİ

Önceden barış, 'savaştan geçici olarak kurtulma' şeklinde tanımlanırdı. Yeni barış anlayışı, dünyanın bazı bölgeler için 'savaşın düşünülememesi' hali oldu. Tarihte ilk defa pek çok ülke arasında savaş tahayyül bile edilemiyor. Sebebi Avrupa Birliği değil. Bu barışı getiren şey ne?"

Yeni barış algısının, ekonomi ve teknolojinin siyaseti etkilemesiyle oluştuğunu aktaran Harari, ekonomide temel değişiklikler meydana geldiğini belirtti. Tarih boyunca, köleler, altın, buğday gibi şeylerin ekonomide etkili olduğunu ve bunların ele geçirilebilen şeyler olduğunu anlatan tarihçi, şimdi maddeye bağımlı bu ekonominin değiştiğini söyledi: "Artık ekonomi, bilgi bağımlı oldu ve bunlar savaşla, silahla ele geçirilemiyor."

PEKİ İNSAN IRKINI BUNDAN SONRA HANGİ ZORLUKLAR BEKLİYOR?

Bundan sonra bizi bekleyen üç zorluktan bahseden Harari, savaşın, iklim değişikliğinin ve teknolojideki gelişmelerin getireceği zorlukları sıraladı. Peki dünyanın herhangi bir yerinde bu zorlukları aşacak bir siyasi oluşumu var mı? Harari'ye göre yok. Örneğin "Küresel ısınmayı durduracak tek şey ekonomik büyümeyi durdurmaktır ki bunu yapacak politikacı da yoktur." diyen Harari, teknolojinin bundan sonra yaratacağı ekonomideki ürünlerini, beden, zihin ve beyinler olarak sıraladı. O halde bizi nasıl bir gelecek bekliyor? İşte Harari'nin cevabı...

"ZENGİNLER SÜPER İNSANLAR HALİNE GELEBİLİR"

"Zenginler, zihinsel ve bedensel olarak süper insanlar haline gelebilir. Eskiden de zengin/fakir, işçi sınıfı ve aristokrasi arasında farklar vardı. Ama gerçek farklılıklar yoktu, çiftçi ile kral arasında fiziksel ve bilişsel anlamda fark yoktu. Ama şimdi beden, beyin ve zihinleri yapabilme gücüyle ekonomik eşitsizlikler gerçek eşitsizlik haline gelebilir. Zenginler, zihinsel ve bedensel olarak süper insanlar haline gelebilir. Eski tanrıların ötesine geçeceğiz. İncil’deki tanrının yapabildiği tek şey organik canlılar. İnsanlar, 4 milyar yıllık evrimden sonra organik olmayan canlıları üretmeye, yaşam formlarını üretmeye çalışıyor. Bu artık bir metafor değil. Ama tanrısal yetenekler kazanıyorsanız tanrısal sorumluluklar da elde etmelisiniz."

Peki bu durum ne yaratacak? Eşitsizlik artacak Harari'ye göre... Sonunda da süper güçleri, üstün bilişsel yetenekleri olan zenginler tarafından yönetileceğiz: "Önümüzdeki on yıl içinde dünya süper insanlardan oluşan daha elit bir grupla karşılaşacak ve çok büyük bir işe yaramaz kitle, sınıf olacak. Annesinin, eşinin ya da sevdiklerinin gözünde değil, şirketler ve ordu açısından işe yaramaz insanlar olacak.”

Yuval Noah Harari, bu teknolojileri üretebilecek güçlerin İngiltere ya da Almanya değil, Güney Kore gibi ülkelerin olabileceğini söylüyor. Geriye kalan ülkeler az gelişmiş olacak ama daha da önemlisi az gelişmiş türler ortaya çıkacak.