BUNU YAZMAK GEREK

Referandum yaklaştıkça Erdoğan’ın televizyon ekranlarındaki görüntüsü daha artıyor. Zaten hemen her gün bir yerlerde güya “resmi tören” adı altında Evet propagandası yapıyor Erdoğan. Bu konuşmalar bir ikisi hariç tüm haber kanallarından canlı olarak yayınlanıyor.
Bu yetmiyor geceleri de televizyon ekranlarında “sözde gazetecilerin” sorularına cevap veriyor Cumhurbaşkanı.
Tabii bu programlarda soru falan sorulmuyor. Gazeteci kılıklı kişiler Cumhurbaşkanının önceden verdiği soru ve konuları dile getirip pas atıyor, sonra da dinlemeye çekiliyorlar.
Ben bunları yazınca, alınıyorlar, kızıyorlar, öfkeleniyorlar.
Hiç hakları yok, çünkü sıradan soruları bile sormuyorlar. Soramıyorlar.
Şimdi bazı aklıevvveller “Tabii sizi adam yerine koymuyor, yanına bile çağırmıyor, ayrıca sorsanız ne soracaksınız, hakaretten başka ne biliyorsunuz” türü zevzeklikler yapacaktır.
Hayır hiç öyle değil. Elbette bir gazeteci olarak ayırım yapmadan bütün siyasilere soru sormak isterim. Ama gazeteci olarak sorarım. Niyetim kavga etmek, zora sokmak, polemik yaratmak olmaz. Normal bir gazeteci olarak sorulması gerekenleri saygı kuralları içinde sorarım.
Bakın aşağıda bazı sorular bulacaksınız. “Cumhurbaşkanı yarım saat önce haber verse ve röportaja çağırsa ne sorarım?” diye düşündüm. İnanın hiç çalışmadan, arşive ve eski haberlere bakmadan aklıma gelen soruları sıraladım. 20 dakikamı aldı.
Soruları okuyun. Hakaret, kavga, polemik var mı?
Bulamazsınız. Çünkü bunlar her normal gazetecinin sorması gereken sorulardan bazılarıdır. Elbette sizlerin de aklına yüzlerce soru gelebilir. Dediğim gibi bunlar bir çırpıda çıkıveren sorular;

Bİ SORALIM BAKALIM

Birkaç gün önce “Yeni anayasada fesih yok, var diye ispat eden olursa cumhurbaşkanlığından istifa edeceğim” dediniz. Oysa fesih tanımı hem partinizin hazırladığı broşürlerde var hem de milletvekilleriniz Meclis’teki görüşmelerde fesih maddesinin demokratik bir gereklilik olduğunu anlatmıştı. Bu durumda nasıl davranmayı düşünüyorsunuz?
Konuşmalarınızda sürekli Kılıçdaroğlu ve CHP’yi eleştiriyorsunuz. Oysa konumuz yeni anayasa maddeleri. Kılıçdaroğlu’nu anayasa dışındaki konularla eleştirmenin referandum kampanyanıza nasıl bir etki yapacağını düşünüyorsunuz?
Yeni anayasayı anlatmak için başladığınız konuşmaların ağırlıklı teması 15 yıllık icraatlarınız üzerine. Yol, köprü, tünel, metro yapmanızın cumhurbaşkanlığı sistemi ile ilgisi nedir?
Referandum kampanyasında “Artık Meclisi de cumhurbaşkanını da millet seçecek” diyorsunuz. Şu anda sizi de Meclis’i de seçen millet değil mi?
Cumhurbaşkanlığı sistemini savunurken “Başkan yardımcısı bir iki bilemedin üç tane olabilir” dediniz. Bu sözleriniz “Kesin sayı anayasaya konmadığına göre bir cumhurbaşkanı isterse 10, 20 hatta 500 tane başkan yardımcısı atayabilir” eleştirileri yapıldı. En temel yasada başkan yardımcısı konusunu neden boşlukta bıraktınız?
Yeni anayasa ile cumhurbaşkanına da yargı denetimi getirildiğini söylüyorsunuz. Peki bir cumhurbaşkanını suçlayabilmek için 400 milletvekilinin bulunabileceğine inanıyor musunuz?
Seçilmiş cumhurbaşkanını yasal olarak daha sıkı korumaya almak belki haklı görülebilir. Ancak aynı sıkı korumanın seçilmemiş başkan yardımcıları ve bakanlar için de uygulanmasını demokratik buluyor musunuz?

