Şu dünyada “topu topu iki lider kaldık, biri ben diğeri Putin” demesi eşitler arasındaki çaresizliğin ilanı sayılır. Kanlı diktatör Esad, ülkesini bırakıp kaçtı tamam da; “bu iki lider Esad kaçarken” onun arkasındaydılar.

★★★

Putin!

Koruyucusuydu.

Erdoğan!

El uzatmıştı.

İkisi de Esad’ın ordusunu, ülkesini, devletini, halkını geride bırakıp kaçacağını göremediler. Ortadoğu bu iki lidere kaldıysa yanmışız!

★★★

İki lider, süreci çok yakından takip ettiklerini her fırsatta kendi ülkelerinin halkına ve bütün dünyaya ilan ediyorlardı.

Süreç dedikleri:

Esad’ın kalmasıydı.

Astana’daki toplantılar Esad’ın Suriye’nin başında kalması ve iç çatışmaların bitirilmesi üzerine kurgulanıyordu.

★★★

Suriye ordusu, bozguna uğramış, tek kurşun atmadan kaçarken Halep, Hama, Humus düşerken ve Esad’ı indirmek isteyenler Şam’a yürürken iki liderin Dışişleri Bakanları, 30 Kasım’da telefon konuşması yapmış; “Astana Sürecinin gereğini yapalım bir araya gelelim” kararı almışlardı.

★★★

Astana!

Esad’a vidalı Suriye idi. İki liderin ikisi de iki ülkenin dışişleri bakanı da Esad’ın 7 Aralık gecesi Sarayı’nı bırakıp kaçacağını bilemediler.

Öngöremediler.

Haber alamadılar.

★★★

Türk Dışişleri Bakanı ile İran Dışişleri Bakanı bir araya gelmiş; “Esad’ın başında olduğu Suriye’yi nasıl ayakta tutarız” diye konuşurlarken iki liderden biri; bu toplantıdan bir gün önce Esad’ı devirmek isteyenlerin “Hedefleri Şam” dedi.

Evet doğrudur.

Şam’ın düşeceğini bildi ama sadece iki hafta önce Esad’a el uzatan da oydu.

★★★

Gerçek, gerçektir.

Esad rejimi kanlıydı.

Çökecekti.

Ve çöktü.

Esad karşıtları, Suriye halkının büyük bölümünün desteğini aldıkları için Şam’a 3 yıldızlı bayraklarını dikebildiler. Suriye’nin batısını ele geçirdiler. Suriye’nin doğusu ABD korumasında PYD/YPG’ye kaldı.

Suriye bölündü.

BOP’un hedefi buydu.

İki lider, bir olup “Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) hedefini boşa çıkartmakta” başarılı olamadılar.

★★★

Bundan sonrası Suriye’de; üç yıldızlı bayrağı Şam’a dikenlerin önce kendi aralarında birleşip sonra yine boğaz boğaza gelecekleridir.

Suriye bu!

Suriye tarihinde akacak kan, damarda hiç durmadı

★★★

Farklı milletler.

Farklı dinler.

Farklı mezhepler.

Farklı ideolojiler.

Farklı kültürler yatağı.

Birleşmeler hep bölünmelere, dostluklar hep ihanete dönüştü. Suriye, kaosun pusuya yattığı ülke oldu.

★★★

Suriye’de elinde silah tutanlarla onları dışardan yönetip birbirine vurduranların “bu kadar kan yeter” demeleri için güçlü, demokratik, medeni, uyumlu, modern bir Suriye hedeflemeleri gerekir.

Böyle bir hedef!

Henüz yok.

Ufuk karanlık.

★★★

Daha dün birbirini boğazlayanlar; “Kanlı diktatör Esad’ı birlikte devirdik” şimdi bir olalım, güçlü, demokratik, medeni, uyumlu, modern Suriye’yi biz kuralım, bizi dışarıdan yönlendirenleri de Suriye’den kazıyıp atalım diyecekler mi?

Göreceğiz.

Her ağacın kurdu.

Kendi özünden.

★★★

İki liderden bizimkisi Suriye politikasında sayısız yanlışlar yaptı; Rusya ile İran’ın Suriye’de Esad odaklı pozisyonlarını okuyamadı.

Esad, bıraktı gitti.

İki lider kaldı!

Biri:

Esad’ın koruyucusu.

Diğeri:

El uzatıcısıydı.

Hem kel hem fodul: UTTS!

Köprüler ve otoyolların paralı geçişlerinde hem OGS ve hem de HGS adlı iki sistem birlikte çalışıyordu. Aniden bir karar çıktı. OGS kaldırıldı, OGS sistemi için para yatırmış olanlardan ilave para alınarak HGS sistemine geçirildi. Gerekçe “ücret toplamada iki sistemin olması gişelerde yığılmalara ve verimliliğin düşmesine neden oluyor” denildi. Gerçekten iş yükü azalıp, verimlilik arttı mı? UTTS (Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi) de HGS’den OGS’ye geçiş mecburiyetine benzedi. UTTS, benzin istasyonlarında vergi kaçağını önlemek için getiriliyor gerekçesine dayandırıldı. Mevcut Taşıt Tanıma Sistemi ile vergi kayıp kaçağı önlenemez miydi? Araçlara UTTS’yi taksın diye seçilen şirketin kendisi 3 yıldır zarar gösterip, vergi vermiyormuş, geçen yılı 43 milyon lira zararla kapatmış. Buna “hem kel, hem fodul” derler. UTTS sistemini taksınlar diye ihalenin paylaştırıldığı diğer 2 şirket kim, onlar da mı vergi vermediler? İsimleri niçin gizleniyor?