REHA BAŞOĞUL  İngiliz dilbilimci ve Oxford Üniversitesi profesörü J. R. R. Tolkien'in inanılmaz hayal gücünün eseri Yüzüklerin Efendisi, kendine has öğeler taşımasıyla kimi çevrelerce bir sanat eseri olarak tanımlanırken, tüm zamanların en çok satan ikinci romanı olarak da dünya tarihine geçti. Peter Jackson’un yönetmenliğinde sinemaya aktarılan ve sayısız ödül alan seri ise dünyada milyonlarca kişi tarafından izlendi. Bu denli geniş çevreye hitap etmeyi başaran Tolkien’e, hayal gücüne, romanda yer alan felsefeye ve de sembollere ilişkin birçok kitap, analiz ve makale yayımlandı... Mersin’de yaşayan harita mühendisi İlkay Aydın ise yeni çıkan 'Orta Dünyanın Analizi' kitabında Tolkien’in Yüzüklerin Efendisi romanının yapısını oluştururken esinlendiği kaynağın Türk mitolojisi ve destanları olduğunu ispat niteliğinde ortaya koyduğunu belirtiyor. Kendisiyle İngilizce ve Türkçe olarak çıkan yeni kitabını ve detaylarını konuştuk... Kitabı yazmaya nasıl karar verdiniz ve araştırmanız ne kadar sürdü? Gerek Erken Türk tarihi gerekse Tolkien eserleri konusunda geniş bir birikim isteyen bu süreç, ne gibi evrelerden geçti? 1981 Mersin doğumluyum. Yıldız Teknik Üniversitesi-Harita Mühendisliği mezunuyum. Meslek alanımda çalışmanın yanında yaklaşık 3-4 yıldır Ön-Türk kültürü ve tarihi üzerine araştırmalar, okumalar yapıyorum. Aynı zamanda ekstrembilgi.com adresinde bir web sitem var. Kitap fikri web sitemin sayesinde oldu. Hem Türk tarihi üzerine çalışmalarımı geliştirmek hem de web siteme içerik sağlayabilmek için bir Türk mitolojisi sözlüğünü okumaya başladığımda fark ettim benzerlikleri. Sonrasında 4-5 günümü alan bir yazı hazırladım. İnsanlardan olumlu tepkiler almak cesaret verdi ve kitabı yazmaya karar verdim. Sonrasında ne kadar zorlu bir çalışmaya talip olduğumu fark etmeme rağmen tüm önemli karakterleri deşifre edeceğimden emindim. 1,5 yıllık yoğun bir çalışmanın sonunda kitabımı tamamladım. ilkayaydin Ön-Türk tarihi kimi araştırmacılar tarafından M.Ö. 40 bine kadar dayandırılacak kadar oldukça eski olmasına rağmen, yanlış siyasi politikalar nedeniyle bazı çevrelerce "Her şeyi de Türkler’e bağlıyorlar" gibi bir algı oluşmuş durumda. Kitabınızla ilgili de gelebilecek böyle eleştirilere şimdiden bir cevabınız var mı? Öncelikle kitabımı okumalarını tavsiye ederim. Herkesin başta kabul etmesi gereken şey Türk kültürünün ve tarihinin büyüklüğü. Her şey Türkleri içeriyorsa söylemekten çekinmem. Ancak çalışmamda tarafsız ve bilimsel bir yaklaşımım var. Emin olmadığım hiçbir yerde Türklerle bir bağ kurmaya çalışmadım. Tolkien’in neyi nereden almış olabileceği konusunda düşündüm. Tespit ettiğim karakterlerin Yüzüklerin Efendisi’ndeki karakterlerle ortak özelliklerini maddeler halinde sıralayınca ortaya kitabım çıktı. Peki, okurlar, kitabınızda nasıl bir kurguyla karşılaşacak? Tolkien’in yarattığı dünyanın hangi bölümleri ele alınıyor? Öncelikle Yüzüklerin Efendisi’ni bilmeyen ve mitoloji ile ilgili olmayan okurlar için temel bilgiler vermeye çalıştım. Sonrasında en önemli karakterlerin ayrı ayrı incelemesi karşınıza çıkıyor. Yüzüklerin Efendisi’ndeki karakteri tanıtıyorum. Mitolojide eşleştirdiğim karakteri tanıtıyorum. Sonrasında iki karakter ortak özelliklerini sıralıyorum. Bunun haricinde Orta Dünya haritasının gerçek yerini izah eden bölüm, mekanlar ile ilgili çözümleme ve karakterler haricindeki araştırmamda ortaya çıkan ek bilgiler, motifler, ve olayları kısaca değerlendiren genel notlar bölümüyle tamamlıyoruz. 