MERAK ETTİĞİM ŞEYLER

Amerikan Başkanı Trump bazı Müslüman ülkelerden gelenlere ambargo koydu. Amerikalılar olmak üzere dünyanın pek çok yerinde Müslüman olmayan birçok ülke bu tavrı eleştirirken Türkiye ve bütün Müslüman ülkeler sessiz kaldı. Acaba neden?
Amerika Türkiye’den Amerika’ya giden uçaklara ekstra güvenlik önlemleri koydu. Bu karara hiç tepki vermediniz ve yasaklara harfiyen uydunuz. Türkiye’yi “Teröre destek veren ya da terörü önlemekte aciz kalan ülke” konumuna sokan bu karara karşı neden hiçbir şey söylemediniz?
Amerika’ya hem darbe gecesi hem de Suriye ve Irak’taki hasmane tutumundan dolayı sürekli eleştiri yöneltiyorsunuz. Ancak şu ana kadar kayda değer hiçbir yaptırımda bulunmadınız. Bunun özel bir nedeni var mı?
Rusya ile ilişkileri yeniden düzeltmek için hem özür dilediniz hem de 4 kez Rusya’ya gittiniz. Bu görüşmelerden sonra çok olumlu tablolar çizmenize rağmen, örneğin Rusya meyve sebze ambargosunu kaldırmadı. Bu karara karşı hiçbir tepkinizi duymadık. Neden?
Fırat Kalkanı operasyonunu başlatırken bölgede PKK’nın uzantısı olarak nitelendirdiğiniz ve terörist olarak adlandırdığınız PYD-YPG oluşumlarına asla izin verilmeyeceğini açıkladınız. El Bab’dan sonra da Münbiç’e yürüyeceğimizi duyurdunuz. Ancak görüyoruz ki PYD-YPG Amerika’nın koruması altına girdi. O günden beri hiçbir açıklama yapmamanızın sebebi nedir?

