Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani, Türkiye’ye geldiğinde ilk kez İstanbul Atatürk, Ankara Esenboğa havalimanları ile Devlet Konukevi’ne Kürdistan bayrağı çekilmişti. Güneydoğu gazisi Tarkan Yılgün suç duyurusunda, “Irak Anayasasında böyle bir bayrağın yer almadığını, Türkiye dahil hiçbir ülkenin Kürdistan’ı tanımadığını, bayrak asılmasının ülkemizi bölmeye çalışan PKK, Suriye’yi bölmek isteyen PYD, İran’ı bölmek isteyen PJAK’ın amaçlarına yardım ettiği, kanton adını verdikleri bölgelerin devletleştirilmesinin önünü açmaya dönük olduğunu” öne sürdü.
Yılgün, bayrağın çekilmesine izin veren ve çekenler hakkında “terör örgütüne yardım etme” suçlamasıyla işlem yapılmasını istedi. Savcılığın yaklaşık 3.5 ay sonra verdiği kararda, Mesut Barzani’nin Irak Kürt Bölgesel Yönetimi lideri olduğu, devletin yetkili makamlarının izniyle 27 Şubat’ta Türkiye’ye resmi ziyarette bulunduğu, bölgesel yönetimin terör örgütü olmadığı, bu nedenle şüpheliler hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığı belirtildi. Haberiniz olsun...
Rezaletin seyircileri
Milli Eğitim Bakanlığı, okul müdür ve yardımcılıkları için yazılı sınav yerine mülakat yapıyor. Böylece, kimin kazandırılması isteniyorsa o kazandırılıyor. 3-21 Temmuz tarihleri arasında Türkiye genelinde gerçekleştirilen mülakatlarda ortaya çıktı ki tam anlamıyla torpil işliyor, hükümete yakınlığıyla bilinen sendika dışındaki müdür, müdür yardımcısı adaylarının başarılı olması hemen hiç mümkün olmuyor. Ankara dışındaki illerde sonuçlar açıklandı. Her ne kadar Eğitim Bir-Sen üyeleri kazandırılıyorsa da, onların arasında etkili olan cemaat, tarikat, vakıfların mücadelesi var. İşte, Ankara’da benzer sorun yaşanıyor. Hatta tatilde olan komisyon üyelerinden puanları değiştirmelerinin bile istendiği söyleniyor.
Rize’den bir örnek vereyim: Müdürlük mülakatına 49 kişi katıldı. Bunlardan 26’sına 90 ve üstünde puan verildi. Onların 25’i Eğitim-Bir Sen, birisinin de Türk Eğitim-Sen üyesi olduğu anlaşıldı. Kul hakkı yiyenler utanın utanın...
Trabzon’da saadet zinciri
Bazı belediyeler “doldur-boşalt” yöntemiyle sınava hiç girmeyen ya da girip yeterli puan alamayanlardan özel kalem müdürlüğüne eleman alıyor, sonra bunlar daha önemli görevlere atama koşulları uymadığı için vekaleten atanıyor. Bugünkü örneği de Fevzi Gümrükçüoğlu’nun başkanlığını yaptığı Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nden verelim:
- Başkan Fevzi Gümrükçüoğlu, ortak olduğunu öne sürdüğü hastane sahibinden alacağını tahsil için senedi Özel Kalem Müdürü Mustafa Akkaya’ya ciro etti. O da, hastanenin SGK alacaklarına el koydurdu. Akkaya’yı 10 yıllık memuriyeti olmamasına rağmen genel sekreter yardımcılığına vekaleten atadı. Belediyenin 11 dairesini bu kişiye bağladı.
- Akkaya’nın genel sekreter yardımcılığına gönderilmesinden sonra Ahmet Yoloğlu, özel kalem müdürlüğüne açıktan atandı. Kısa süre sonra Yoloğlu, Basın Yayın Daire Başkan Vekilliği’ne atandı ve halen bu görevde...
- Ahmet Yoloğlu’ndan boşalan özel kalem müdürlüğüne bu kez Arsin AKP İlçe Başkanı Farabi Hacıhasanoğlu açıktan atandı. Kısa süre sonra Hacıhasanoğlu, Arsin İlçe Belediye Başkan Yardımcılığı’na verildi.
- Farabi Hacıhasanoğlu’ndan boşalan özel kalem müdürlüğüne bu kez Cemal Akdeniz getirildi. O da Makine İkmal Daire Başkanlığı’na vekaleten atandı.
- Cemal Akdeniz’den boşalan özel kalem müdürlüğüne bu kez HAS Parti döneminde merkez ilçe başkan yardımcılığı görevinde bulunan Muhammet Ali Altuntaş açıktan atandı. Altuntaş da kısa süre sonra Destek Hizmetleri Daire Başkan Vekilliği’ne atandı.
- Ali Altuntaş’tan boşalan özel kalem müdürlüğüne bu kez İsmail Gözcü açıktan atandı. O da kısa süre sonra Kira İştirakleri Daire Başkan Vekilliği’ne atandı.
- İsmail Gözcü’den boşalan özel kalem müdürlüğüne bu kez Mustafa Yazıcı açıktan atandı. Yazıcı da kısa süre sonra Bilgi İşlem Daire Başkanlığı’na vekaleten atandı.
- Mustafa Yazıcı’dan boşalan özel kalem müdürlüğüne bu kez Muhammet Zahir Demirtaş açıktan atandı.
Bakalım Demirtaş özel kalemde daha ne kadar kalacak ve oradan hangi daire başkanlığına vekaleten atanacak. Trabzon’da kurulan saadet zincirinin birkaç halkasını anlattım. Zorlu sınavlarda başarılı olanlar işe alınmazken, yandaşlar sınavsız alınıyor ve yükseliyor. Bunlar suç sayılmıyor ve kılıfına uyduruluyor. Oh ne âlâ memleket...
