19 Mayıs 1919; bağımsızlık ateşinin yakıldığı, umudun toprağa yeniden kök saldığı gündür. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkarak başlattığı Milli Mücadele, yalnızca bir kurtuluş destanı değil, aynı zamanda gençliğe emanet edilen bir çağrıdır: “Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizsiniz!”
Bugün Türkiye, siyasi ve ekonomik açıdan çalkantılı bir dönemden geçiyor. Bu zorlukları aşmak, geçmişte olduğu gibi yine genç kuşakların vizyonuna, cesaretine ve emeğine bağlıdır.
Peki, gençliğe düşen görevler neler olabilir?
Ben bunları şöyle sıralayabilirim:
Eleştirel Düşünce ve Bilgiye Sadakat: Bilimsel yöntemi, araştırmayı ve karşıt görüşleri dinlemeyi bir alışkanlık hâline getirin. Hakikati teyit eden kaynaklar kullanın; dezenformasyonla mücadele edin.
Demokratik Katılım: Oy vermekle yetinmeyin; yerel meclislere, sivil toplum kuruluşlarına ve öğrenci kulüplerine aktif katılın. Sorunları yalnızca eleştirmekle kalmayın, çözüm önerilerinizi raporlayın ve paylaşın.
Girişimcilik ve Üretim Odaklılık: İnovatif fikirleri cesurca hayata geçirin; teknoloji, tarım ve yeşil enerji gibi stratejik alanlarda üretim başlatın. Yerli üretimi destekleyerek döviz bağımlılığını azaltmaya katkı sağlayın.
Toplumsal Dayanışma ve Eşitlik:Farklı kimliklerle empati kurun; cinsiyet, inanç ve düşünce ayrımcılığına karşı durun. Gönüllülük projeleriyle dezavantajlı kesimlerin yanında olun.
Spor ve Sağlıklı Yaşam: Spor, hem beden hem zihin disiplinidir. Sağlıklı birey, sağlıklı toplum demektir. Takım ruhu ve fair-play ilkelerini gündelik hayata taşıyın.
Dün olduğu gibi bugün de görevimiz; ortak akıl, adalet ve liyakat zemininde buluşarak Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına yakışır bir gelecek inşa etmek olmalı.
Bu bilinç ve kararlılıkla;
Şehit ve gazilerimizi saygıyla anıyor,
Milli Mücadele’nin ölümsüz lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü minnetle yad ediyor,
–Gençlerimizin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı yürekten kutluyorum.
Yaşasın 19 Mayıs, yaşasın Cumhuriyet, yaşasın Türk gençliği!