'TOLKIEN IRKÇI BİR YAZAR DEĞİL' 'Yüzüklerin Efendisi kitabında Tolkien’in Türk düşmanı olduğu ve Orc’ların da Türk olduğu’ iddiası var. Kitabınızda ise bununla ilgisi olmayan bambaşka bir boyut karşımıza çıkıyor. Bu ‘Orc’lar Türktür’ iddiası nereden çıktı ve işin aslı nasıl? Bu iddia, kitabımla ilgili bana sorulan soruların başında geliyor. Sanırım çalışmamın bu tür spekülasyonları içerdiğini düşünmelerinden kaynaklanıyor. Bu konu Tolkien’in mektuplarında geçer. Orc'ları tanımlarken "Kısa boylu, geniş vücutlu, yassı burunlu, soluk benizli, geniş ağızlı ve çekik gözlü -Avrupalı gözüyle- Moğolların daha aşağı ve daha sevimsiz versiyonlarıdır" şeklinde bir ifadesi var. Bir diğer konu ise Orhun kelimesinin İngilizce yazılışının 'Orkhon' olmasından kaynaklı. Sonraki açıklamalarında ırkçı bir yaklaşımı olmadığını beyan ediyor. Ben de Tolkien’in ırkçı olmadığını düşünüyorum. Tolkien, kahramanlarına, mekanlarına, öğelere isim ararken dünya mitolojilerinden faydalanmış. Numenor krallarına ad verirken Oğuz Kağan’ın oğullarının isimlerinden faydalanmış. Rohan Kralı Theoden’in defin töreni Türklerdeki 'yuğ töreni'dir. Kitabımda da detaylı bir şekilde izah ettiğim gibi büyük oranda Türk kültüründen faydalanmış. En önemli karakterleri oluştururken, Türk mitlerini hikayenin merkezine yerleştirmiş. Irkçılık veya düşmanlık bunun neresinde? Teşekkür kısmında Dr. Muazzez İlmiye Çığ’ın ve Prof. Dr. Osman Karatay’ın isimleri var. Kitabı yazarken size nasıl destek oldular? Aslında Tolkien de bir teşekkürü hak ediyor. Sağ olsun bana tüm mitolojileri okuttu. Sümer mitolojisi ile ilgili bazı detaylarda İlmiye Hocanın değerli katkısı oldu. Sayın Osman Karatay hocamın ise Elf ve Alp karşılaştırmasını içeren değerli makalesi işimi kolaylaştırdı. Kendisini her fırsatta rahatsız ettim. Takıldığım bazı konuları danıştım. Bazen tamamladığım bölümleri kendisine okutup bir nebze de olsa çalışmamın teyidini yapmaya çalıştım. 'ORTA DÜNYA', BİZZAT TÜRK MİTLERİNDEN GEÇİYOR Tolkien’in Orta Dünyası’nın esin kaynağı için yurtdışında birçok felsefi ve dil bağlamında eleştiriler, analizler yayımlanıyor. Kitabınızda dikkatimi çeken nokta, bunların arasında yaratılış mitosunda İbrahimi dinleri, İskandinav, Yunan mitolojisi ya da Doğu mitolojisine bağlayan çalışmaların aksine Türk mitolojisini örnek gösteriyorsunuz. Bu kıyaslamalardan Türk mitolojisi nasıl galip çıktı? Kitabımda bunu detaylıca anlattım. İlk önce Tolkien’in oluşturduğu hiyerarşiyi algılamak ve kağıda kaleme dökmekle başladım. Hikayede Tanrı Eru evreni yaratmıştır. Kendisine arkadaşlık etsin diye de Valar ve Maiar’ı yaratmıştır. Burada Tanrı-Tanrı Yardımcısı-Rahip veya Tanrı-Tanrı yardımcısı-Kam veya büyücü şeklinde bir oluşum çıkıyor. Bu oluşumu tüm dünya mitolojileri ile karşılaştırmak gerekiyordu. Elemeyi yaptıktan sonra her şey çorap söküğü gibi geldi. ortadunyaYaratılış mitoslarından Altay, Er Sogotoh ve Yakut destanlarından referans veriyorsunuz. Orta Dünya’nın bu destanlarla ilişkisini kısaca açıklar mısınız? Bizzat 'Orta Dünya' kelimesi bu destanlarda geçiyor. Orta Dünya kelimesinin İskandinav mitlerinden