O füzeleri biz üretecektik. Füze yazılımı yazan beyinler bizden yetişecekti. Füze üreten şirketler de bizden çıkacaktı. Durmadan füze alıyoruz. Cumhurbaşkanı Rusya’ya gidiyor, füze satın alma anlaşması imzalıyor.
4 adet S 400.
Bedeli:
2.5 milyar dolar.
Fransa’ya gidiyor.
144 adet EUROSAM Füze.
Bedeli:
Açıklanmadı.
3 milyar dolardan aşağı değildir.
Fransa’dan füze alımının yanında bir de “Fransız çiftçisinin yetiştirdiği danadan kıyma, biftek, pirzola, löp et alım pazarlığı” da yapıldı.
Kim yiyecekse!
Fransız bifteği de geliyor.
Hem yüksek beyinsel ve bilimsel birikim isteyen “füzeleri biz üretemeyip”; ilk okul eğitimine “kod yazma derslerini” 20 yıl önce koymuş Rusya’dan, Fransa’dan almaktayız. Hem “Türk çiftçisinin alın teri emeğini bilimsel ve ileri hayvancılık bilgisi ile buluşturup” kendi ihtiyacımız eti kendi meramızda, çayırımızda, ahırımızda kendi çiftçimizin gücüyle üretmekte geç kaldık, kalıyoruz.
Füze ala ala!
Dışarıdan et getire getire!
Enflasyon füzelendi.
Ucuza hıyar satıyoruz.
Füzeleri pahalı alıyoruz.
Enflasyon çift haneye çıkıyor.

* * *

Enflasyon yani şişme. Fiyatların şişmesi.  Çift haneye sıçradı, durmuyor yükseliyor.  Yıllık enflasyon 11.92 oldu.  Kıyaslama olsun: Avrupa enflasyonu (Euro Bölgesi)  tek haneli yüzde 1.4’e indi, bizimki 12’ye dayandı.
Fakir, fukara eziliyor.
Zengin daha zengin.
Yoksul daha yoksul.
Uçurum açılıyor.
Ahlak bozuluyor.
Rüşvet artıyor.
Yolsuzluk çoğalıyor.
Bunlar yüksek enflasyonun sonucu olarak doğuyor. Yıllık enflasyon yüzde 11,92  oldu fakat  yıllık mutfak enflasyonu (gıda ürünleri) yüzde 21.77’ye çıktı.
Füze ala ala.
Et getire getire.
En önemlisi!
İsraf yapa yapa.
Enflasyonu israf  şişiriyor.
Bizim ekonomistler, ekonomi profesörleri, gazetelerdeki ekonomi yazarları nedense “Enflasyonun anasının israf olduğunu” söylemiyorlar, yazmıyorlar.

* * *

Korkuyorlar.
Çünkü baş israfçı kızıyor.
Cumhurbaşkanı, büyük bir israfla kendine Ankara’da Saray yaptırdı. Ankara’da oturacağı Çankaya Köşkü, kendinden önceki Cumhurbaşkanı döneminde büyük paralar harcanarak yenilenmişti. Onu beğenmedi yeni Saray’a taşındı.
Sormak lazım:
Saray yaptın.
Enflasyon çift haneye çıktı.
Nerede yanlış yaptın?
Sakıp Sabancı, “İstanbul Taksim’deki Atatürk Kültür Merkezi Binası’nı ben kendi paramla yeniden yaptırayım, devlete israf olmasın” teklifi yapmıştı.
Kabul etmediler.
Koca binayı yıllarca öyle terk edilmiş, viran bıraktılar. Çok az paraya basit bir güçlendirme yapılsaydı, bu bina 1000 sene daha ayakta dururdu, Topkapı Sarayı’ndan, Ayasofya’dan daha fazla yaşardı.
Tantana, gösteriş.
Düşen oyları kurtarma!
Binayı yıkacaklar.
Daha büyüğü yapılacak.
Kaça çıkacak?
Açıklanmıyor.
Namaz kılacak adamı olmayan yüksek tepelere Osmanlı Padişahlarının yaptırdığından daha büyük camiler yaptırıyor, cemaat  gelsin diye de ayrıca yüksek israfla yeraltından tünel yolu  açıyorlar.

* * *

İsraf canavarlığı!
Hem inşaatı yüksek para.
Hem işletmesi yüksek para.
İsraf yapa yapa.
Enflasyon çift haneye çıktı.
Dar gelirli, sabit gelirli, ücretli, işçi, memur, emekli iki yakasını bir araya getiremiyor.