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

İsrail’in Mavi Marmara gemisine yaptığı baskından sonra “Kimse engelleyemez, Gazze’ye mutlaka gideceğim” dediniz. Aradan 4 yıl geçti, hala Gazze’ye gitmediniz. Neden?
Mavi Marmara’da ölenlere tazminat ödendikten sonra size yöneltilen eleştirilere “Bana mı sordunuz da gittiniz?” diye sordunuz. Gerçekten o tarihte
Mavi Marmara’nın gitmesini
istemiyor muydunuz, aktivistlere
bunu söylemiş miydiniz?
İsrail’le yaşadığınız “one minute” krizinden sonra “Ben görevde olduğum sürece İsrail’le ilgili hiçbir şey yapmam” dediğiniz halde daha sonra İsrail’le iyi ilişkiler kurulmasını sağladınız. Bu değişimin nedenini açıklar mısınız?
Darbe gecesini yabancı medyaya anlatırken “Darbeyi bana eniştem haber verdi” dediniz. MİT ve Genelkurmay’ı size haber vermemekle suçladınız. Ancak bu görevlileri “dere geçerken at değiştirilmez” diyerek yerinde tuttunuz. O gecenin üzerinden 9 ay geçti. Dere ne zaman geçilecek?
Darbe gecesi Marmaris’ten ayrılmadan önce darbenin kontrol altına alındığını, güvenlik güçlerinin duruma hakim olduğunu, verdiğiniz emirleri uyguladığını söylediniz ancak halkı da sokağa çağırdınız. Bunun üzerine 249 kişiyi kaybettik. Bu konuda yanlış yaptığınızı düşünüyor ve vicdani rahatsızlık duyuyor musunuz?
Darbeye kalkışan Fetullah Gülen hakkında sizin ve partililerinizin daha önce söylenmiş sayısız övücü sözleri var. Ancak siz 17-25 Aralık’ı milat kabul ederek “Biz yanıldık, Allah affetsin, milletimizden özür diliyoruz” dediniz. Ancak siz ve sizin belirlediğiniz isimler dışında “aldatıldık” savunması kimse için geçerli olmuyor. Bunu hak ve hukuka uygun buluyor musunuz?
İlan ettiğiniz OHAL ile on binlerce kişi işinden edildi. Bu kişilerle ilgili hiçbir yargı süreci başlatılmadı. İnsanların hiç yargılanmadan bu kadar ağır biçimde cezalandırılmasını hukuken nasıl uygun buluyorsunuz?
Türkiye’nin en ücra köşesindeki bir ilkokul öğretmeninin bile FETÖ üyesi olduğu saptanabilirken, şu ana kadar bir tek siyasetçinin bile soruşturmaya uğramamış olması size garip gelmiyor mu?
İktidara geldiğinizden bugüne Yunanistan’ın Ege’deki tartışmalı alanlardaki 10 adayı işgal ettiği ve bu adalara silah da yığdığı yolunda ciddi iddialar var. Bu konuda hiç konuşmadığınız gibi bir önlem de almıyorsunuz. Bu konuda ne zaman bilgi vermeyi düşünüyorsunuz?
17-25 Aralık olayının bir darbe girişimi olduğunu belirterek iddiaların tamamının düzmece olduğunu söylediniz. Ancak olaya adı karışan 4 bakanı hemen görevden aldığınız gibi bir daha milletvekili seçilmelerine de olanak tanımadınız. Bütün iddialar düzmeceyse o bakanlar neden kenara çekildi?
AKP tarihinin en büyük seçim zaferini 1 Kasım 2015 seçimlerinde aldınız. Bu sırada Genel Başkan olan Ahmet Davutoğlu’nu beklenmedik bir anda azlettiniz. Ahmet Davutoğlu neden görevden alındı?

ŞAŞIRDIM

Hollanda ile yaşanan krizde o sırada Almanya’da olan bir kadın bakana “Hollanda’ya geç” talimatı verdiğiniz iddia ediliyor. Böyle bir talimat verdiniz mi? Verdiyseniz Başbakan Yıldırım’ın bundan haberi var mıydı?
Hollanda’ya gece yarısı giden kadın bakan “Cumhurbaşkanım dön talimatını vermese ölünceye kadar orada kalırdım” dedi. Böyle bir tavrın diplomatik teamüllere ve uluslararası ilişkilere uygun olduğunu düşünüyor musunuz?
Almanya ile yaşanan referandum propagandası krizi sırasında “Almanya’ya giderim, beni sokmazlarsa bütün dünyayı ayağa kaldırırım” dediniz. Ancak bir kaç gün sonra “Programımda Almanya’ya gitmek yok” dediniz. O halde o kadar iddialı sözleri neden söylediniz?
Barzani’nin Türkiye ziyareti sırasında Kürt bölgesel yönetiminin sözde bayrağı Türk bayrağının yanında göndere çekildi. Bu konuda eleştirilere hiç karşılık vermediğiniz gibi bir dış gezinize katılan gazetecilere “Bu konu sorulmayacak” talimatı verildiği ileri sürüldü. Böyle bir talimat verdiniz mi, bu konuda neden hiç açıklama yapmadınız?
Rıza Zarrab isimli şahısla yakın ilişkiniz olduğu kamuoyuna yansıdı. Zarrab’ın Amerika’da tutuklanmasına da canınızın sıkıldığını çeşitli konuşmalarınızda dile getirdiniz. Şimdi Rıza Zarrab’dan sonra Halk Bankası’nın Genel Müdür Yardımcısı da Amerika’da hapse atıldı.
Bu konuda ne söylersiniz?