Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları...

İçinde bulunduğumuz coğrafyada hemen her Ramazan buruk geçti. Filistin’de buruk yaşandı. Mısır 10 yıllar boyunca baskı ve zulümle yönetildi. Özgürlük geldi derken bir kez daha baskı ve zulüm dönemi başladı. Suriye aynı şekilde. 10 yıllarca Ramazan dikta rejimlerinin gölgesinde buruk geçti. Son 4 yıldır buna bir de kan eklendi. Kitlesel katliamlar eklendi. Irak derseniz aynı şekilde. Dikta rejimi, ardından işgal, ardından iç çatışmalar.

2014 yılı hicri 1435 yılı Ramazan ayı son yüzyılın en buruk Ramazan ayı olarak yaşanacak. Myanmar’dan başlayarak, Afrika’nın batısına kadar her ülkenin baskı zulüm ve yoksullukla idrak edeceği bir Ramazan'a yaklaşıyoruz. "Rabbim isterse büklüm büklüm burulur" diyor ya şair, kul da bunu isterse, acılar hüzünler huzura sükuna dönüşebilir. İşte onun için hep birlikte çok dua edeceğiz.

Bütün mazlum mağdur yoksul kardeşlerimiz için bu Ramazan'da çokça dua edeceğiz. Dua ile kalmayacak, coğrafyamızın içinde bulunduğu durumu tefekkür edecek elimizi oralara uzatacağız. Neden böyle olduğunu, bu güzel coğrafyanın nasıl bu hallere geldiğini etraflıca sorgulayacak, hem kendimizi hesaba çekecek, hem de kardeşlerimizin kendilerini hesaba çekmeleri için gayret göstereceğiz.

Türkiye gerek Musul’da alıkonulan vatandaşlarımızla ilgili olarak, Türkmen kardeşlerimizle ilgili olarak ne yapılması gerekiyorsa fazlasıyla yapılıyor. İnanın cumhuriyet tarihinde örneği görülmemiş bir şekilde, son derece yoğun çok boyutlu derecede yapılması gereken neyse yapıyoruz.Bu kanlı bir siyasettir. Alçakça siyasettir! 80 vatandaşımızın başına birşey gelsin de hükümeti eleştirelim noktasına geldiler. CHP'nin de MHP'nin de kafası karışık. Ne ilke ne fikir ka

"CHP MAYMUN HALİNE GELDİ"

CHP de MHP de son derece çaresiz bir haldeler. Ne MHP de ne CHP de ilke kalmadı, sınır kalmadı, fikir zaten hiç kalmadı. Devlet Bahçeli MHP’yi aldı. CHP’nin yedeği, marjinal sol örgütlerin maymunu haline getirdi. CHP’nin genel müdürü o koltuğa oturdu. Mustafa Kemal’in partisi diyue övündüğü partiyi paçavraya çevirdi. Bu iki genel başkandan önce en azından bir kimliği bir ağırlığı vardı. CHP de MHP de kimliksiz ilkesiz fırsatçı partilere dönüştü. Şu hale bak. CHP genel müdürü çıkmış AYM’yi övüyor. Ama kısa bir süre önce de Silivri’de afedersiniz sövmenin dışında her şeyi onlara söylüyordu.

Meclis’te biz bu yasayı çıkarmak için verdiğimiz mücadelede bunlar salonda söylenmedik şey bırakmadılar. Biz bunlara rağmen hep 330’u yakalamanın mücadelesini verdik. Onunla da kalmadık ülkeyi dağ taş demeden dolaştık sonra milletimiz yetkiyi verdi, evet dedi ve bu yasayı çıkardık. Gerçi CHP genel başkanı sandığı bulamayıp hayır diyemedi. Balyoz ve Ergenekon davasından dolayı Pensilvanya’ya demedikleri kalmamıştı şimdi Pensilvanya yargısını savunuyorlar. Bir ipte bu kadar cambazlık yapılmaz. Bakın kafa üstü çakılacaklar. Bahçeli çıkıyor her hafta hakaret ediyor. Yılların MHP’sini aldın altın tepsi içinde şantaj çetelerine teslim ettim.

