Ülkemizde “Ergenekon”, “Balyoz” kumpasları yaşandı. Bu kumpasların içinde olanlar bu suçlarından dolayı cezalandırılmadı. Zekeriya Öz gibi giden gitti. Çok şey bilen, çok şey yaşayan bir dönemin kudretli savcısının hangi ülkede olduğu da bugün bilinmiyor. Açıkçası kimsenin de üstüne düştüğü yok.
İlhan Cihaner, Erzincan Başsavcılığı döneminde bir cemaate dönük soruşturmayı yürütürken makamından alınıp yaka-paça götürüldü, cezaevine konuldu. Bu kumpasın içinde savcılar, emniyet, MİT mensupları, gizli tanıklar yer aldı. 17-25 Aralık 2013 soruşturmalarından sonra yapılan şikayetler üzerine Cihaner dosyasında yer alan isimlerle ilgili soruşturma başlatıldı.

KUMPASIN ESKİ SAVCISI DA SERBEST

Şüpheliler hakkında davalar parça parça açıldı. Erzincan Ağır Ceza Mahkemesi darbe girişiminden bir gün önce yani 14 Temmuz 2016’da gizli tanıklarla ilgili kararında ilk kez “Fetullahçı Terör Örgütü” dedi. Davanın sanıkları cezalandırıldı. Örneğin “Munzur” kod adlı S.Z., evrakta sahtecilik, yalan beyanda bulunmak, kişiyi hürriyetten alıkoymak gibi suçlardan 22.5 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Cihaner döneminde “gizli tanık” olan dönemin Savcısı Bayram Bozkurt hakkında Erzincan Ağır Ceza Mahkemesi “yakalama” kararı çıkartıyor. Bozkurt, 2016 yılının Mayıs ayında gözaltına alınıyor, tutuklama istemiyle mahkemeye sevk ediliyor ama mahkeme serbest bırakıyor. Bozkurt’u serbest bırakan hakim daha sonra ihraç edildi.
Bayram Bozkurt hakkında yeniden yakalama kararı çıkarıldı. Bu kez İzmir’de yakalandı. Orada tutukluyken, Erzincan’da devam eden dava nedeniyle ifadesi alındı. İlhan Cihaner’in avukatı Turgut Kazan ve Erzincan’daki avukatına duruşma günü bile bildirilmeden Bozkurt, etkin pişmanlıktan yararlandı ve hakkında tahliye kararı verildi. Neyse ki, Bozkurt’un İzmir’de de örgüt üyeliğinden dosyası bulunduğu için tutukluluğu orada devam ediyor. Bozkurt’u tahliye eden mahkeme heyetinde bulunanların terfi ettirilmesi de ilginç bir durum oldu.

KUMPASIN MAHREM İMAMI DA SERBEST

Bitmiyor. Polisleri yönlendiren cemaat imamı Ahmet Demir, Ankara’da “mahrem imam” olarak soruşturma geçirirken, FETÖ’nün ByLock haberleşme programını kullandığı belirlenmesine rağmen üçüncü celsede tahliye edildi.
Terör suçlarında ceza verilirken “vahamet arzeden” eylemler vardır. Cihaner soruşturmasında kamu görevlileri ekarte edilmesine karşın sanıklara örgüt üyeliğinden ceza veriliyor. Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) ihraç kararlarında İlhan Cihaner olayını da dikkate getirip örgütün önemli eylemleri arasında göstermişti.
Cihaner kumpasçıları için tek dava dosyasında yargılama yapılması gerekirken, parça parça yapılıyor. Sanıklar, örgüt üyeliğinden hüküm giyiyor ya da serbest kalıyor. Vahamet arzeden eylem gibi görülmüyor. Konuştuğum emniyet mensubu, kumpasta çok sayıda kişinin görev aldığını, hatta bazılarının görevde olduğunu belirtiyor, organizasyonun tam anlamıyla ortaya çıkarılamadığını anlatıyor.

KUMPASIN SAVCISI DA SERBEST

İlhan Cihaner’in evinde arama yapan dönemin Erzurum Özel Yetkili Savcısı Rasim Karakullukçu da serbest bırakıldı. Bir ilginç durum daha var: Rasim Karakullukçu’nun duruşmasından da Cihaner ve avukatları haberdar edilmedi. Yani duruşma gününü onlar bilmiyorlardı. Karakullukçu hakkında mahkeme beraat kararı verdi. Cihaner, avukatı Turgut Kazan, Karakullukçu hakkında tahliye kararı verildiğini günler sonra öğrendi.

KUMPASIN MÜFETTİŞİ DE SERBEST

CHP Milletvekili İlhan Cihaner’le ilgili soruşturma yapan dönemin Adalet Müfettişi Dursun Ali Gündoğdu da “etkin pişmanlıktan” yararlanıp itirafçı olunca serbest bırakıldı. Gündoğdu, geçen yıl Başakşehir’de MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı ifadeye çağıran Özel Yetkili Savcı Sadrettin Sarıkaya’yla birlikte aynı evde yakalanmıştı.
İlhan Cihaner, avukatı Turgut Kazan’la birlikte Samsun’a gitti ve İstinaf Mahkemesi’ne itiraz dilekçesi sundu. Ayrıca kararı veren mahkeme heyeti hakkında da suç duyurusunda bulundu. İlhan Cihaner, sohbetimizde “Karakullukçu hakkında itirazen bozma” başvurusunda bulunduklarını belirtiyor ve şöyle diyor:
“Davalar örgüt üyeliğinden açılıyor. Sahtecilik, görevi kötüye kullanma, kişiyi özgürlüğünden mahrum bırakma gibi. Oysa kumpasın içinde yer alanlarla ilgili tek dava olmalı, deliller birlikte değerlendirilmeli. Biz, tanık ifadelerini bile bilmiyoruz. Açıkçası dün de mağdurduk, bugün de yine biz mağduruz.”
Yaşananlar hakkında HSK Başkanlığı’na da kapsamlı bir şikayet dilekçesi verildi. Ergenekon kumpasçılarına bir şey olmadı, bakalım Cihaner kumpasçılarının tamamı da yürütülen soruşturma ve davalardan yırtacak mı? Bekleyelim, görelim...