Murat AYDIN / SÖZCÜ EĞİTİM

2015-2016 Eğitim ve Öğretim yılı Kurban bayramının ardından başlıyor. Gerçi Özel okullardan bır kısmında devletin eğitim takvimi beklenmeden özel izinle başladı ders yılı…Türkiye’de 7 Haziran seçimlerinin ardından başlayan terör olayları ülkeyi bir iç savaş görüntüsüne bürüdü. Bu da öğrenciler, veliler ve eğitim camiasında büyük endişe yaratıyor. Normal şartlarda bile okullarda yeterli güvenlik önlemlerinin olmadığı ülkemizde, yeni dönemde devletin ne gibi tedbirler alacağı, okullarda güvenliğin nasıl sağlanacağı merak ediliyor. En önemlisi de üniversitelerin durumu.

Geçmiş yıllarda dahi üniversitelerde siyasi akımlar arasında çıkan öğrenci kavgalarının önümüzdeki süreçte etnik kavgalara dönüşmesi korkutuyor. Eğitim uzmanları ve sektörün önde gelenleri bu konuda ciddi tedbirlerin alınmasını istiyor.

Peki bu nasıl olacak…. Üniversitelerde polis mi konuşlanacak?

Geçtiğimiz yıllarda üniversitelerin güvenliği özel güvenlik şirketlerine bırakılmıştı. Kampüslere polis giremiyordu. Ancak geçen yıl yaşanan bazı olaylardan sonra polisin üniversitelere girişine tekrar izin verilmişti. Özellikle doğu illerinde üniversite kazanan öğrenciler ile yine bu illere atanan eğitim görevlileri, öğretmenlerin endişesi büyük.
Doğuya tayini çıkan bir çok öğretmen gidip gitmemeyi tartışıyor. Bir taraftan yaklaşık 250 bin öğretmen atama beklerken, 37 bin öğretmenin ataması ise önceki gün yapıldı.
Atama bekleyen öğretmenlerin sosyal medya forumlarında yaptıkları yazışma bu endişeleri açıkça ortaya koyuyor. Atama bekleyen öğretmenleri endişelerini forumlarda yazdıkları yazılarla dile getirdi.

Forumlarda “Şırnak’a, Hakkâri’ye tayinimiz çıkarsa nasıl gideceğiz?” başlığı altında birbirleriyle konuşan öğretmen adayları Doğu ve Güneydoğu illerine atandıklarında rapor almayı ya da ücretsiz izne çıkmayı düşündüklerini söylüyor.

Bazı öğretmenler ise bir yıl sonra eş durumundan özür atamalarına katılabilmek için yıldırım nikâh yaptıklarını anlatıyor.

Öğretmenler en çok Cizre’deki olayları konuşuyor.

Geçtiğimiz şubat ayında yapılan 15 bin öğretmen atamasından bin 328’i Şırnak’a atanmıştı.

İşte bu yorumlardan bazıları:

“Kritik bölgelerde okulların daha geç açılacağını düşünüyorum. Bu ortamda MEB’in gitmek istemeyen veya endişeleri olan öğretmenleri anlayışla karşılayacağına eminim. Kaldı ki yakında seçim var. Herhangi bir zorlama veya olmadık cevapla seçim öncesi tepki almak istemezler.”

“90’lı yıllarda çok fazla şehit öğretmen oldu. Gidecek olanların işi zor, eğitim aşkıyla falan gitmeyin zamanı doldurun.”

“Terörden dolayı gidemezsem bu benim zoruma gidecek. Devletimiz inşallah bir çözüm bulacaktır.”

“Benim bir sene daha çabalayacak mecalim kalmadı. Bu puanı bir daha alamam.”

Şırnak’ın Cizre İlçesi’ndeki öğretmen adayı Metin Aydın sokağa çıkma yasağı yüzünden tercihlerini onaylatamadıklarını söyleyerek, şunları anlatıyor: “4 yıldır öğretmen olabilmek için KPSS’ye hazırlanıyorum. 35 yaşındayım, evliyim, 3 çocuğum var. Branşım sınıf öğretmenliği. 40 tercihimi de kendi bölgemden yaptım. Bölgenin insanı olarak ben yazmazsam Batı’daki insan nasıl burada görev yapmak ister?”

Terör olaylarının bir iç savaş gibi yaşandığı Güneydoğu illerinde görev yapan ve yeni atanan öğretmenler güvenli lojmanlar istiyor.

Yüksek öğretimde ise iş başta rektörler ve dekanlar olmak üzere birinci derecede eğitim görevlilerine düşüyor. Öğrencilerle kurulacak diyalogların olayları polisiye tedbirlerden daha öncelikli bir şekilde engelleyebileceğini düşünüyorum.

Yani burada iletişim önemli.

Öğrenciyi tanımak ve onlara eğitim için okulda olduklarını anlatacak en önemli görevliler akademisyenler ve eğitmenlerdir.

Öğrenci psikolojisini iyi bilen akademisyenlerin üniversitelerde olsun liselerde olsun olayları polisiye tedbirlerden daha iyi önleyebileceğini düşünüyorum.

Tabi burada velilere de çok büyük görevler düşüyor.

Öğrencinin üzerine şiddetle gitmek şiddeti artırır. Üniversitelerde ne kadar polis görülüşe o kadar olayların şiddetleneceği bir gerçektir.

Geçmişin tahlilini yaptığımızda bunu algılamamız mümkündür.

Onun için okul güvenliğini sağlamada, sadece polisiye tedbirler yeterli olmayacaktır.

Bu konuda bilimsel çalışmalarda yapılıyor.

Bahçeşehir Üniversitesi’nin bu gün başlattığı ‘Güvenli Okul’ çalıştayının da okul güvenliği için alınması gereken önemli tedbirleri ortaya koyacağını düşünüyorum.