Ertuğrul Özkök 18 Ağustos tarihli Hürriyet’teki köşesine çok önemli bir aktarma yaptı. AKP’yi başından beri destekleyen Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül’ün 17 Ağustos’taki makalesini özetledi. Makalesinde Karagül, adeta AKP ile muhalefet arasına giriyor ve neticede “Özkök gibi düşünen muhalifler haklıdır” diye racon kesiyordu. Özkök’e göre Karagül AKP’lilere şu ikazlarda bulunuyordu.

- MEZHEP POLİTİKASI BİTTİ: “Bütün bölgeyi harabeye çevirme potansiyeli taşıyan mezhep krizinden bir an önce kurtulmanın yollarını bulmalıyız.”

- TERÖRLE MÜCADELE SLOGANI ÇÖKTÜ: “Hâlâ ‘terörle mücadele’ gibi soyut, anlamsız, bir karşılığı olmayan gerçeklikten uzak cümlelerle konuşulmasını anlamak mümkün değildir. Artık ‘terörle mücadele’ diye bir kavram yoktur.”

- ESED’İ İNDİRME POLİTİKASI ÇÖKTÜ: “Suriye’de durduğumuz yeri yeniden tanımlamak durumundayız. Bağdat’la ilişkileri güçlendirmenin yanı sıra, Şam yönetimine karşı bütün öfkemizi bastırmak, takıntılarımızdan kurtulmak zorundayız.”

- SURİYE’Yİ BÖLME POLİTİKASI İFLAS ETTİ: “Suriye’yi bir bütün olarak tutacak adımlar atmaktan, ülkenin ABD işgaline teslim edilmemesinden, parçalandığı anda Türkiye’nin parçalanma sürecinin başlatılacağından söz ediyorum.”

- HAMASET DÖNEMİ KAPANDI: “Buna şiddetle karşı çıkanların, boş hamaset dışında Türkiye’ye önerdiği hiçbir çözüm yolu yoktur!”

BİR RACON KESİLECEKSE, BİZZAT BEN KESERİM

Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20 Ağustos 2017 günü İstanbul’da AKP İl Danışma Meclisi Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, bir başka yazarın (muhtemelen Cem Küçük) kendisine izafeten Aydın Doğan’la ilgili olarak söylediklerine şiddetle karşı çıktı. “Bir racon kesilecekse, bizzat kendim keserim” diyerek, yandaş yazarlara bir had bildirmesi yaptı. Bana göre, yandaş bir gazetecinin meslektaşları hakkında kestiği racon (?) o kadar da önemli değildi. Asıl önemlisi yandaş Karagül’ün AKP’ye kestiği “siyaset paradigmalarını değiştir” raconuydu. Buna kimse ses çıkarmadı.

RACON NEDİR, RACONU KİM KESER

Kökü Latince olan racon kelimesinin Türkçe’de doğru karşılığı “hüküm”dür. Yeraltı dünyası, aralarındaki menfaat uyuşmazlıklarını, menfaatin kendisi gayri meşru olduğu için, meşru hukuk yollarıyla çözemez. Uyuşmazlığı yeraltı dünyasının “Hakem Mahkemesi”ne yani bir “Baba”ya götürür. İşte bu “Baba”nın aldığı karara (hükme) racon denir. Bu racon/hüküm/kural gelecek için de emsal teşkil eder. Racon kesecek çapta bir Baba olmak için saygın olmak yetmez. “Verdiği hükmü infaz edecek güce de sahip olmak” gerekir. İş hayatında da “racon kestirme” yani çıkar uyuşmazlıklarını herkesin saydığı bir meslek büyüğüne götürmek, pek işe yaramasa da sıkça denenen bir ihtilaf çözme yöntemidir. Çünkü çok ekonomiktir. Günlük konuşmalarda racon kesmek, haddini bilmeden kural koymaya yeltenmek demektir. Ancak, bir racona bakılır, bir de raconu kesene.

Son söz: Racon kesmenin de bir raconu vardır.