Domates 10 lira oldu.
Akp’nin anayasa profesörü burhan kuzu, ahaliye akıl öğretti.
“Mevsiminde yerseniz pahalı olmaz” dedi.

*

Dört dörtlük bilim insanı maşallah.
Hukuktan anladığı gibi tarımdan da çok iyi anlıyor.

*

Dana kıyma mesela...
Mevsiminde yemediğimiz için pahalı.

*

Benzini mevsiminde kullanmıyorsun, sonra dünyanın en pahalı benzinini kullanıyoruz diye ağlıyorsun... Sen benzini turfanda kullanmazsan, sera benzin kullanırsan, burhan naapsın?

*

Niye saman ithal ediyoruz?
Mevsiminde yemediğin için.

*

Şimdi bak güzel kardeşim...

*

İskenderun demir çelik.
Ruslar yaptı.
Parasını domatesle ödedik.
Seydişehir alüminyum.
Ruslar yaptı.
Parasını portakalla ödedik.
Aliağa rafinerisi.
Ruslar yaptı.
Parasını salatalıkla ödedik.
Oymapınar barajı.
Ruslar yaptı.
Parasını mandalinayla ödedik.
Çünkü...
Mart 1967’de Türkiye’yle Rusya arasında anlaşma imzalandı, haziran 1967’de Resmi Gazete’de yayımlandı. Bu anlaşma çerçevesinde, Sovyetler Birliği tarafından Türkiye’de bir demir çelik fabrikası, bir alüminyum fabrikası, bir hidroelektrik santrali, bir petrol rafinerisi, bir sülfürik asit fabrikası, bir lif levha fabrikası, bir cam fabrikası “anahtar teslimi” kurulacaktı. Parasını, teçhizatını, malzemesini Ruslar verecekti, Türk personeli eğitecekti.

*

Hibe değildi.
Peki, geri ödeme nasıl yapılacaktı?
Sebze meyve narenciyeyle!

*

Anlaşmanın dokuzuncu maddesinde aynen şöyle yazıyordu: İş bu anlaşma çerçevesinde, Sovyet teşekküllerince sağlanacak kredi, teçhizat, malzeme, teknik hizmetler ve Türk personelin mesleki eğitim bedeli, narenciye, yaş sebze meyve, kuru üzüm, zeytin ve fındıkla ödenecektir. Geri ödeme bedeli olarak Türkiye’den Sovyetler Birliği’ne ihraç edilecek malların fiyatları, dünya fiyatları esas alınarak tespit edilecektir.

*

İş bu anlaşma çerçevesinde... Türkiye’nin en büyük demir çelik işletmesi İskenderun Demir Çelik’i yaptılar. Seydişehir Alüminyum’u yaptılar. Oymapınar Barajı’nı yaptılar. Aliağa Petrol Rafinerisi’ni yaptılar. Bandırma sülfürik asit fabrikasını yaptılar. Artvin lif levha fabrikasını yaptılar. Çayırova cam fabrikasını yaptılar. Türk sanayisinin omurgasını oluşturan bu hayati tesisler sayesinde, hem onbinlerce insanımız iş buldu, hem de Türkiye milyarlarca dolarlık ithalattan kurtuldu, dışarıya bağımlılığı azaltıldı.

*

Ve, bunların karşılığında tek kuruş ödemedik.
Hepsinin parası domatesle salatalıkla portakalla mandalinayla üzümle fındıkla ödendi.

*

Türk tekstilinin temeli kabul edilen Nazilli Sümerbank basma fabrikası, 1937’de Ruslar tarafından kuruldu. Başlangıçta, Türk personele işi öğretmek için 120 Rus mühendis çalıştı. Kredisi, makinaları, her şeyinin parası narenciyeyle ödendi.

*

Kayseri Sümerbank bez fabrikası, 1935’te Ruslar tarafından kuruldu. Projesi, Nazilli basma fabrikasının da mimarı olan Ivan Sergeyeviç Nikolayev tarafından çizildi, o dönem itibariyle sadece Sovyetler’in değil, dünyanın en önemli mimar-mühendislerinden biriydi. Açıldığı gün üç bin kişiye istihdam sağladı. A’dan z’ye her şeyinin parası yaş sebze meyveyle ödendi.

*

1961’de Arpaçay barajı, Ruslar tarafından yapıldı. 1979’da Orhaneli termik santrali, Ruslar tarafından yapıldı. Ödeme şekli aynıydı, domates kabak biber greyfurttu.

*

Atatürk vizyonuydu.

*

Seneler boyu sorunsuz devam eden anlaşmaların altında İsmet İnönü’nün Celal Bayar’ın Bülent Ecevit’in Süleyman Demirel’in imzası vardı. Hem yurtta sulh cihanda sulh’la düşmanı dost yapmışlar, hem para harcamadan memleketi kalkındırmışlar, hem de Allah’ın bu topraklara bahşettiği tarımsal zenginliği takas aracı olarak kullanıp, köylümüzü çiftçimizi ihya etmişlerdi.

*

Bakmasını bilirsen...
Domatesle fabrika, baraj, rafineri, hidroelektrik santrali yaparsın.
Görmesini bilmezsen...
Menemen bile yapamazsın.

*

(Uçak krizinden beri, Türkiye’yle Rusya arasında domates-buğday üzerinden bilek güreşi yaşanıyordu. Onlar bizden domates almıyor, biz de onlardan buğday almıyorduk. Asrın liderimizle Putin masaya oturdu, uzlaşma sağlandı. Varılan anlaşmaya göre... Onlar bizden domates almamaya devam edecek ama, biz onlardan buğday alacağız iyi mi! Takdire şayan bi anlaşma oldu yani!)

*

Dolayısıyla...
“Ben çobanım” diyen asrın liderimizin burhan kuzu’sunu tebrik ediyorum.
Atatürk Cumhuriyeti’ni beğenmeyip, rejimi değiştiren sayın ahalimizin, domatesi 110 liraya, hatta 210 liraya yemesini temenni ediyorum!