alıntı olduğu konusunda genel bir kanı var. İskandinav dillerinde geçen mid-gard 'Orta Bahçe' veya 'Orta Yer' anlamına gelse bile 'Orta Dünya' demek değildir. Siz olsanız halihazırda Türk mitolojisindeki 'Orta Dünya' kelimesini mi kullanırsınız yoksa mid-gard’ı esnetip 'Orta Dünya' manasında mı kullanırsınız? Aslında bu benzerlik İskandinavlar ve Türkler arasındaki kültürel etkileşimi de ortaya çıkarıyor. Bu açıdan ayrı bir önemi var. İyilerin tarafındaki Gandalf ile Oğuz Kağan destanındaki Arkıl Hoca karakteri eşleşiyor. Kimdir Arkıl Hoca, benzerlikleri nelerdir? Arkıl ve Irkıl Hoca yüce bir şaman. Şamanların atası kabul edilir. Oğuz Kağan destanında geçer. Aynı zamanda Oğuz Kağan’ın oğlu Gün-Han’ın veziri, yaşlı bilge danışmanı olarak geçer. Bu özellikleri ve Aragorn-Gandalf ilişkisi sebebiyle benzetilebilir. Gandalf’ın bir diğer adı da 'Gri hacı'dır. Ancak kitabımda bahsettiğim gibi Gandalf’e Irkıl hoca demek araştırmamı eksik kabul etmek demektir. Gandalf’ın kim olduğunu bölümdeki metnin tamamını okuyanlar anlayacaktır. ortadunya2 Harita mühendisi olmanızın çalışmanıza etkisini herhalde kitabınızın son bölümünde ilginç bir çözümlemeyle görüyoruz. Bu çözümleme aklınıza nasıl geldi? Yıldız Teknik Üniversitesi Harita Mühendisliği Bölümü'ndeki değerli hocalarıma saygılarımı sunuyorum. Mesleğimi en ilginç şekilde icra eden ben oldum sanırım. Tolkien’in her bir öğeyi bir yerlerden esinlenerek oluşturduğu fikri zihnimde yer edince, "neden Orta Dünya haritası da gerçek dünya haritasında olmasın?” diye düşündüm. Dünya haritasını bölge bölge tarayıp Orta Dünya'daki yer şekillerini eşleştirmeye çalıştım. Bulmam çok uzun sürmedi. Ancak Orta Dünya haritasını tam olarak tespit etmek için 17 noktayı çakıştırdım. Yorucu bir çalışmaydı. Kitabınızda Tolkien’in Yüzüklerin Efendisi eserinin Türk destanları ve mitlerindeki karakterlerden ve kültüründen esinlenerek ortaya çıktığını ispat niteliğinde gösteriyorsunuz ve kitabınız İngilizce olarak da çıkacak. Yurtdışında okunması ve yankılanması açısından şimdiye kadar ne gibi çalışmalarınız var? İngilizce tercümesi Türkçe baskısıyla eş zamanlı tamamlandı. Şimdilik amazon.com’da yayınlanıyor. Kindle okurları için dünyanın her yerinden erişilebilir durumda. İngilizce ve diğer dillere çevrilip basılı halde yayımlanması ile ilgili İngiltere’de çok uluslu bir yayınevi ile görüşebilirim. Öncelikli olarak Türkçe baskısında istenilen noktaya gelmesini bekliyorum. Kitabımın yayın tarihi dikkate alındığında yurtdışı için adım atmanın erken olduğunu düşünüyorum. 2. baskıda kitabı genişletme ihtimalim sebebiyle de biraz bekliyorum. Daha fazlasını araştırmak isteyen okurlara hangi eserleri okumayı tavsiye edersiniz? Ben çalışmamı yaparken Julius Ceasar’ın Gallia Savaşı isimli kitabından tutun George Macdonald’ın 'Princess and Goblin'ine kadar okumak durumunda kaldım. Tolkien’in özellikle ünlü Rus Türkolog Vasiliy Radloff’un eserlerinin tamamını okuduğuna eminim. Tolkien’in neleri okuduğunu şöyle hayal etmeye çalıştığımda kendisinin orta çağ masal ve efsanelerini sevdiğini, Fin diline olan ilgisi sebebiyle bir şamanik destan olan Kalevala’yı okumasından sonra Orta Asya’yı derinlemesine incelemeye başladığını tahmin ediyorum. Sonrasında bu kadar bilgiyi nasıl kullanırım noktasında Yüzüklerin Efendisi’nin