Hafta sonu...
Erdoğan partisinin Kars il kongresine katılıp şunu dedi:
“Kimisi Hans’ın kulu kölesi oluyor, kimisi George’un kulu kölesi oluyor, kimisi kurulan sahte mahkemelerde yargılanmak suretiyle güya benim ülkemi yargılamaya kalkıyor. Boşuna uğraşmayın. Bizim abdestimizden şüphemiz yok ki namazımızdan şüphemiz olsun...”
Bu sözler üzerine AKP’liler ilk kez şu sloganı attı:
“Vur vur inlesin, Amerika dinlesin!”
Yıllar öncesini anımsadım...
Tarih: 12 Aralık 1997.
Erdoğan’ın, Siirt mitingindeki sözleri hakkında Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde dava açıldı.
Mahkeme, 21 Nisan 1998 tarihinde Erdoğan’ı, “Halkı din ve ırk farkı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek” suçunu işlemesi nedeniyle bir yıl hapis ve 860 TL para cezasına çarptırdı. İyi halden cezası 10 ay hapis ve 176 TL para cezasına indirildi.
Cezası, devlet aleyhine işlenenler kapsamına girdiği için bir daha siyasi partilere üye olamayacak, milletvekili ve belediye başkanı seçilemeyecekti...
Gazeteler manşet attı: “Muhtar bile olamaz!”
Erdoğan 26 Mart 1999 günü Pınarhisar Cezaevi’ne girdi.
İnfaz gereği dört ay sonra 24 Temmuz 1999’da çıktı.
Bitmedi, “film” asıl şimdi başlıyor...

Benzer partiler


Erdoğan “siyasi yasaklı” olmasına rağmen Anadolu’yu gezdi; siyasi demeçler verdi.
Bülent Eczacıbaşı’nın Yeniköy’deki yalısında düzenlediği ve Sakıp Sabancı, Tuncay Özilhan, Feyyaz Berker, Can Paker, Zafer Çağlayan, Aldo Kaslovski gibi 15 TÜSİAD üyesinin katıldığı yemekli toplantının baş konuğu oldu.
Bu süreçte...
- 16 Ocak 1998’de; Refah Partisi “laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı eylemlerinden” dolayı kapatıldı. Yerine Fazilet Partisi kuruldu. Bu yeni partinin 14 Mayıs 1998’deki Kongresi’nde “Yenilikçiler” A. Gül’ü aday gösterdi. Kaybettiler. Recai Kutan genel başkan oldu.
Neo-liberal Cengiz Çandar-Ali Bayramoğlu “mihmandarlığında” Recai Kutan 1999 sonbaharında ABD gezisine çıktı. Toplantıları Doğu Ergil düzenledi. Kutan’a hep şu soru yöneltildi:
- “İslamcı mısınız, demokrat mısınız?”
Kutan’ın beklenilen yanıtı vermemesi liberal terbiyeci “mihmandarları” kızdırdı. Neyse.
Fazilet Partisi de 22 Haziran 2001’de kapatıldı.
“Yenilikçilerin” önünün açılması gerekiyordu! Bu arada...
Fethullah Gülen “Yenilikçilerin” yanındaydı.
Merkez medya “yenilikçilerin” safındaydı.
Ve 2001 yazında Milli Görüş bölündü:
Erbakan, ulus devletinin ürünü...
Erdoğan, küreselleşmenin ürünü idi.
Saadet Partisi 20 Temmuz 2001’de kuruldu.
AKP 14 Ağustos 2001’de kuruldu.
124 kurucu arasında Erdoğan da vardı. Eee yasaklı değil miydi? Sorunun yanıtına geleceğim... Aynı dönemde Fas’ta “Adalet ve Kalkınma Partisi” ve Mısır’da “Hürriyet ve Adalet Partisi” kuruldu...
Bunlar... Büyük Ortadoğu Projesi’nin Ilımlı İslam partileriydi!

Özel protokol


Tarih: 2 Ocak 2002.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, siyasi yasaklı Erdoğan’ın kurucu üyelikten çıkarılması için Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkeme savcılığın talebine uydu.
Erdoğan, kurucu üyelikten istifa etti. Fakat hâlâ genel başkandı. Kurucu olmayan biri nasıl genel başkan olabilirdi?
Bu arada...
Erdoğan 3 Kasım seçimleri öncesi AB üyesi 14 ülkeye gitti; Kopenhag zirvesine katıldı.
ABD gezisi öncesi Washington Büyükelçisi Faruk Loğoğlu, “şu anda en az 100 devlet başkanı Beyaz Saray’dan randevu bekliyor; kaldı ki Erdoğan ne devlet başkanı ne de başbakan, bu işler işadamlığına benzemez” yanıtını verdi.
Sonra?
Erdoğan, Beyaz Saray’da özel protokolle karşılandı ve Başkan George W. Bush ile görüştü!
Neler olduğu açıktı... Bir örnek vereyim:
“Düşünce kulübü” Rand Corporation, 2003 tarihli “Sivil Demokratik İslam: Ortaklar, Kaynaklar ve Stratejiler” başlıklı 88 sayfalık raporunda şunu diyordu:
- “Ilımlı İslam, demokratik İslam’ın örneği ve esas vasıtası olmak için en uygun olanıdır.”
- “Yarı demokratik görünümlü otoriter yapıyı esas alan laik gruplar, çoğunlukla solcu ve saldırgan milliyetçi ideolojileri benimsemişlerdir.”
Rapor neler yapılması gerektiğini de belirliyordu:
- “Ilımlı İslam’ı destekle... Bu kapsamda özellikle mali destek sağla... Liderlik modeli oluştur ve bu modele uygun liderler belirle...”
ABD haber dergisi “US News & World Report”un Mart 2005 sayısında şu haber yer aldı:
“Washington yönetimi Ilımlı İslam projesi çerçevesinde dünya çapında bir gizli planı devreye soktu. ABD yönetiminin iki yıldır İslam dininde reform yapılması için dünya çapında olağanüstü gayret gösterdiği belirtiliyor...”
Bugüne dönersek...
Erdoğan ile ABD’nin arasının açılmasının sebebi nedir?
Tarih: 2 Temmuz 2013.
Mısır’da Mursi’nin darbeyle devrilmesiyle Ilımlı İslam’a ABD desteği bitti.
Keza.
15 Temmuz 2016 FETÖ darbesi de bunun diğer örneğidir.
Dün “yasaklı” Erdoğan’ı ağırlayanların bugün Erdoğan’ı “yasaklı” hale getirmek istemelerinin sebebi budur: Ilımlı İslam bitti!