Dün İzmir’de yazdan kalma güneşli bir hava vardı. Denizden evlerimize mis gibi beşinci mevsim kokusu geliyordu. Masmavi gökyüzü ruhlarımızda umut filizleri yaratıyor, tıpkı büyük ozan Nazım Hikmet gibi “Yaşamak güzel şey be kardeşim” dedirtiyordu.

*  *  *

Akıllı telefonu açıp, Türkiye’nin iç karartıcı gerçeklerini okumaya başlayınca, güzel havanın oluşturduğu iyimser duygular, tıpkı ardında hiçbir iz bırakmadan gelip geçen bir meltem gibi uçup gidiverdi!..
Zira Oda TV’deki görüntülü habere göre akıl hastanesinden raporlu olduğu öne sürülen fesli tarihçi (!), tescilli Atatürk düşmanı Kadir Mısıroğlu,
bir video kayıtta gençlere şunları söylüyordu:
“İstediğimiz olmuş değildir. Yarı yoldayız. Nasıl buluğa ermemiş bir çocuğa ‘Niye evlenmiyorsun’ diyemezsen, Hükümet’e de ‘Niye şeriatı ilan etmiyorsun’ diyemezsin. Vakti var. Her ulus bir zamana rehmolunmuştur. Sizin nesliniz İslam’ın mutlak galebesini, küfrün mutlak yıkılışını, heykellerin köpek leşi gibi sürüklendiğini görecek. Siz göreceksiniz. O gün beni hatırlayın...”
Yani Mısıroğlu laik, demokratik Cumhuriyet’in ve anayasal düzenin yıkılıp yerine şeriat düzeninin getirileceğini iddia ediyor. Ayrıca suç içeren konuşmasında “heykeller köpek leşi gibi sürüklenecek” derken, akla hemen Atatürk’ün saldırıya uğrayan heykelleri geliyor...

*  *  *

Öne çıkan haberleri okuduktan sonra aylar öncesinden söz verdiğim bir etkinliğe katıldım.
Salona girdiğimde gözlerime inanamadım. Çünkü her yaştan katılımcıya açık etkinliği izlemeye gelenlerin çoğu gençti. Üstelik hemen hepsinin ellerinde imzalatmak için getirdikleri “Ya Atatürk Olmasaydı” ile “Geldikleri Gibi Giderler” adlı son kitaplarım duruyordu.
Coşkulu gençleri görünce, Mısıroğlu’nun sözlerini okurken ruhuma çöreklenen karamsar duygular bir anda yerini sabah güneşi altında yaşadığım çocuksu sevince bıraktı.
Gençlerle “Atatürk” konulu çok güzel, unutulmaz bir söyleşi yaptık...

*  *  *

Geçen akşam Halk TV’nin başarılı ekran yüzü Lale Özan Arslan’a birlikte konuk olduğumuzda değerli kardeşim Yılmaz Özdil’in de belirttiği gibi; son yıllarda dozu giderek artan Atatürk’ü unutturma ve hayasızca iftiralarla itibarsızlaştırma çabaları, buna müsait zemin hazırlayanların hiç de ummadıkları bir sonuç verdi!
Bu dönemde Atatürk sevgisi Cumhuriyet tarihinin hiçbir zaman diliminde görülmedik düzeye ulaştı.
Onlar Atatürk’ü gözden düşürmeye çalıştıkça, Atatürk sevgisi kalplerde ve gönüllerde patlamaya dönüştü...

04ugurbey30cm

*  *  *

Bunu somut bilgi ve gözlemlerime dayanarak söylüyorum.
Örneğin kitap fuarlarında Atatürkçü-yurtsever yazarlardan imza alabilmek için uzun kuyruklarda saatlerce bekleyen kitlenin, giderek büyük oranda gençlerden oluştuğunu görüyorum.
Yolda giderken önümüzü kesip, okullarındaki öğrenci başkanlığı seçimi için videolu mesaj vermemizi rica eden öğrencilere rastlıyorum.

*  *  *

Hepsinden önemlisi, yukarıdaki fotoğraflardan çokça alıyor, resim altlarında da benzer mesajlar olduğunu görüyorum:
“Siz istediğiniz kadar Atatürk’ü unutturup müfredatı gericileştirmeye çalışın. Biz çocuklarımızı Atatürk sevgisiyle büyütmeye kararlıyız...”