ortaya çıktığını düşünüyorum. muazzez 'NEDEN BİZ YAPMADIK' DİYE HAYIFLANMAKTA HAKLIYIZ Türk kültürü, dili ve destanlarının bu kadar köklü bir tarihe ve zengin bir sembolizma evrenine, hem de Tolkien’in yüz milyonlarca kişiye ulaşan hayal gücünün eserine kaynaklık edecek kadar derya deniz bir niteliğe sahip olmasına rağmen, Türk dünyasında bu tür romanlar göremiyoruz. Her iki evreni inceleyen biri olarak bu durumu nasıl yorumluyorsunuz? Popüler tabirle sorarsak; Neyimiz eksik? Aslında son dönemde Türkiye’de fantastik edebiyatta Türk mitolojisini içeren eserlerde artış gözlemliyorum. Mitoloji denince dinsel hikayeleri de kapsıyor. Belki çoğunluğun Müslüman olduğu bir ülkede olmamız ön yargılı bakmamıza sebep oluyor ve bizi kendi kültürümüzden uzaklaştırıyordur. “Neden biz yapmadık” diye hayıflanmakta haklıyız. Bu soruyu sosyologların ve edebiyatçıların cevaplaması daha doğru olur. Kitabınızda yer alan Orta Dünya ve Türk medeniyetleri ilişkilendirmesi oldukça ses getirecek. Orta Dünya’nın Türk kökenlerini araştırmaya devam edecek yeni eserler gelecek mi? Kısacası bir sonraki projeniz ne olacak, ipucu var mı? Açıkçası Orta Dünya ve Türk ilişkisi yerine herhangi bir dünya mitolojisinden olduğunu keşfetseydim de kitabı yazardım. Tabi Türk kültürünün yoğun olması bizim için ilgi çekici ve önemli. Kitabımın sonunda bahsettim. Eğer okurlardan yoğun bir talep gelirse Yüzüklerin Efendisi’nde incelenmesi gereken çok sayıda konu hala mevcut. Örnek vermek gerekirse, Tolkien’in oluşturduğu diller muazzam. Olayları Joseph Campbell’in monomitleri ile eşleştirilebilir bir çözümleme de yapılabilir. Benim temel amacım Ön-Türk kültürü ve tarihi üzerine çalışmak. Zaten bu kitap çalışması da tesadüfen fark ettiğim bir durum. Türk mitolojisi sözlüğü okurken bir anda kendimi Orta Dünya’nın içinde buldum. Bir sonraki projeme henüz karar vermiş değilim. Üzerinde düşündüğüm birkaç konu var. Etrüskler, İskitler, Avrupa dillerine yerleşmiş Türkçe sözcükler gibi… Sayın Muazzez İlmiye Çığ hocamın bir önerisi oldu. Belki hiçbiri olmaz ve Silmarillion’da yer alan karakterleri analiz ederim. Zaman gösterecek. [old_news_related_template title="Yemen'in Yüzüklerin Efendisi'ni andıran köyü" desc="Yemen'de dev kayalıkların üzerine kurulmuş olan bir köy, filmlerden fırlamış gibi duruyor. " image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2017/03/yemen2.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/hayatim/seyahat/yemenin-yuzuklerin-efendisini-andiran-koyu/"] [old_news_related_template title="DNA analizi sonucu : Avrupa'nın ilk gelişmiş uygarlıklarının kökenleri Türkiye'den çıktı" desc="Yeni yapılan DNA analizi, Yunanistan'da yer alan ve medeniyetin beşiği olarak adlandırılan iki antik uygarlığın ortak atalarının Türkiye'den göç ettiğini ortaya çıkardı. Bilim insanları, Minioan ve Miken uygarlıklarını oluşturan halkın atalarının Anadolu'dan Yunanistan ve Girit'e göç eden erken Neolitik çiftçiler olduğunu belirtiyorlar. Çalışma ayrıca, modern Yunanlıların da büyük ölçüde Mikenlerin torunları olduğunu ortaya koydu." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2017/08/dna-analizi.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2017/teknoloji/dna-analizi-sonucu-avrupanin-ilk-gelismis-uygarliklarinin-kokenleri-turkiyede-cikti-1959099/"]