MHP'YE DE SERT SÖZLER

Çıkmış bizi Pınarhisar ile tehdit ediyor. Sen bizi kendin gibi şantaja tehdide boyun eğecek mi sandın.Biz Pınarhisar’a neden gittik? Tekrar etmekte fayda var. Talim Terbiye Yüksek Kurulu’nun tüm okullara tavsiye ettiği “minareler süngü kubbeler miğfer camiler kışlamız müminler asker..”  Ve bunula bizi yargıladılar. Sağ olsun daha sonra Pınarhisar’da bizi misafir ettiler. Bu millet, Bahçeli size, 5 yıllığına yetki vermişti ama 3,5 yılda gittiniz. Gölcük depreminin Düzce depreminin altında kaldınız. Vatandaş daktiloları filan Başbakanlığın önünde atıyordu. Biz ihtiyacımız olan ürünleri bulamaz hale gelmiştik. Petrolü alamaz hale gelmiştik. Siz bize böyle bir Türkiye teslim ettiniz. Biz bu yola ülke için bayrak için ölmeye yola çıktık. Bahçeli senin tehditlerine pabuç bırakmayız.

Her şeyden önce bizim için ölüm mukadderdir. Bu böyle bir mücadelede de olabilir. Veyahutta giderken bir trafik kazasında olabilir, veyahutta bir ayağın bir taşa takılır, gayet normal giderken kalp. Her şey olabilir. Çünkü her nefis er veya geç ölümü tadacaktır. Mesele ölümden korkmak değil, bir Müslümana bu yakışmaz. Mesele yine şairin ifadesiyle ölümü korkutmaktır. Biz bunun için buradayız. 200 yılında devlet bahçeli başbakan yardımcısıydı. DSP, ANAP, MHP birlikte iktidar idiler. Bir cumhurbaşkanı adayını dayattılar hatırlayın. MHP vekili adaylığını açıkladı dilekçesini yırttılar. Meclis içinde dövdüler. MHP bu ya. Ya bunlarda ne ararsan ilkellik adına var. kendi arkadaşlarını dövüyorlar. Aracına, insanlar tekme tokat dövülür de bunlar arabayı da dövüyorlar. MHP o gün DSP ve ANAP’ın oyuncağıydı. Şimdi CHP’nin oyuncağı. Bugün de aynı şekilde aday dayattılar.

Tezgah aynı. MHP’nin kendi iradesi yok mu? Belki kazanamaz, belki yenilir ama en azından izzetiyle yenilir. Ben inanıyorum ki MHP’ye gönül veren kardeşlerim bu seçimlerde de sen bizim irademize saygısızlık yaptın diyecekler ve kendi iradelerini en güzel şekilde sandıkta değerlendireceklerdir. Aynı şey CHP’ye gönül veren kardeşlerimiz için de geçerli.

"YİNE YENİLECEKLER..."

Şimdi MHP hem yeniliyor hem de bu genel başkan yönetiminde izzetini kaybediyor. 10 Ağustos’ta bir kez daha yenilecekler, ama izzetleriyle değil alınlarındaki lekeyle yenilmiş olacaklar. Benim milletim artık omurgalı siyaset istiyor. Millet her rüzgarın önünde eğilen, üzerien bir de ağır yenilgi alan zavallı siyasetçi gerekmiyor. Bu CHP ve MHP’nin düştüğü çukura bakında sorumluluğumuzun ne kadar büyük olduğunu idrak ediyoruz.

Biz muhalefetin bu zavallı haline bakacak, rehavete kapılmayacak tam tersine saflarımızı sıklaştıracağız. Hepinzin çok ama çok iyi bildiği hususları bugün genişletilmiş il başkanları toplantımızda tekrar hatırlatmak isterim. Bu ülkede yıllar boyunca siyaseti bir rant kapısı olarak görenler oldu. milletin oyuyla iş başına geldiler. Bir iki sene hükümette görev aldılar. Her seferinde ülkeyi millete çok ağır faturalar yükleyerek gittiler. Milletin derdini hiçbir zaman dert edinmediler.